2.1

1.1K 8 2
                                        

sabah erkenden eve geldiğimde Ashton'un uyanmaması için parmak uçlarımda geziyordum. Tanrım, bu adam için yaptıklarım ve yapacaklarım... odama girip yine ona ait olan bir tişörtü giydim ve mutfağa geçtim. saate baktığımda birazdan uyanacağını anladım. makineye iki kişilik kahve koyup masaya oturdum. muhtemelen geceyi Tyler ile geçirdiğimi düşünüyordu ve bana kızmıştı. yani, ciddi anlamda kızmıştı. onu kızdırmayı seviyordum, daha ateşli oluyordu. arkamdan gelen ayak seslerini duydum. "gelmişsin..gelmezsin sanmıştım." kafamı çevirdim. uykusuz görünüyordu. "hasta mısın? kötü görünüyorsun." kalkıp elimi alnına dayadım. ateşi yoktu. "geç uyudum, film izledim." kafamı salladım. "Tyler'da mıydın? nasıl geçti?" suratına baktım. "hayır, kızlara gittim." gözlerindeki parıltıyı gördüğüme yemin edebilirdim. "bana küs müsün Ash?" kafasını salladı. "hayır, seçimini yaptın." kaşlarımı büzdüm. "ne?ne seçimi?" buzdolabını açtı. "sana gece gel demiştim ama gelmedin.. çok net bence.." ona doğru yürüdüm. "şu an burada olduğuma göre bence de çok net. düşünmeden seni seçerim." bana doğru döndüğünde gözlerindeki umut ışığı netti.

-cinsellik var-
benden hızlı hareket edip dudaklarımızı birleştirdi ve beni kucağına aldı. "sana çok sinirliyim Lena." bacaklarımı beline sardım. "neden bana ne kadar sinirli olduğunu göstermiyorsun Ash?" kalçamın altından tek eliyle beni destekledikten sonra mutfak masasındaki örtü ve plastik şişeyi yere attı. çok sertti. şimdiye kadar hiç bu kadar sert hareket ettiğini görmemiştim. dillerimiz birbiriyle dans ederken eli şortuma gitti. dillerimizi ayırıp bana baktı ve nefes nefese konuştu. "bütün gece seni düşündüm." Ashton'u bu hale getirebiliyor olmaya bayılıyordum. dudaklarını dişlerim arasına alıp çiğnerken konuştum. "öyle mi? neler yaptın beni düşünürken?" yaramaz bir şekilde sırıttı ve dudaklarımdan başlayarak boynumdan aşağıya indi. bana çok aç olduğunu anlamıştım. tişörtünü çıkarttım. boynumu emerken konuştu. "seni öyle bir becereceğim ki güzel kızım, benden başkasını gözün görmeyecek." ağzımdan kaçan minik inlemeyle konuştum. "zaten görmüyor." boynumdan aşağılara inerek yakası açık tişörtümün içinden tenimi emmeye başladı. hareketleri çok sertti. biraz daha aşağıya inip tişörtümü ortadan yırttığında şaşırmamıştım. "bu tişörtü seviyordum, eşyalarıma zarar vermemelisin." dedim sessizce. "sana yenisini veririm." dedi çıplak göğüslerimi vahşice emerken. bacak aramdaki sızlamaya artık dayanamıyordum. hafifçe dikelip Ashton'un şortunu indirmeye çalıştığımda mesajı almıştı. şortunu indirdiğimde şişmiş erkekliği daha da sızlamama neden oldu. göğüs ucumu dişlediğinde acıyla kıvrandım. tek eli şortumun içine girip kızlığımın üzerinde daireler çizdiğinde artık dayanamıyordum. dokunduğu her yer yanıyordu. elimi elinin üstüne koyup parmaklarını klitorisimle buluşturdum. eli yavaşça hareket ederken yukarıya çıktı ve beni öptü. ardından altımdaki şortu kilodumla beraber yere attı. dişleriyle dudaklarımı ısırırken üç parmağını alıştırmadan içime soktu. yüksek sesle inledim. sert git-geller yaparken ıslaklığım çok netti. ara sıra boynumu emiyor, kulağımı ısırıyordu. boynumun ve vücudumun çeşitli yerlerinin morardığından emindim. parmakları gittikçe daha da hızlanıyordu, inlemelerim de öyle. "Ash.." ismini çığlık atarak boşaldığımda bulutların üzerinde gibi hissediyordum. ara vermeden erkekliğini içime sokunca tekrar çığlık attım. hareketleri normalden daha sert ve daha hızlıydı. ama canımı yakmıyordu, daha çok zevk alıyordum sadece. içimde hareket etmeye başlarken göğüslerime yöneldi. "Ash, devam et..daha hızlı." kendini içime daha derin ve daha hızlı ittiğinde çok iyi hissediyordum. vücutlarımız birbirine çarparken tek düşünebildiğim gerçekten ondan başkasını istemediğimdi. üzerime iyice eğildiğinde tırnaklarımı sırtına geçirdim. "çok iyisin." kulağımı ısırdı. "seni uyarmıştım." ağzıma inlediğinde gözlerine baktım. bir an için tek ihtiyacım olan kişinin o olduğu konusunda kalbimle hemfikirdim. "Lena, geliyorum." kafamı salladım. daha da hızlandı. içimdeki sıvısını hissettiğimde ürperdim. boşaldıktan sonra içimden çıktı ve masanın önünde diz çöktü. yüzü bacak arama yaklaştı. dili içime girdiğinde titredim. parmağını da soktuğunda tamamen dolmuştum. hızla devam ettiğinde inlemelerim yükseldi. hareketleri hala sertti. bacaklarım titrerken boşaldım. "ahh, çok iyiydi." kafamı geriye doğru attım.

bacaklarımdan çekerek beni yere indirdi. önünde diz çöktüm. saçlarımı elinde at kuyruğu yaparak erkekliğini ağzıma itti. parmaklarına doladığı saçlarımı hareket ettirerek git-gel yapmamı sağladı. kafamı tamamen ağzıma alacak şekilde ittiğinde boğazıma gelen erkekliğiyle öğürdüm. birkaç saniye öyle kaldıktan sonra saçımdan tekrar çekti ve yerden kalkmamı sağladı. beni öptükten sonra tekrar kendini içime yerleştirdi ve bir süre daha git-gel yaptı. ikimiz de boşaldığımızda daha fazlasını kaldıramayacağımızı biliyorduk.

banyoya girdiğimizde bana baktı. "bu günün böyle başlayacağını hiç düşünmemiştim." çamaşırlarımızı kutuya atarken ona baktım. "istemezdin sanırım?" beni kolumdan tuttu ve duşun içine çekti. "başka şekilde olmasını istemezdim." göğüslerimiz birbirine yapışık dururken yüzlerimiz arasında santimlik boşluk vardı. bir süre gözlerine baktım. gülümsedim. sonunda konuştu ve anın büyüsü bozuldu. "dün nasıl geçti, Tyler'la?" dudak büzdüm. "fena değildi." elini saçımda gezdirdi. "eve gelsen daha güzel geçerdi." gözlerimi kaldırdım. "sinirliydim." yüzüne yaklaşıp öptüm ve elimi erkekliğine götürdüm. git-gel yapmaya başladım. parmak uçlarıma çıkarak kızlığımın önünü erkekliğine değdirdim. elimle devam ettim ve bir yandan öptüm. nefesleri sıklaşınca elimi çektim. "biraz da ben yarım bırakayım." duşun içinden çıktım ve göz kırptım. lila rengi havluma sarılıp banyodan çıktım.

saçlarımı yukarıda sıkıca topladım ve odamın içindeki küçük banyoma girdim. kısa süren bir duştan sonra giyindim ve bilgisayarımı alıp mutfaktaki masaya geçtim. birkaç dakika sonra Ashton gelip karşıma oturunca bilgisayarın ekranını aşağıya indirip soran gözlerle ona baktım. elini çenesine koyup konuştu. "Lena hatırlıyor musun? bir gece geldiğimde uyuyordun, ağlamıştın, sana ne olduğunu sormuştum ama anlatmamıştın." kaşlarımı çattım. "beraber uyuduğumuz mu?" kafasını salladı. "o gece neyin vardı?" dudaklarımı büzdüm. "sen gelmeden önce annemle görüşmüştüm. babamın işlerinin kötü gittiğini, böyle giderse dönmek zorunda kalacağımı, buraları, daha da kötüsü seni bırakacağımı öğrenmiştim." kafasını salladı. "iki gün sonra konuştuk. gerek kalmamış... bu kadar çabuk çözüldüğüne şaşırdım ama sorun çözüldüğü için mutluyum." kafasını salladı. bana doğru yaklaşırken konuştu. "gitmene izin vermezdim ki. lütfen bir daha bu tip sıkıntıların olduğunda sevişerek kafanı dağıtmaya çalışacağına benimle konuş, olur mu?" çenemden tutup dudaklarımızı birleştirdi. ardından ayağa kalktı. bir şey diyemeyip öylece ona baktığımda gülümseyerek beni mutfakta yalnız bıraktı. yanaklarımın kızardığını ve karnımdaki kelebekleri hissediyordum. Tanrım, bu adamın bana yaptıkları...

kafamı sallayıp kendime gelmeye çalıştım. bilgisayarımı açıp kullanacağım programa bastım. grafik tasarım okuduğum için bu tip programlara sıklıkla ihtiyacım oluyordu. birkaç dakika sonra dışarıya çıkmak için hazır şekilde Ashton geldi. siyah tişörtüyle her zamanki gibi çok iyi görünüyordu. çok iyi. " çalışıyor musun?" kafamı salladım. "bunları bitirmem gerekiyor. sen çıkıyor musun?" gözleriyle onayladı. "stüdyoya gideceğiz. muhtemelen geç dönerim. sen beni bekleme yat." kafamı salladım. bana baktı. "yarın işin var mı?" bir saniyeliğine düşündüm. "hayır, yok. neden?" dudak büktü. sonra gülümsedi. "yarın beraber dışarı çıkalım mı? önce kahvaltı ederiz, sonra dolaşırız birazcık. istersen yemek de yeriz." gözlerimi açıp hevesle kafamı salladım. "çok isterim." gülümsedi. "tamam o zaman." çenemden tutarak dudaklarıma ıslak bir öpücük bıraktı. üzerimde nasıl bir etki bıraktığını çok iyi biliyor, bunu kullanmaktan asla çekinmiyordu. hızla evden çıktıktan sonra kollarımı masanın üzerinde birleştirip yüzümü kollarıma gömdüm. bu adamla ne yapacaktım? beni gittikçe kendine çekiyordu. derin bir nefes alıp bilgisayarıma döndüm.

best friends//a.i +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin