"Eve ne zaman geçiyoruz? Yoruldum ben." Terleyen saç diplerini havluyla silerken yorgunluktan mayışmış gözleriyle Hoseok'a bakıyor ondan cevap bekliyordu.
"Amına koyduğumun hocası salarsa gideriz eve jungkook." Antrenman yapmıştık ve hepimiz bitik durumdaydık. Ve anlaşılan hocanın bizi salmaya niyeti yoktu.
Yaklaşan maçlar yüzünden antrenmanların süresini uzatmış pestilimiz çıkmadan bizi eve yollamıyordu.
"Bir an önce gidip birini becerip rahatlaması gerekiyor bu adamın. Yaşlandıkça bize sarıyor." Dedim. Bir şişe suyu direkt kafama dikmiştim. Birkaç damla su dudağımın kenarına aktığında,parmağımla silerken birkaç kızın bana baktığını görmüş göz kırpmıştım.
"Çapkınlığını siktirtme hadi gidiyoruz." Tişörtümün yakasından tutup beni çekiştirmeye başlamıştı jin.
Yarım saat sonra hepimiz ölmüş bir şekilde sahanın içinde oturuyorduk. Kimsenin kalkmaya mecali kalmamıştı. Sırtımı geriye atarak uzanıp gözlerimi kapatmıştım. Tam o sıra yüzümde sıcak bir nefes hissetmiş ve ürpererek gözlerimi açmıştım. Kimse yoktu.
Beynimi basket oynarken çok yorduğumu düşünerek tekrar gözlerimi kapattığımda tekrardan aynı nefesi hissetmiş ve saçımın çekildiğini hissetmiştim.
Canımın acısıyla bağırdım. "Hanginiz yapıyorsa siktirsin gitsin uğraşıcak halim kalmadı."
"Ne saçmalıyorsun?" Dedi jungkook.
"Dalga mı geçiyorsun biriniz saçımı çekti az önce." Takımdaki başka bir çocuk fısıltıyla delirdi gibisinden bir şey söylemişti duymadığımı düşünerek. Onu umursamayarak yerimde doğruldum. Hepsi bana sen kafanda kurmuşsun der gibi bakıyordu.Elimi yüzümü yıkasam iyi olacaktı halüsinasyon görüyordum kesinlikle.
Hızlı adımlarla soyunma odasına bağlı olan lavaboya geçmiştim. Soğuk suyu yüzüme çarpıp ayılmaya çalışıyordum.
'Kimin yaptığını öğrenmek ister misin park jimin.'
Korkuyla arkama baktığımda kimsenin olmadığını görmüştüm.
Hayır delirmiyordum. Hayır.
'Hayır,delirmiyorsun.'
Siktir. Siktir.
Bir an önce burdan gitmeliydim. Evet kesinlikle bu sikik yerden kaçmalıydım.Çocukların yanına gittiğimde suratımın halini görmüş olacaklarki ayağa kalkmışlardı telaşla.
"İyi misin jimin?" Jungkook'un kolunu elimle kavrayıp içime kaçan sesimi çıkartmaya çalışıyordum."Burdan gidelim çabuk." Herkes eşyalarını hatta benimde eşyalarımı alarak telaşla sahadan çıktığımızda hala içimdeki korkuya engel olamıyordum.
Arabaya dört kişi binmiştik Hoseok direksiyona,yanına Jungkook, arkaya Jin ve ben oturmuştuk.
"Ne oldu anlat." Dedi jin kafasını yana çevirip bana bakarken.
Anlatmalı mıydım bilmiyordum. Benim dalga geçtiğimi düşünüp büyük ihtimalle dalgaya alıcaklardı.
'Bencede benden bahsetmek için çok erken jimin.' İrkilmiştim. Erkeksi bir ses kafamın içinde düşüncelerimi dinliyor ve cevap veriyordu. Kesinlikle deliriyordum.
'Daha öncede söyledim sana delirmiyorsun.''
"Yok bir şey ya ayağım kaydı,sakatlanıyordum."
Bana göz devirdiklerinde herkes bitik durumda olduğu için bir an önce evi hayal ederken ,ben bana ne olduğunu düşünüyordum. Korkuyordum.
Nesin sen amk?
'Küfür etmen hoşuma gitmiyor.'
Kendi kendime sinirle gülünce çocuklar bana dönmüştü.
"Aklıma bir şey geldi. Ona güldüm." Bugün garip olduğumla ilgili bir şeyler söylediler. Ama onları gerçekten umursayacak durumda değildim.
Saçmaladığımı düşünsemde tekrardan içimden konuşmuştum.'Tekrar soruyorum nesin sen?'
Arabadan inmiş Jin anahtarla kapıyı açmış hepimiz kendimizi odalarımıza atmıştık. Yatağımda yatarken hala soruma cevap vermediğinde kesinlikle benim kafamda kurduğum bir şey olduğuna inanmıştım.
Delirmiyorsun jimin sadece çok yoruldun.
'Hayır ben senin kafanda kurduğun birisi değilim. Ama ileride başka şekillerde kurabilirsin.'
Nefesi yine yüzüme çarptığında elimi havada gezdirsemde hiçbir şey olmuyordu. Yastığı önüme alıp yatakta geri çekilmiştim. Elim ayağım titriyordu. İliklerime kadar korkuyordum.
'Korkma benden jimin. Buraya seni korumaya geldim.' Yumuşak bir sesle konuşmuştu sakinleşmem için ama asla işime yaramamıştı.
Korumaktan bahsediyordu. Benim neden korunmaya ihtiyacım olsundu ki dümdüz bir hayat yaşıyordum.Siktir nesin sen böyle?
'İnsan değilim. Şimdilik bunu bilmen senin için yeterli jimin. Artık o siktiğimin yastığına dayamayı bırakır mısın? Seni benden o koruyamaz aptal.'
Elimdeki yastığı fark ederek kenara koymuştum. Boğazımı temizleyerek umursamamaya ve böyle bir şey olmamış gibi yatağıma girmiştim.
Uyumalıydım. Kesinlikle derin bir uyku çekmeliydim.
'İyi geceler.'
Tanrım. Hala deli gibi düşünüyordum.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Telepatia
Fantasi'Seni her an izliyorum jimin. Bana gay olmadığını kanıtlayamazsın. Çünkü geceleri kendini becerdiğini görüyorum.' Onun düşüncelerimi okuduğunu hayatımda ondan ayrı özel bir hayatım olmadığını artık daha iyi anlamıştım. Elini kasığımın biraz üstünde...