0.6

2.6K 16 0
                                    

cinsellik içerir.
-
Ashton'un sesiyle uykumdan uyandım. beni çağırıyordu. bu saatte neden, uyanıktı neden beni çağırıyordu hiçbir fikrim yoktu ama kalktım ve odasına yürüdüm. kapısını çaldım ama ses yoktu. sessizce içeri girdim ve Ashton'un başında durdum. bir şeyi yok gibiydi, uyuyordu ama sayıklıyordu. işaret parmağımın ucuyla omzuna dokundum ve yumuşak bir sesle ismini mırıldandım. uykulu bir şekilde gözlerini açmadan konuştu. "eğer hala rüyadaysam, devam et. değilsem, acilen başlamalısın güzel kızım." anlamayan gözlerle ona baktım. "Ashton uyan." diyerek yavaşça sarstım. aniden gözlerini açtı ve avcunu anlına vurdu. "hasiktir, rüyada değilmişim." dedi. "noluyor?" dedim en sonunda dayanamayarak. "öğrenmek istediğine emin misin?" dediğinde kötü bir şey olduğunu anlamıştım. yine de kafamı 'evet' anlamında salladım. "görmediğin şey değil nasılsa.. " diye mırıldanarak yavaşça yorganı kenara attı.

ereksiyon olmuştu ve penisi artık bokserına sığmıyordu. "Tanrım! ne zamandan beri benimle ilgili rüyalar görüyorsun? " dedim ciyaklayarak. "doğum gününden beri. ne yani sen beni hiç görmedin mi?" kafamı 'hayır' anlamında salladım ama yalan söylüyordum. birkaç kez görmüş, her seferinde de ıslak uyanmıştım. "bunu bana söylesen her şey daha kolay olurdu biliyorsun değil mi?" dedim üzerine çıkarken. erkekliğini bokserından kurtardım ve çamaşırımın üzerinden kızlığımı penisine sürttüm. "Lena, napıyorsun? " dediğinde gözlerimi devirerek cevap verdim. "merak etme Ashton. sana yardımcı olmaya çalışıyorum işte. " çoktan kendinden geçip inlemeye başlamıştı bile. çamaşırımı çıkarttım ve sürtmeye devam ettim. kısa süre sonra üzerinden indim ve yanına yattım. kafamı kaldırıp Ashton'u öpmeye başladım ve ellerimi penisinin üzerinde gezdirdim. o da çoktan kızlığımla oynamaya başlamıştı bile. 

aniden kafama tak eden düşünceyle durdum. her şeyi mahvediyorduk. yüzüne bakarak konuştum. "artık yapamayacağım Ashton." hızla yataktan kalktım ve eşyalarımı topladım. bir şey demesine fırsat vermeden kendi odama koştum. kapımı kilitledim ve arkasına yaslanarak yere çöktüm. kendimi bir fahişe gibi hissediyordum. tek yaptığımız birbirimizi tatmin etmekti ama bu arkadaşlığımıza düzeltilemeyecek zararlar veriyordu. sesiyle düşüncelerimden sıyrıldım. "Lena, noldu? aç kapıyı konuşalım. " kapımı çalıyordu. "hayır Ashton, konuşmak istemiyorum. odana git." kapıma vurmaya başlamıştı. "Lena lütfen!" kendi kendime kafamı salladım. "hayır Ashton git! " diye bağırdım.kapıma iki eliyle yumruk attığını duydum. "açana kadar burada bekleyeceğim Lena. " sesi kararlı geliyordu. ben de öyleydim ama.

üzerime pijamalarımı giyip yatağıma kıvrıldım. umarım vazgeçip odasına gitmiştir. düşüncelerim beni uyutmuyordu. yatağımda dönüp durdum. sabah ilk iş kızlarla konuşmak olacaktı, birinin yanına taşınacaktım. bu şekilde olmuyordu çünkü. Ashton'u ne kadar az görürsem o kadar iyiydi benim için. bunları düşünürken kendimi uykuya teslim etmiştim.

sabah uyandığımda ev sessizdi. giyindim ve kapımı açtım. kapımın yanında duvara yaslanarak uyuyan Ashton'u gördüm. Tanrım, gitmemişti. bütün gece burada mı oturmuştu yani? yorganımı odamdan çıkarıp Ashton'un üzerine örttüm. onu burada bırakıp gitmek içime sinmiyordu ama yapmalıydım. evden çıktım.
Camila ve Aubrey aynı evde yaşıyorlardı. Olivia da onlarla beraber kalıyordu ama Luke ile yeni eve taşınınca bir oda boş kalmıştı. o yüzden orada kalabileceğimi biliyordum. kapılarını çaldığımda Aubrey büyük bir gülümsemeyle kapıyı açtı. delikten görmüş olmalıydı. "hoşgediiiin!" dediğinde gülerek içeriye girdim. evleri büyüktü ve hepimize yetecek alan vardı. Camila mutfaktan seslendi. "kim gelmiş Aubrey?" direkt yanına gittim ve masaya oturdum. kahvaltı hazırlıyordu. "günaydıııın." diyerek bana döndüğünde beni öptü. "bu şerefi neye borçluyuz Lena?" ellerimle oynarken cevap verdim. "kızlar, Ashton'la aramız biraz bozuk. bir süre burada kalabilir miyim?" Aubrey de geldi ve yanıma oturdu. "tabiki Lena. noldu?" diye sordu. içimi çektim. "aramız bozuk işte, batırdım." kafamı salladım, gözlerimin dolduğunu anlamıştım.
Camila da masaya oturdu ve "ah Tanrım. seks zarar verir." dedi. gözlerimi devirerek konuştum. "seks bile değil, öyle olsa ne olurdu bilmiyorum. ama o anda o kadar doğru hissettiriyor ki, sonra durup düşününce kendimi bir fahişe gibi hissediyorum. tek yaptığımız birbirimizi rahatlatmak ama sonrasında hissettiğim şeyler katlanılamaz. arkadaşlığımızı batırıyoruz, üstelik gerçek bile olmayan bir şey için." ağlamaya başlamıştım. Camila elimi tuttu ve gözlerime baktı. "gerçek omasını ister miydin?" kafamı salladım ve göz yaşlarımı sildim. "bilemiyorum, tek istediğim ondan bir süre uzak kalmak. belki kafamı netleştirmemi sağlayabilir."
Aubrey iki elini kaldırarak konuştu. "umarım Ashton'dan hoşlanmaya başlamıyorsundur." gözlerimi devirdim. "hayır, sadece yaşadığımız şeyler güzeldi, öyle hissettiriyordu en azından." Camila ise bir yandan tabağındaki peyniri yerken bir yandan konuşuyordu. "dünyada iyi bir penisin güzel hissettirmeme ihtimali olduğunu sanmıyorum. bence Ashton ile alakalı değildir." üçümüz de gülmeye başladık.

çantamdan telefonumu çıkarıp baktım. 4 cevapsız arama ve 10 mesaj vardı. 
Ash:Lena! 
Ash:Tanrım, ne zaman bakacaksın? 
Ash:bir açıklama istiyorum, resmen kaçtın. 
Ash:şu lanet telefonuna bakar mısın artık! 
Ash:merak etmeye başlıyorum. 
Ash:neredesin? 
Ash:Lena, lütfen beni ara. 
Ash:Tanrım, bana ulaşabilir misin? 
Ash:konuşup çözelim? 
Ash: Tanrım, ben mi bir şey yaptım? istemeden seni incittim mi?
Ash:sakinleyince lütfen ara beni. 
onu zor durumda bırakmamak için mesaj attım. 
Lena:incitmedin, kızlardayım. merak etme. birkaç saate gelip eşyalarımı toplayacağım. bir süre uzak kalsak iyi olacak.
ardı ardına gelen mesajları umursamadan telefonumu sessize alıp çantama attım.

best friends//a.i +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin