#24: « Affetmek »

979 109 13
                                    

Şükürler olsun dediğinizi duyar gibiyim.

Keyifli okumalar.💜


-24.Bölüm-

Seokjin, haftalar önce tören için çıktığı evin önündeydi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Seokjin, haftalar önce tören için çıktığı evin önündeydi. O gün evden çıkarken annesiyle uzun bir vedalaşma yaşamışlardı. Seokjin için itiraf etmek zor olsa da o akşam son kez görüyor olacağını hissetmişti.

Derin bir nefes alıp kapıya vurdu. Açılmasını istediği kadar istemiyordu da. Tüm duyguları birbirine girmişti. Her geldiğinde annesinin bu evde nefes aldığını biliyordu ama şimdi yaşamıyor olduğunu bilmek nefes almasını zorlaştırıyordu.

"Seokjin, hoş geldin," dedi Jiwoon kapıyı açtığında. "Seni bu kadar erken beklemiyordum."

"Daha fazla beklemek istemedim."

Jiwon, gülümsedi. "Gel hadi içeri."

Seokjin, içeri geçtiğinde her şey bıraktığı gibiydi. Tüm her şey aynıydı ama kendisi değişmişti. Gözleri köşede çiçekler arasında duran seramik kabı bulduğunda içinde tarif edilemez bir acı körüklenmişti.

Jiwoon, Seokjin'in baktığı seramiği kucağına alıp Seokjin'in yanına oturdu. "Bunun içinde küllerinin olduğunu bilmek çok tuhaf geliyor. Sanki her an kapıdan içeri girip ben geldim diyecekmiş gibi hissediyorum. Sanırım onun ölümünü hiçbir zaman kabullenemeyeceğim." Jiwoon, gülümsüyor olsa da canı yanıyordu, dudakları ısırıp akan gözyaşını sildi. "Senin uyanmanı, sana son kez sarılmayı çok istemişti ama olmadı."

Seokjin, konuşmadı sessizce dinlemeye devam etti.

"Yıllarca önce onu bulduğumda berbat haldeydi. Hem ruhu hem vücudu hastaydı. Çok sevdiği birini kaybetmek onu delirtmişti."

"Ama bunun suçlusu ben değildim, Jiwoon. O ise her zaman beni suçladı."

"Evet, biliyorum. Hanuel, hatalıydı. Asla onun yaptıklarını savunmayacağım sana ama annenin yıllarca yaptıklarının pişmanlığıyla yaşadığını bil, Seokjin."

Seokjin, histerik bir şekilde güldü. "İnanması çok zor geliyor."

"Belki yalan söylediğimi düşüneceksin, inanmayacaksın bana ama yemin ederim doğrular bu. Hanuel'i yanıma aldığımda yavaş yavaş iyileşmeye başlamıştı ve ilk yaptığı seni aramak oldu."

"Buna inanmamı bekleme, Jiwoon."

"Yemin ederim, Seokjin. Yıllarca seni aradık. Bulduğumuzda o kadar mutluydun ki Haneul, bu mutluluğunu elinden almak istemedi." Seokjin, kafasını iki yana salladı. İnanmıyordu. "Büyükbabanın arka bahçesinde ekim yapıyordunuz. Ekim yapmanın zorluğunu bilirim, buna rağmen siz ikiniz o kadar dinç o kadar keyif alan bir vaziyetteydiniz ki metreler öteden kahkahalarınızı duyuyorduk. Hanuel, seni gördüğünde sadece 'o mutlu' dedi. Biz yanına gelip gelmemek için tartışırken birden sen kafanı kaldırdın ve bizi gördün."

Healer | Namjin ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin