Bölüm: 12 – Yeşil
*
Bir insanı körü körüne sevmek, onun için kendi canını hiçe saymak bazı insanlar için tehlike unsuru olarak sayılıyordu.
Bu her zaman böyle olmuştu.
Ne kadar inkar ederse etsin, Cevher için de böyle olmuştu... Osman için de.
Osman istediği kadar kaçmaya çalışsın, istediği kadar ben babam olmayacağım desindi. Bir laf vardı, yüzyıllardır süre gelen ve neredeyse değişmeyeni anlatan...
Evlatlar anne ve babalarının kaderini yaşarlar...
Yaşıyorlardı.
Osman, tıpkı korktuğu adam olmuştu... asla olmak istemediği o adama dönüşmüştü ergenlik yıllarında. Çok arkadaşı yoktu, neredeyse hiç yoktu... Yadigar ve Mustafalardan başka. Hiç kimse ile anlaşamazdı.
Neden anlaşacaktı ki hem?
Gerek yoktu...
O zeytin gözleri görene kadardı ama... ilk defa karşı cinse karşı bir şeyler hissettiğinde sadece on altı yaşındaydı. Kendini bildi bileli, onun gözüne girmek için çabalamıştı.
Onun dikkatini çekmek, onu bir kere olsun görebilmek için yapmıştı çoğu şeyi.
Geçmiş
Dedesinden kalan kahveye doğru ilerliyordu Osman, yaşıtlarına nazaran görünüşü o kadar büyük duruyordu ki... bir bakan bir daha bakıyordu kendisine.
Babasına benzemesi yüzünden, nefret ediyordu bütün benliğine.
Tümüyle.
Onun boyu, saçı, gözü... aynıydı! Her şeyleri aynıydı ve bu genç adamı delirtiyordu...
Bakışları, Kenan amcasının dükkanına doğru kaydı. Mustafa, babasıyla beraber arabalarla ilgileniyordu... bazen ona özenmiyor değildi, hatta çoğu kez.
Baba oğul ilişkileri o kadar kuvvetliydi ki...
Ardından, Hava ablaların evinden çıkan Banu'ya ilişti gözleri. Bu kızı hiç sevmiyordu, hem de hiç. O sarı saçlarıyla, mavi gözleriyle resmen ona meydan okuyordu Banu.
Halbuki Banu ona hiçbir şey yapmamıştı.
Osman sadece sevmiyordu onu... haz almıyordu bu kızdan ama işte, kader ya bu... en haz almadığın, en sevmediğin insana muhtaç kalırdın bu hayatta.
Bu da böyle olmuştu...
Bade...
Gözünden bile sakındığı, kendinin bile inanmakta güçlük çektiği küçüğü. O gün gözüne çarpmıştı. Hoş, hep etrafındaydı Bade onun... ama o, ilk zamanlar çocukluk diyerek geçiştirmişti fakat işin aslı öyle değildi!
O küçücük bedeniyle dolanıyordu etrafında...
*
"Neden insanlara iğrenerek bakıyorsun Osman ağabey?"
Sinirle gözlerini yumdu Osman, ağabey...
"Kime öyle baktım Bademim?"
Gülümsedi Bade, yüzüne utanç hasıl oldu hemen. Ona, aitlik eki ile seslenen bu adama duyduğu hayranlığı hiç kimse bilmiyordu... bilemiyordu.
Kendisi bile bilmiyordu ki, içinde oluşan bu sevginin boyutunu.
"Vallah herkese öyle bakıyon Osman ağabey..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BADE (Mahalle Serisi - II) TAMAMLANDI
Chick-LitBir, Badem Şekeri varmış.. Tadını alan, bir daha bırakamazmış. "Ah; badem şekerim!" Mahalle Serisi - II *Yetişkin İçerikli Unsurlar Barındırmaktadır. Bu kitaba başlarken bu konuyu bilerek okumanızı tavsiye ederim.