!

1K 72 17
                                    

Taşa doknmuştu. İçerisinde hissettiği duyguları tarif edemiyordu ama derinden hissettiği kesindi. Ellerini bir yere koymak istiyor ama kendinde o gücü bulamıyordu. Tekrar aynı kadının çığlığını duyuyordu bu sefer daha netti kadının sesi. Görüntüler yavaşça gözleri önüne dökülürken elindeki taşı daha çok sıkıyordu.

Gözlerinin altı çökmüş simsiyah saçlarıyla ona bakan bir kadındı. Pencerenin önüne geçmiş bir şarkı mırıldanıyordu. Dışarıda kimse yok ay ışığını pencereden içeriye izinsizce gönderiyor gececi hayvanlar sesleriyle geceyi süslüyordu.

Kadına bakarken kadının gözünden akan yaş boynuna doğru süzüldü. " sen çok güçlüsün Oğlum. Seni koruyamadığım için özür dilerim. Sana kötü davranmalarına izin verme! Annen seni çok seviyor." Karnını okşayarak söylüyor bir yandan da hıçkırarak ağlıyordu.

Karnındaki çocuğu ile konuşan bu kadın bitik bir durumdaydı yine de karnındaki çocuğuna aşkla bakıyordu. "Ben bir kadını sevdim. O görebileceğin en güzel kadın. Elleri yüzü öyle güzel ki. Bir kıza aşık oldum ben Oğlum."

Göz yaşlarını ellinin tersiyle sildikten sonra tekrar ellerini karnına koydu. Ve fısıltıyla şunları söyledi. "Bir kızı sevdim diye beni öldürecekler ama sen aşkı sadece karşı cinsiyet sananları öldüreceksin. Senin vazifen budur. Unutma ruha aşık olursun bedene değil."

Yerinde sallanmaya başlayıp tekrar camdan dışarı baktı kadın. İleride ona dolu gözlerle bakan beyaz elbiseli bir kadını gördü. Ona bakarken tüm gülümsemesini sundu. Gülümsemesi öyle güzel görünüyordu ki hemencecik silmişti derindeki hüznü.

Anılar kendini bir bir çekmeden gördüğü şeylere baktı. Bir topluluk etrafta yuvarlak oluşturmuş. Küfürler savuruyor ellerindeki ateş toplarını çemberin içerisine atıyor daha sonrasında ellerini havaya kaldırarak aynı ağızdan bir büyü söylüyorlardı. Büyü etkisi gösteriyor alev dahada büyüyor ve kadın daha da kapana sıkışıyordu. Kadın son cümlelerini söyledi. "Başka annenin karnından doğmana çok az kaldı çocuğum. Elvada. Ben matmazel siyah. Senin kara leken olduğum için özür dilerim oğlum."

Aslında kadın yandığı için çığlık atmıyordu. Gebe karnındaki evladını başka bir karına gönderdiği için çığlık atıyordu. Bir çocuk doğmadan başka karına göndermek en acı verici olandı bir anne için.  Daha sonrasında çığlıklarına eşlik etti alevler.

Son gördüğü anılardan sonra arkasındaki taşa yaslanmış derin soluklar alıyordu. Kelimelerinin arasında sürekli bir anne kelimesi geçiriyor ve hıçkırıklara boğuluyordu. Boğazına oturmuş öyle bir düğüm vardı ki çözemiyordu.

"Taehyung." Diyebildi sadece. Taehyung açtığı kolları arasına küçük bedeni alıp sımsıkı sarıldı. Saçlarını okşarken geçti diye fısıldırıyordu. Geçmiyordu. Annesinin yardım çığlıkları susmuyordu.

"Annemi istiyorum." Taehyung'un kolları arasından çekti Özgür onu. Kendisi sarılıp bu sefer rahatlatmaya çalıştı.
"Güçlü olmalısın. Annen senin güçlü olmanı istiyor bebeğim. Kendine gel. Jimin bana bak..." Jimin'in kafasını kendi yüzüyle sabitleyip baş parmaklarıyla gözlerini sildi.

"Yanındayım senin tamam mı? Her ne olursa olsun senin için burada olacağım." Jimin, Özgür'ün bu anaç tavrına ihtiyacı varmış meğersem. Onun göz yaşlarını silmesi ve ona Taehyung gibi değilde bir arkadaş gibi yakınlaşması içini bir nebze rahatlatmış kendini salmıştı. İlk tanışma için bu kadar yakın olmaları saçma gelebilirdi ama hangi olay mantıklıydı ki...

Geri çekilip gülümsemeye çalıştı,kendisi de Özgür'ün sildiği yanaklarını bulup elinin tersiyle sildi. " ben sadece hislerime güvenmek istiyorum. Taehyung'u nasıl hissettiysem o odada şimdi aynı hisleri o heykele karşı hissediyorum. Burdaki taşlar sadece bana yol gösterecek."  Taehyung etrafına bakınıyorken Jimin'in sözlerine kulak veriyordu. O da aynısını düşünüyordu burası onlar için sadece bir yoldu evet ama neden burası onların için bir geçiş yeriydi?

TelepatiaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin