-20.Bölüm-
"Ben artık yoruldum, Seokjin."
Namjoon, Seokjin'in yanına geldiğinde, ellerini kendi elleri arasına hapsettiğinde dudaklarından dökülen ilk cümle bu olmuştu. Gerçekten yorulmuştu. Kendisine pusu kuran düşmanıyla olan savaşı yorarken, aldığı karar yüzünden Namjoon'dan uzak duran arkadaşları ruhen çökmesine sebep olmuştu.
"Uyanmalısın artık. Ben burada sensiz kendimi çok yalnız hissediyorum."
Aklından geçen ya uyanmazsa ihtimallerini uzaklaştırdı. Saray hekimi, korkmaması gerektiğini, Seokjin'in uyanacağını söylemişti ve Namjoon tüm kalbiyle buna inanmayı seçiyordu.
Namjoon, ellerinin üzerine kafasını koydu, gözlerini kapattı. Günlerdir böyleydi. Namjoon, Seokjin'in yanına geliyor konuşuyor ve gidiyordu. Bugün farklı olmasını Seokjin'in de kendisiyle konuşmasını istiyordu.
"Sen de mi böyle hissettin? Ben zehir yüzünden kendimde değilken sen de mi böyle acı çektin?"
Namjoon, o günleri hatırladığında gülümsedi. Yaşadığı en berbat günler olduğu gibi en güzel günler de o günlerdi. Seokjin'in ilgilenişi, her zamankinden çok daha yakın oluşu Namjoon için paha biçilemez anlardı.
"Bazı geceler senin sesini duyuyordum ama sesin, kelimelerin, ellerinin sıcaklığı o kadar masalsıydı ki o anların gerçek olma ihtimalini düşünemedim, zehrin etkisiyle rüya görüyorum sandım." Namjoon, gözlerinin yandığını hissederken yutkundu. "Umarım sen şimdi beni duyuyorsundur Seokjin. Umarım gerçekten yalnız olmadığını, burada yanında olduğumu ve seni beklediğini biliyorsundur." Zorlukla yutkundu. "Seni çok seviyorum, Seokjin. Umarım beni duyuyorsundur, sevgilim."
Sevgilim. Bu kelimeyi ilk dile getiren Seokjin olmuştu. İlk birliktelikleri öncesinde dile getirmişti. Namjoon, o anı hatırladığında gülümsedi. Birbirlerini sevdiklerini ilk defa dile getirdikten saniyeler sonra ilk birliktelikleri gerçekleşmişti. Namjoon, o an her şeyin hızla geliştiğini fark etse de durmayı aklında geçirmemişti. Seokjin, dün tanıdığı bir insan değildi o yüzden o anda tüm her şeyi akışına bırakmıştı. Belki de yaptığı en doğru şeydi, yarının ne olacağını düşünerek hareket etseydi bugünkü Seokjin ve Namjoon olamazlardı biliyordu.
Namjoon, tekrar ellerinin üzerine kafasını koydu. Kendi odasına gidip uyumaktan daha huzur vericiydi.
Geçen dakikalar sonrası odanın kapısı açıldı, Namjoon kafasını kaldırdı. Gizli bahçenin ajusshisi içeriye girmişti. Namjoon ona yorgun bir şekilde gülümsedi.
"Hala aynı mı?"
Namjoon, iç çekti. "Evet, hiçbir değişiklik yok."
"Merak etme, Namjoon. Seokjin, uyanacak."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Healer | Namjin ✓
FanfictionOnlar iki yakın arkadaştı ta ki Namjoon saldırıya uğrayana kadar. 03.09.2020 // 12.09.2021