2.2

1K 10 0
                                        

-cinsellik var-
saçlarımda gezen ağırlıkla uyandım. Ashton yanıma yatmış, saçlarımı okşuyordu. uyandığımı görünce gülümsedi. "günaydın, güzel kızım." elimi yanağında gezdirdim. "günaydın, Ash." tek kolunu kafamın altından geçirdi. beni iyice kendine doğru çekti. göğsüne kafamı koyup büyük bedeni yanında iyice küçüldüğümde elimi alıp kalbine götürdü. gözlerini kapattı. karşımda öylesine güzeldi ki.. "ölene kadar böyle kalmak istiyorum..hiç ayrılmamak." dedi sakin bir sesle. gülümsedim. bundan ben de şikayetçi olmazdım. sessizce iç çektim ve cevap verdim. "keşke.." kafasını bana doğru indirip dudaklarımı öptü. "hadi kalk, sana unutamayacağın bir gece yaşatacağım." ellerimi Ashton'ın yanaklarına götürdüm ve dudaklarımızı birleştirdim. uzun ve derin sayılabilecek bir öpüşmeden sonra yüzüne baktım. gözlerimin içine bakarak konuştu. "Tanrım, Lena.. nefesimi kesiyorsun." gülümsedim. karşılıklıydı. ona bakmak bile beni bitirmek için yeterliydi. ona dokunmak, onu öpmek, ona yakın olmak... bende çok farklı etkileri vardı ve ben bunu içimde çözümleyemiyordum. tek bildiğim, saniyeliğine bile olsa ondan ayrılmak istemediğimdi.

yatağımdan kalktı ve beni elimden tutup kaldırdı. beni çekiştirerek banyoya girmemi sağladı. banyonun ortasında beni kendine çekip sıkıca sardığında çok huzurluydum. yüzüne baktığımda gözlerini benim gözlerime kilitlemişti. bir an için, aramızdaki bu ilişkinin bedenlerimiz dışına çıktığını hissetmiştim. bu beni korkutmuştu. ama umrumda değildi, onunla her şeye vardım. kendimi tutamadım. "dünya sarsılsa da yanıma almaya değer tek şeysin." saçlarıma şampuan sürerken konuştu. "beni şımartıyorsun Lena. böyle laflara alışık değilim." Ashton'a güzel laflar söylemiyordum, çoğu zaman iltifat bile etmiyordum. o ise tam tersi. bu farkındalık gözlerimi doldurmuştu. "daha iyi sözleri, daha iyi birini hak ediyorsun." sessizce ağzımdan kaydı. elimden tutup beni çevirdi, yüzyüzeydik. "bu ne demek?" omuz silktim. "sana hak ettiğin kadar iyi değilim. daha iyilerini hak ediyorsun." çenemi tutup kafamı kaldırdı, gözlerimizi kilitledi. "saçmalama istersen.." uzatıp bu günü mahvetmek istemediğim için kafamı salladım. konuşursam ağlayacak olmam da cabasıydı. yaklaşıp dudaklarımı öptükten sonra saçlarımı yıkamaya devam etti. duş jelini ellerine sıkıp, ellerini vücudumun her yerinde gezdirdiğinde ürperdim. suyu üzerime tutarak duruladığında tenini ne kadar çok sevdiğimi fark ettim. bana dokunmasını çok seviyordum. ona dokunmayı da.. bana evimde gibi hissettiriyordu, evimizde gibi. benim işim bittiğinde göğsünden hafifçe iterek duşun içindeki mermere oturmasını sağladım.

bacaklarının dış kısımlarında kalan mermere dizlerimi yerleştirip üzerine çıktım. elime şampuan sıktım. ellerimi saçlarında oynatırken koluyla vücuduma sarıldı ve başını göğsüme gömdü. "çok güzel kokuyorsun.." diye mırıldandı. aynı yumuşak tonda ellerimi ve suyu ıslak buklelerinde gezdirirken konuştum. "senin gibi kokmak isterim.." dedim. kafasını kaldırıp bana baktı. belli belirsiz kafasını salladı. duş jelini elime sıkıp boynundan başlayarak sert göğsüne doğru indim. gözlerini üzerimde hissediyordum. ellerim vücudunda gezerken bir küfür patlattı. "Tanrım,gerçekten çok yaramazsın ve ben daha fazla dayanamayacağım." kalçalarımdan tutarak onunla aynı hizaya gelmemi sağladı. "bu kadar erken başlamak istemezdim Lena..ama bana seçim şansı vermiyorsun." gözlerine baktığımda, gerçekten yanıyordu. gülümsedim. benim için böyle delirmesinden çok hoşlanıyordum. kollarımı boynuna sardım ve kucağına iyice yerleştim. dudaklarımı sonsuz bir açlıkla öperken tek eliyle kızlığımı okşuyor, diğer eli ise göğüslerimde geziyordu. dudaklarımdan aşağıya gelerek boynumu emmeye başladı. parmakları içimde gezerken boynumu emmesi daha çok inlememe sebep oluyordu. dudakları yavaş yavaş göğüslerime inmeye başladı. kalçalarımı sabırsızca hareket ettirdiğimde daha fazla dayanamayacağımı anlamıştı. "benim için yanıyorsun değil mi, güzel kızım?" gözlerimizi kilitledim ve sakallarını okşadım. "senin için yanıyorum, Ash." sırıttı. yerimden hafifçe kalktığımda erkekliğini içime yerleştirdi. elleri kalçalarımı buldu. üzerinde yavaş yavaş hareket etmeye başladım. dudaklarımı ısırarak öptüğünde erkekliği de duvarlarıma çarpıyordu. dudakları yeniden boynuma kaydığında yüksek sesle inledim. "mm Ash." alt dudağımı dişledim. "seni şimdiden yormak istemiyorum, güzelim. bütün gün bizim nasılsa." iki elimi boynuna koyup baş parmaklarımı çenesinde gezdirdim ve ağır nefeslerle konuştum. "yormazsın.." tek elimi alıp avcumun içini öptü. dudaklarının göğsüme değmesiyle ürperdim. önce dilini göğüs uçlarımda gezdirip ardından ısırdı. adını bağırdığımda tek parmağını kızlığıma götürdü. okşamaya başlaması boşalmama çok az kaldığını hissetmeme neden olmuştu. "Ash, geliyorum." ağzını göğüslerimden, elini kızlığımdan çekmeden kafasını salladı. kalçalarımın hareketlerini hızlandırırken gözlerimin kaydığını fark ettim. bacaklarım titrerken Ashton'un gözlerini üzerimde hissettim. çenemden tutup beni kendine çektiğinde dillerimiz buluştu. hareketlerimi durdurmadan devam ettiğimde içim sıcak bir sıvıyla dolunca ikimiz de rahatladık. ellerimi boynuna sarıp kafamı ve dudaklarımı omzuna gömdüm. "artık gerçekten çıkmalıyız yoksa bugün hiçbir şey yapamayacağız ve hasta olacaksın Lena." dediğinde kendime geldim. işimizi hemen halledip ikimiz de banyodan çıktık.

best friends//a.i +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin