kapımın kilitlenme sesiyle kendime geldim. gelen Ashton'du. bana doğru yaklaşıp kendini üzerime attı. "seni çok özledim Lena." altında nefes almaya çalışıyordum. "Ashton, annemler..." üzerimden doğrulup eliyle ağzımı kapattı. "kapıyı kilitledim, susarsan duymazlar." elini yaladıktan sonra hızla çekti. "ya ne kadar pissin." sırıtarak gözlerimi üzerine diktim. "geçen gün öyle demiyordun ama." göz kırptım. üzerimden inip yanıma yattı, ağırlığı göğsümden kalkınca derin bir nefes verdim. arkamdan sarıldı. "özlemişim." istifimi bozmadan konuştum. "daha 1 gün oldu." omuz silktiğini hissettim. -cinsellik var- bunun onu çıldırtacağını bildiğim için yavaş hareketlerle kalçalarımı ona doğru sürtmeye başladım. "Lena, hayır..yapma, lütfen. annenler?unuttun mu?" devam ettim. "kapı kilitli." hareketlerimi hızlandırdım ve karnımdaki ellerini alıp tişörtümün içine soktum. "ben uyarımı yaptım, içim rahat." dedikten sonra ellerini önümde gezdirdi. artık Ashton'u hissetmeye başlıyordum. arkamı dönmeden elimi yalayıp erkekliğini okşamaya başladım. inlemeleri belirginleşirken. Ashton'un üzerine çıktım. pijamasını indirdim. o da benim pijamamı çıkarırken öpüşüyorduk.
pijamamı yere attıktan sonra üzerinde yavaşça zıplamaya başladım. "ahh, Ash." normalden biraz yüksek sesle farkında olmadan inledikten sonra Ashton eliyle ağzımı kapattı. "Tanrım, napıyorsun? duyacaklar." kafamı salladıktan sonra elini ağzımdan çekti ve tişörtümü çıkarttı. üzerinde hareket etmeye devam ediyordum. minik seslerle inlemelerime devam ederken iki parmağını ağzıma soktu. " evet güzel kızım, sessiz olmalısın." parmaklarını gırtlağıma kadar sokarken göğüslerimi ısırıyordu. inlemelerim parmakları sayesinde dışarı çıkamıyor, yapabildiğim tek şey parmaklarını emmek, ısırmak oluyordu. "ah, Lena. ne kadar iyi olduğunu söylemiş miydim hiç?" titreyen bacaklarım ve baygın bakmaya başlayan gözlerimle ne dediğini bile idrak edememiştim. "Lena, gelmek üzereyim. çık istersen." omuz silktim. ertesi gün hapı alıyordum nasılsa. "Lena, baba olmak istemiyorum." elimi ağzına götürdüm ve susmasını sağladım. "hap kullanıyorum." kısa süre sonra içimdeki sıvıyı hissettim. çıkmadan kendimi üzerine atıp Ashton'u öptüm. "seni içimde hissetmeyi çok seviyorum Ash." kendini bana yaklaştırıp dillerimizi kilitledi.
"benim kaçmam lazım annenler uyanmadan." kafamı salladım. "bekle giyinelim." ikimiz de giyindikten ve temizlendikten sonra Ashton sessizce kapıya yöneldi. fısıldayarak konuştu. "rahat rahat bağırabileceğin ve bu odaya sıkışmak zorunda kalmayacağımız günü iple çekiyorum." yastığımı suratına fırlattıktan sonra tekrar bana attı. kapının kilidini açmaya çalıştı. sesi çıkmamıştı. o kapıdayken babamın sesini duydum. "Ashton, neden Lena'nın odasından çıkıyorsun?" eyvah, diye geçirdim içimden. "Lena uyanmayınca merak ettim Chris Amca, hasta falan mı diye bakmaya geldim. ama sadece uyuyakalmış." babamın derin bir nefes aldığını duydum. "hasta mı?" Ashton'un ayaküstü bu kadar inandırıcı yalan söylemesi birazcık korkunçken birazcık da seksiydi. "yok Chris Amca, dediğim gibi uyuyakalmış." hemen yatağımı toparlayıp üzerimi değiştim, odanın kokusu değişsin diye de parfümümü odanın içine sıktım biraz.
oturmuş makyajımı yaparken Ashton'un ayak sesleri evde yankılandı benim de kapım çalındı. esneme taklidi yaptım, gelen babamdı. "kızım iyi misin?" kafamı salladım. "iyiyim baba, uyuyakalmışım. normalde erken kalkardım bilirsin." babam inanmıştı. "iyi ki Ashton gelmiş, okula geç kalacaktın yoksa." kafamı salladım. "iyi ki geldi gerçekten ama bugün okula gitmeyeceğim. dersim yok. onun yerine sizinle bir şeyler yaparız." babam omzunu silkti. "tamam giyin gel de konuşuruz.odanı da havalandır aşırı parfüm kokuyor." kapımı kapattıktan sonra derin bir nefes aldım ve kalkıp camımı açtım. ardından giyeceğim kıyafetleri ayarladım.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
paylaşımı yaptıktan sonra gelen bildirim sesiyle irkildim. Ashton'du. ashxx: 🔥🔥🔥 llenaxx: Tanrım, durmak nedir bilmiyorsun değil mi? ashxx: ama kendine bir bak...durmama izin vermiyorsun ki.. llenaxx:
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
llenaxx: sevgili ailemi de alıp evden çıkıyorum, sana kolay gelsin. ashxx: oh, ihtiyacım vardı galiba. iyi eğlenceler size.
telefonu çantama attım ve aşağıya indim. ailem oturuyordu. bağırdım. "hadi çıkalım, sizi kahvaltıya götüreceğim!" biz konuşurken Ashton mutfağa geldi. annem konuştu. "Ashton, hazırlanmamışsın ama...gelmeyecek misin sen?" Ashton bu fırsatı asla kaçırmayacağı gibi sırıttı. "yok Martha Teyze, ben kahvaltımı ettim. teşekkür ederim. size biraz ailecek zaman tanıyayım." babam gülümsedi "sen de bu ailedensin oğlum." harika, yaptığımız şeyden dolayı bir kez daha kötü hissetmiştim. Ashton fark etmiş olacak ki öksürdü. "ı-ı teşekkür ederim Chris Amca, benim işlerim var zaten biraz." babam omuz silkti. annem babam ve Zac, Ashton ile vedalaşıp evden çıktılar. arkalarından konuştum. "yarın gidecekler muhtemelen." kafasını salladı. "tahmin ettim, o yüzden vedalaştım zaten. yalnız kalmak için sabırsızlanıyorum." göz kırptıktan sonra kafasına küçük bir şaplak attım ve koşarak ailemin peşinden gittim.
yoldayken Zac sonunda kendine gelebilmişti. "nereye gidiyoruz Lena?" cevapladım. "ooo uyanmışsınız beyefendi. kahvaltıya götürüyorum sizi." kısa bir yolculuktan sonra mekana varmıştık. çok güzel manzaralı ve kaliteli bir yerdi. kahvaltıdan sonra onları şehrin ünlü yerlerinde gezintiye çıkarmayı düşünüyordum. akşama da güzel bir yemek yiyecektik. ailemle karnımızı doyururken sohbet ettik. yarın sabah eve döneceklerdi. babamın işleri gayet yerinde gidiyordu ve Zac bu sefer buraya gelebilecek gibi görünüyordu. annem içinse her şey yolunda gibiydi . her zaman böyle mutlu ve küçük bir aile olmuştuk.
bütün günü ailemle geçirip yemek yemeye gittik. gittiğimiz yer sık sık gittiğimiz bir yerdi. Ashton'un aç olacağını düşünerek onun için paket hazırlattım. yemeklerimizi yedikten sonra ailemin yola çıkmadan önce iyice dinlenmesi için eve döndük. saat geç olmuştu ve Ashton evde değildi. onun için getirdiğim yemeği dolaba kaldırdım. ailem uyuduktan sonra Ashton'a mesaj attım. Lena: ne zaman geleceksin? Ash: gelmeyeceğim. Lena: o ne demek? Ash: çocuklarla takılıyoruz. uyu sen, bekleme beni. Lena: annemler yarın gidiyor. Ash: anladım. Lena: iyi eğlenceler ve iyi geceler. Ash: iyi geceler. bu tavrına anlam veremeyerek uyumaya karar verdim.