evde çıt yokken sabahın köründe uyanmıştım. ailem geç geldiği için onlarla sohbet etme imkanım olmamıştı. onlara güzel bir kahvaltı hazırlamayı düşünüyordum. sessiz sessiz önce dolaptan annemin gönderdiği reçelleri tabaklara böldüm, ardından yumurtaları hazırladım, çayları demledim, zeytinleri tabaklara aktardım. bunları yaparken arkamda birini hissetmem çok sürmedi. "günaydın güzel kızım." arkamı dönmeden gülümseyerek konuştum. "günaydın Ash." birkaç saniye sonra bacak aramda ellerini, omuzumda yüzünü, arkamda ise bedeninin sıcaklığını hissettim. arkamı döndüm ve Ashton'u hızlıca ittim. "Ash, 3 adım ilerimizde kardeşim yatıyor, farkında mısın?" ellerini havaya kaldırdı. "tamam tamam haklısın, uyudukları için böyle rahat davrandım, yapmam bir daha." tezgaha dönüp tabakları işaret ettim. "sus da bana yardım et." tabakları yerleştirirken kıkırdadı. "güzel görünüyor, ellerine sağlık." kafamla onayladım.
kısa süre sonra annemin sevecen sesini duydum. "ah, benim güzel kızıma bak. bana evinde kahvaltı hazırlamış." sesinden duygulandığını anlayabilmiştim. anneme sarılırken konuştum. "babam uyanmadı mı?" kemiklerimi kırarcasına sıktı. "üzerini değiştiriyor, gelir şimdi." Ashton annemin elinden tutup onun sandalyesini çekti ve masaya oturttu. annem Ashton'a baktı. "Ashton, son görüşmemizden beri daha da yakışıklı olmuşsun oğlum." yumurtaları masaya koydum. "teşekkür ederim Martha Teyze. siz nasılsınız? her şey yolundadır umarım." annem kafasını salladı. ikisini sohbetlerinde bırakırken kendimi Zac'in yanına attım. anlına minik bir şaplak attım. "hadi uyan, biricik ablan kahvaltı hazırladı." sersemlemiş bir şekilde gözlerini açtı ve birkaç isyan belirtisi gösterdi. "hadi üstünü değiştir gel."
mutfağa döndüğümde babam, annem ve Ashton sohbet ediyorlardı. babam beni görünce yerinden fırladı ve bana sarıldı. "bir tanecik kızıma bak, evinde bizi misafir ediyor." yüzüne bakıp gülümsedim. "Zac'i uyandırmaya gitmiştim, geliyor şimdi." kısa süre sonra Zac geldi. sandalyesine otururken konuştu. "Ash, yoksa bu masayı ablam mı kurdu? yardım ediyor musun ablama?" hesap sorar biçimde konuştu fakat şaka olduğunu hepimiz anlamıştık. babam atladı. "hayır hayır, ben Ashton'u tanıyorum. o benim kızımı yormaz." Ashton gülümsedi. "Zac, ablana sorsana nasıl bir 'ev arkadaşı' olduğumu, yorup yormadığımı?" Ashton bana doğru sırıtırken masadaki gözler bana dönmüştü. "haaaayır, Ashton'la yaşamak çok kolay ve zevkli. bana çok yardımcı oluyor, her şeyi ikimiz yapıyoruz, bölüşüyoruz işleri." Ashton, Zac'e doğru bakıp konuştu. "Zac, nasıl gidiyor? özlemişim seni." Zac benden 1 yaş küçüktü, dolayısıyla Ashton ile de iyi arkadaşlardı, henüz üniversiteyi kazanmamıştı. "iyi gidiyor, sınava gireceğim bu yıl tekrar, biliyorsun zaten. onunla uğraşıyorum hep. senin nasıl gidiyor? yengem var mı?" Ashton gergin bir şekilde kahkaha attı. "yok, olsa söylemez miyim hiç?senin nasıl?" evet Zac, sevgilisi yok ama ablanı düzenli olarak beceriyor. düşüncelerimden sıyrılırken Zac'i duydum. "benim çalışmaktan zamanım mı var ki? Lena? sen?" gözlerimi kısıp Zac'e baktım. "hayır, yok şimdilik bir şey." omzumu silktim. masada biraz daha sohbet ettikten sonra annem ve babamı evde bırakıp çıktık. onları gezdireceğime söz verdikten sonra tabiki. anlaşmamıza göre Ashton ve Zac, arkadaşlarıyla buluşacak, ben de okula gidecektim.
zaman geçmek bilmiyordu sanki, ailemi çok özlemiştim hemen yanlarına geri dönmek istiyordum. derslerim biter bitmez hızla eve döndüm. annem ve babama sarıldım. Ashton'a mesaj attım. Lena:ne zaman geleceksiniz? Ashton:20 dakika sanırım, yoldayız zaten. özledin mi beni?;) Lena:hahahah, rüyanda belki. annemlerle konuşacağım ona göre hazırlanacağız.
telefonu kenara atıp annemlere seslendim. "anne, baba! Zac ve Ashton yoldaymış, hazırlanın 20 dakikaya geliyorlar, sizi yemeğe çıkaracağız!" giyinirken kapı sesi duymuştum. gelmiş olmalılar, diye geçirdim içimden.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
llenaxx: dinin' with fam
herkes hazır olduğunda yemeği yiyeceğimiz restorana gittik. Ashton'un bulduğu bu yere özel günlerde arkadaşlarımızla da sık sık gelirdik, kutlamalarımızı burada yapardık. Ashton annemin sandalyesini çektikten sonra onu oturturken konuştu. "Martha Teyze, çok şıksınız. koskoca restonrandaki en güzel kadın resmen sizsiniz." annem Ashton'un yanağını okşadıktan sonra Ashton gelip yanıma oturdu. Zac menüye bakarken atladı. "ablama haksızlık ediyorsun Ashton." inanamayan gözlerle Zac'e baktım. "a-a inanamıyorum, kardeşim bana hem abla diyor hem de iltifat mı ediyor?" babam bana ve anneme baktı. "şu güzel kadınlara bakın, resmen masamız parlıyor." babam her zaman böyle bir adam olmuştu. beni kısıtlamak, kırmak yerine her zaman övgülere boğan, yücelten ve güven veren bir adamdı. aileme ciddi anlamda çok minnettardım. bana çok güzel bir hayat ve karşılıksız sevgi sunmuşlardı. sevgi dolu ve mutlu bir çocukluğum, gençliğim ve umuyorum ki yetişkinliğim olacaktı.
düşüncelerimden sıyrılırken annemin sesini duydum. "evet Lena, Ashton. okullarınız nasıl gidiyor? aksatmıyorsunuz değil mi?" Ashton 'önce sen konuş' der gibi bana baktı. "yok anneciğim. çok iyi gidiyor. hiçbir sıkıntım yok, zorlanıyorum birazcık ama olur o kadar." gülümsedim. Ashton başladı. "Martha Teyze..kim derdi ki üniversitenin bu kadar zor olacağını? ama iyi gidiyor." annem ve babam gülümsedi. babam konuştu bu sefer. "Zac, görüştün mü bugün arkadaşlarınla?" Zac heyecanla kafasını salladı. "evet, özlemişim gerçekten. artık ben de kazanayım şu üniversiteyi de geleyim buraya." Ashton'un gözlerinden bir endişe geçtiğine yemin edebilirdim. "evet ya Zac, hepimiz buradayız sen kaldın." dedim sinirleneceğini bilerek. 'of'layarak önündeki yemeğe geri döndü. gece boyunca sohbet ettik, ailemle vakit geçirmeyi özlemiştim. saat 11'e gelirken eve döndük ve odalarımıza geçtik. cinsellik var kısa süre sonra mesaj sesiyle irkildim. Ashton:uyudun mu? Lena:hayır. Ashton:ben de uyumadım. Lena:gerçekten mi? Ashton:geç dalganı, geleyim mi? Lena:hayır saçmalama, annem duyar. Ashton:hahahahha liseli çocuklar gibi bunu yapıyor olmamıza inanamıyorum. nude?sexting? Lena:
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Ashton:ah, Tarım. bütün gece seni düşündüm, sana dokunmayı. Lena:düşünmekle kalacaksın sanırım.:( Ashton: çok sertim. Lena:tahmin edebiliyorum. Ashton: parmaklarımı bacak arana götürüyorum. çok ıslaksın, her zamanki gibi. Lena:bana şu an ne yaptığını anlat. Ashton: seni düşünüyorum, elim sertliğimde gidip geliyor. sen napıyorsun? Lena: çektiğimiz fotoğraflara bakıyorum, çıplağım, 2 parmağım bacak aramda. Ashton: hızlanıyorum. Lena: 3 oldu. Ashton: attığın fotoğraf çok güzel. Lena: biliyorum. iyi geceler Ashton. Ashton: iyi geceler, güzel kızım.