Kime?
'Arkadaşının özel hayatını sana aktarmak için burda değilim jimin.'
Sessiz kalmayı tercih etmiş,dersi yarım yamalak dinleyerek deftere bir şeyler karalamıştım. Nedenini bilmediğim bir şekilde sürekli vücudumda olan doğum lekemi çiziyor,çizdikten sonra kendimce rahatladığımı düşünüyordum.
Bana enerjisini verdiği anda kasığımın biraz üstündeki doğum lekem sızlamış hatta iğne batırmışlar gibi hissetmemi sağlamıştı. Şimdi ise bana verdiği görevin üzerinden saatler geçmişti,artık sızı veya batma hissi yoktu. İçimdeki enerjinin benden alındığını fark etmiştim. Buna bağlı olarak mı bilmiyordum ama üzerimde bir yorgunluk beni ele geçirmiş,kolumu haraket ettirsem tamamen kendimi yere bırakacakmışım gibiydi.
Uzun bir dersin ardından kampüsten çıkmış,hızlı ama telaşlı olmayan adımlarımla spor salonuna doğru ilerliyordum. Aniden sağa dönmemle hiçbir şey olmamasına rağmen bir yere çarpmış geriye doğru sendelemiştim. Ona çarptığımı anlamak çok uzun sürmemişti.
'O kadar yürüyecek yer varken,görmediğin halde bana çarpmayı nasıl becerdin acaba?'
İstemsiz gülmüş,tatlı sinirlenişine karşılık vermeden sağıma doğru adımlarımı yönlendirmiştim. Doğum lekeme bakma isteğiyle tutuşuyordum. Deli gibi kaşınıyordu ve insan içinde kaşıyamadığım için kıvranıyordum. Spor salonun içerisindeki lavaboya koştum.
Kabinlerden birinin içerisine girip,kemerimi bir çırpıda açmış pantolonumu indirmiştim. Doğum lekemin etrafındaki kabarığın üzerinde parmağımı dokundurduğumda parmağıma temas eden sıcaklıkla geri çekilmiştim. Öyle bir sıcaktı ki elimin yandığını bile düşünmüştüm.
Yanıyordum. Aynı zamanda neden olduğunu bilmediğim için içimde yeşeren korkuya engel olamıyordum. Hiç böyle bir şey hissetmemiştim. Doğum lekeme temas etmemle bütün bedenimde yanma hissediyordum.
'Bakmama izin verir misin?'
Neden? Seni yüzünden oldu bu değil mi?
'Bilmiyorum içeriye gelip bakmama izin ver.' Benden izinsiz bedenime dokunurken, şimdi benden izin alıyor olması beni şaşırtmıştı. Enazından beni tuvalette rahat bıraktığını öğrenmek bir nebzede olsa içimi rahatlatmıştı.
Gel.
Tekrardan nefesini hissedebileceğim kadar yakınıma gelmiş olmalıydı. Doğum lekemin üzerinde gezen eli kabarıklığın üzerinde birkaç saniye durmuştu. Bedenimde hissettiğim rahatlamayla doğum lekeme baktığımda kabarıklığın etrafındaki kızarıkların geçtiğini gördüm.
'Bu seni bir süre idare eder diye düşünüyorum. Daha fazla burda kalamazsın. Değişmeye başlıyorsun jimin.'
Rahatlamama izin vermeden tekrardan korkmamı sağlamıştı.
Ne değişimi V bana bir açıklama yapmalısın.
'Eve gidelim çabuk.'
Kolumdan çekilmiştim. Tuvaletin kapısını sertçe açıp beni dışarıya çıkarıyordu. İnsanlar karşısına pantolonum yarı inmiş bir şekilde çıkmak istemediğim için o beni insan içine çıkacağımız yere kadar sürüklerken ben pantolonumu dümelerini ilikliyordum. K Hızlı adımlarımla önce spor salonundan daha sonra okuldan ayrılmış arabamın kilidini açmıştım.
Yan tarafıma çantalarımı koyup ehliyet kemerimi takmış park ettiğim yerden arabamı çıkarmıştım. Endişeliydim,neden değişiyordum? Gibi sorular kafamın içinde dolanıyordu. En gıcık tarafı V'nin düşüncelerimi duymasına rağmen bana cevap vermemesiydi. Arabanın içinde listemdeki bir şarkı çalmaya başladığında yan tarafıma istemsiz dönmüştüm görmeyeceğimi bilsemde.
'Düşünmeyi bırakmıyorsun. Bende son çare olarak bunu düşündüm.'
Göz devirmek istemiştim ama bunun çocukça olduğunu düşünerek tepki verme gereği duymamıştım. Evin önüne gelince direksiyonu sağa kırıp kaldırıma yaklaşarak park ettim. Eşyalarımı içerisinden almış anahtar ile arabayı kitlemiştim.
Evin içinde kimse olmadığını fark edince aklıma bugünki antrenmana katılmayacağımı söylemediğim gelmişti. Kesinlikle Hoseok beni pataklayacaktı.
Telefonda Hoseok'un numarasını tuşlamak yerine Jungkook yazısının üzerine gelip bastım. En azından onu kandırması daha kolaydı.
"Jimin?" Dedi meraklı bir sesle.
"Efendim." Dedim sinir kat seviyelerini ölçmeye çalışıyordum. Aynı zamanda sesimi biraz hasta gibi çıkarmıştım.
"Nerdesin abicim sen?" Arkadan Hoseok'un jiminle mi konuşuyorsun ver belasını sikicem nerde o gerizekalı gibi sözleri kulağımı ilişiyordu ama onu düşünecek bir durumda bile değildim.
"Hastayım. Eve geçtim ben haber vermeyi unutmuşum." Karşı taraftan gelen hm sesi ardından diğerlerine benim hasta olduğumu söylemişti.
"Eve gelelim mi,ciddi bir şeyse?" Dediğinde hızla hayır gerek yok diyerek telefonu kapatmıştım.
"Şimdi söyle bakalım V bana ne oluyor?"

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Telepatia
Fantasy'Seni her an izliyorum jimin. Bana gay olmadığını kanıtlayamazsın. Çünkü geceleri kendini becerdiğini görüyorum.' Onun düşüncelerimi okuduğunu hayatımda ondan ayrı özel bir hayatım olmadığını artık daha iyi anlamıştım. Elini kasığımın biraz üstünde...