0.7

2.3K 11 0
                                        

kızların yanına taşınmamın üzerinden neredeyse iki hafta geçmişti. bugün çocuklarla buluşacaktık ve gelmeyeceğimi bildikleri için buluşmayı evde yapmaya karar verdiler. Ashton'u görmek istemiyordum, bir yandan da istiyordum aslında. bensiz hayatı nasıl? artık daha mı mutlu? iki haftadır bunları düşünmediğim tek bir an bile yoktu. ona değer veriyordum ve tek istediğim onun mutlu olmasıydı. evden de bu yüzden çıkmıştım zaten. ikimiz de daha mutlu olabilelim diye. küçük ama beni idare eden odamda giyinirken aklımdan bunlar geçiyordu. içimde bir heyecan vardı açıkçası ama bu onu göreceğim için değil, onu bir süre sonra ilk defa göreceğim içindi. kot pantolonumu ve ipek bluzumu üzerime geçirdiğimde aynadan kendime baktım. güzel bir fiziğim vardı. çoğu zaman erkekler benimle yatmak için uğraşır dururdu. o gece de böyle hissetmiştim.

aşağıya indiğimde kızlar kahvaltıyı hazırlıyorlardı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


aşağıya indiğimde kızlar kahvaltıyı hazırlıyorlardı. yardım etmek için yanlarına gittim. "günaydın kızlar!" diyerek bağırdım ve kocaman gülümsedim. Aubrey beni süzdü ve gülerek konuştu "bugün çok şıksın Lena. " gözlerimi devirdim. ne ima ettiğini anlıyordum. Camila lafa girdi "Aubrey, saçmalama. Lena hep şık. asla bugün Ashton geleceği için değil. " diyerek o da gülmeye başladı. tezgaha yaslandım. "kızlar, alakası yok. lütfen Ashton geldiğinde de böyle yapmayın. zaten bana muhtemelen çok sinirlidir. siz böyle yaparsanız ona karşı bir şeyler hissettiğimi sanacak.." dedim ve içimi çektim. Aubrey gözlerini bana diktiğinde bu sorunun geldiğini anlamıştım. "hissetmiyor musun Lena? " yaslandığımı yerden dikelip tezgahtaki tabakları aldım ve masaya koydum. "hayır hissetmiyorum, onu arkadaşım olarak çok seviyorum. o benim hayatım. ama fazlası değil. "
Camila ellerini iki yana açarak masaya oturdu ve kahvaltımızı etmeye başladık. kahvaltımızı ve kahvaltı masasındaki o aşırı çekici muhabbeti bitirdiğimizde neredeyse öğlen oluyordu. en fazla yarım saate damlarlardı. zaman geçtikçe heyecanlanıyordum. iki hafta benim için uzun bir zamandı. kızlarla beraber evi topladıktan sonra atıştıracak şeyleri de orta sehpaya koyduktan sonra sabırla arkadaşlarımızı bekledik. onlar sabırla bekledi yani.. çok geçmeden zil sesiyle irkildim. Aubrey ve Camila'yı takip ederek kapıya yöneldim. kapıda Liv ve Luke vardı. onlarla sarıldıktan sonra kapıda Calum Michael ve Ashton belirdi.

Ashton arkalarında duruyor, sessizce bekliyordu. sakalları çıkmış, saçları uzamıştı. eski halinden bile daha çekici duruyordu. göz göze geldiğimizde ufak bir tebessüm edip yere baktı. Tanrım, gülüşünü özlemiştim. herkes birbirine sarılırken içimden 'olamaz' diye geçiriyordum. Ashton'un bana doğru yaklaştığını fark ettiğimdeyse kendi kendime saydırıyordum. bana sarılmıştı, kısa ama içten bir sarılmaydı. sarılırken tıpkı benim yaptığım gibi, kokumu içine çektiğini fark etmiştim. parfümü artık burnuma daha güzel geliyordu. şu anda her şeyi daha güzeldi. herkes selamlaştığında salona geçtik. Luke'un getirdiği filmi izlerken, Ashton'un gözlerini üzerimde hissediyordum. meraklı bir şekilde beni izliyor, bazen iç çekiyordu. benimle konuşmak istediğini hissederek yerimden kalktım ve mutfağa gittim. tezgaha yaslandım. 

çok geçmeden kapıda durarak konuştu "gelebilir miyim?" kafamı sallayarak onayladım. karşımdaki tezgaha yaslandı ve beni süzdü. "iyi görünüyorsun Lena." minik bir tebessüm etti. tepkisine bakarak ben de güldüm. "iyiyim Ashton. göründüğümden daha da iyiyim. " yüzüyle onayladı. "ben de iyiyim. teşekkür ederim sorduğun için. " cips tabaklarını yenilerken kafamı çevirip ona baktım. omzumun üzerinden konuşuyordu ve o kadar yakındı ki sıcaklığını hissediyordum. cinsel gerilimi bir bıçak ile kesebilirdiniz. "sen nasılsın Ashton? en az benim kadar iyi görünüyorsun." arkadan ellerini belime koydu ve kafasını omzuma koydu. "seni çok özledim güzel kızım." sesi çatallaşmıştı.
önümü döndüğümde göz göze geldik ve o an sanki zaman durmuştu. tam beni öpmek için hareket ettiği sırada içeriye Calum'un girmesiyle dudaklarımız kavuşamadan ikimiz de farklı köşelere çekildik. Calum'sa ne olduğunu anlamamış bir şekilde bize baktı. "biz cips bekliyoruz da, ben şu tabakları alayım. siz ne yapacaksanız yapın." gözlerimi devirdim ve Calum'u takip ederek mutfaktan çıktım.

şu iki dakikalık yakınlaşma bile beni ıslatmaya yetmişti. bu etki benim için çok fazlaydı. bu gece boyunca Ashton ile göz göze gelmemem yeterliydi, ama karşımda bütün güzelliğiyle otururken gözlerimi ondan almam o kadar imkansızdı ki. film bitince filmle ilgili düşüncelerimizi konuşurduk. bu sefer filmi izlememiştim. Ashton dururken, filme odaklanamazdım.
herkes oyun oynarken izin isteyip odama gittim. kendimi yorgun hissediyordum. onu görmek bile yorucuydu. ben odamdayken kapı çaldı. onayladığımda Ashton kapıdan kafasını uzattı. "iyi misin Lena?" tebessümle cevap verdim. "iyiyim Ashton, başım ağrıyor. uyumaya çalışacağım." kapımı kapatırken konuştu. "bir şeye ihtiyacın olursa, hep buradayım Lena. " biliyorum Ashton, beni bitiren de bu zaten. ne yaparsam yapayım hep buradasın.

best friends//a.i +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin