2.4

834 10 3
                                    

başımın patlarcasına ağrımasıyla, ağrı kesici almak için yatağımı terk ettim. gözüme uyku girmemişti. başım o kadar ağrıyordu ki, kafamı kesip atmak istiyordum. canım daha az yanardı, bundan emindim. ağrı kesicimi içip ayaklarımı sürüye sürüye boş odama geri döndüm ve kendimi yatağımın içine atıp yastığıma sarıldım. yataktan çıkacak gücüm yoktu. kendimi yorgun hissediyordum ve hiçbir şey yapmak istemiyordum. kapı çalınca koşarak kapıya gittim. beklediğim kişi Aubrey değildi. hayal kırıklığıyla bana bakan arkadaşıma baktım. "Lena, iyi misin? çok kötü görünüyorsun." arkamı dönüp odama yürürken konuştum. "teşekkür ederim Aubrey, moral verdin." yatağıma kendimi attığımda Aubrey de odama gelmişti. "neler oluyor?" baş ucumda duran notu Aubrey'nin eline verdim. Aubrey şokla yatağıma oturdu. notu okuduktan sonra birkaç saniyelik sessizlik oldu. çekinerek konuşmaya başladı. "eminim dönecektir, sen de yaptın aynısını hatırlamıyor musun? ama döndün yine.." kafamı salladım. "aynı şey değil." Aubrey yanıma yaklaştı. "peki sen? hiçbir şey hissetmiyor musun Ashton'a karşı?" kafamı salladım. "bilmiyorum. tek bildiğim o olmadan nefes alamıyormuşum gibi hissettiğim. sanki bir şey nefes almamı engelliyor gibi." tek kaşını kaldırıp konuştu. "peki, Tyler'la öpüştüğünde ne hissediyorsun?" omuz silktim. "Tyler'la öpüşmedik." şaşırmış bir halde bana baktı. " Tanrım, neredeyse 35 randevunuz oldu.. hala öpüşmediyseniz bence cevap çok belli ama aklını karıştırmak istemem." göz devirdim. "aklım zaten çok karışık Aubrey, emin ol daha fazla karıştıramazsın." gözlerini kıstı. "aslında anlamanın çok kolay bir yolu var." yattığım yerden hiç kalkmadan sordum. "nedir?" birkaç saniye sonra konuştu. "Tyler'la ne zaman buluşacaksan, o gün onu öp." aklımda bu fikri tartmaya çalışıyordum. Tyler'la aramızdaki şeyin Ashton ile olduğu kadar güçlü olmadığını çok iyi biliyordum. ama Ashton'a olan hislerim, duygularım, tepkilerim ne anlama geliyordu bunu artık öğrenmeliydim. "tamam, bu akşam buluşacağız ve onu öpeceğim Aubrey." kısa bir sessizlikten sonra devam ettim. "peki ya Tyler'dan hoşlanıyorsam? Ashton ve bana ne olacak?" dudak büktü. "dediğim gibi, seni etkilemek istemiyorum ama bence hoşlanmıyorsun. eğer öyle olursa.. onu o zaman düşünürüz." kafamı salladım. saate baktığımda 8'e az kalmıştı. neredeyse 18-19 saattir yataktaydım. artık toparlanmam gerektiğini fark ettim. Aubrey'i odamda bırakıp yüzümü yıkamaya gittim. şişmiş gözlerimi ve yüzümü umursamadım. üstüme bir tişört ve bir pantolon geçirip yanına döndüm. "böyle mi gideceksin?" kafamı salladım. "evet, bir an önce bu işi halletmem gerekiyor. süslenesim yok zaten." omuz silkti. "ben gidiyorum o zaman, bana mesaj at olur mu?" gözlerimi onaylar şekilde yumdum ve arkadaşımla kapıya doğru yürüdüm.

evde bir süre daha kendi kendime oyalandıktan sonra arabaya bindim. aynada kendime baktığımda çok yorgun görünüyordum. Tyler'ın evine doğru arabayı sürmeye başladım. aklım çok doluydu ve kafamdaki sesler yüzünden radyodan gelen müziği bile duyamıyordum.  kısa süren bir sürüşten sonra arabadan indim. çekinerek kapıya vurduğumda karşımda önlüklü bir adam vardı. "hoşgeldin Lena, geleceğini biliyordum." gülümsemeye çalıştım. onu kullanıyormuşum gibi geliyordu ve suçlu hissediyordum. yavaşça içeriye girdiğimde Tyler arkadan kapıyı kapattı ve bana doğru baktı. "sen iyi misin? hasta falan mısın çok solgun görünüyorsun?" dudak büzdüm. "iyi bir günümde değilim diyelim.." önümdeki hazır masaya baktım. makarna, tavuk ve salatayla gerçekten iyi görünüyordu. hemen gitmeyi düşünüyordum ama bunu ona yapamayacağımı fark ettim. en azından yemek yemeliydim. "masa, çok güzel görünüyor. eline sağlık." lafım bitince konuştu. "iyi hissetmiyorsan seni evine bırakabilirim Lena, seni zor durumda bırakmak istemem." kafamı olumsuz anlamda salladım. "gelmek istedim Tyler." zorla gülümsedim. "yiyelim mi?" masaya yaklaşarak sandalyeye oturdum. yemeğimden yemeye başladım. güzeldi. "gerçekten güzel olmuş Tyler, eline sağlık." gururla bana baktı. "teşekkür ederim, beğenmene sevindim." sessizce yemeğimi yemeye devam ettiğimde Tyler sessizliği bozdu. "anlatmak ister misin?" kafamı salladım. "teşekkür ederim Tyler, ama bu geceyi mahvetmek istemem. unutalım." gözleriyle onayladı. "sen bilirsin Lena, nasıl istersen." Tanrım, onu gerçekten kullanıyordum. ondan hoşlanmıyorsam ona ne diyeceğimi bilmediğimi fark edince keyfim daha da kaçtı. yemeklerimizi sessizce yedikten sonra Tyler'ın koltuğuna geçtik.

best friends//a.i +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin