Birkaç gün geçmişti. Bir şeyleri öğretmek için Taehyung onu büyülü lavia ormanına götürmüştü. Artık her şey oluş sırasında gittiği için zamanı gelmişti bir şeyleri öğrenmesinin."Hani küçükken sorarlardı ya bizlere. Elinde bir güç olsa ne olmasını isterdin diye?" Jimin ormanın içerisindeki ağaçlara kafasını kaldırarak bakmış etrafında dönmüştü. Daha sonra Taehyung'a dönüp o güzel sırıtışını göstermişti. Taehyung onun konuşmasını kesmek istemiyordu o yüzden sırtını duvara yaslayıp ellerine bağdaş kurup jimin ile gözlerini buluşturdu.
"Ben seçemezdim. Aptallık olarak görürdüm sadece bir gücü istemeyi. Elimde bir güç olacaksa neden hepsi benim elimde değil diye düşünürdüm." Taehyung onun bu bencilce ama tatlı isteğine karşılık kare gülümsemesiyle gülmüştü.
"Azla yetinemeyen bir çocuk hm?"
Jimin dilini damağına değdirerek hayır anlamında bir ses çıkardı. " hayal gücümü sınırlamak çok saçmaydı sadece." Taehyung onun yanına gelip avuçlarını göğe doğru uzattı.
"Doğanın güçleri bizimle Jimin. Duyabiliyor musun onun güzel sesini?" Aynı şekilde ellerini uzattı jimin doğayı duymak adına gözlerini kapatıp sakince nefes alıp verdi. Yavaş yavaş kulağına gelen seslere kulak veriyordu.
"Jimin. Hoş geldin." Taehyung kafasını bana çevirip konuştu. "Duydun mu sana hoş geldin dediler." Jimin duyduğu için heyecanlanmış bir şekilde kafasını salladı.
"Hoşbuldum doğa." Jimin'in önğndeki sarmaşıkların haraket ederek bir vücuda bürdündüğünü fark etti. Jimin uzattığı ellerinden birine yaparağın bir tanesi dokunuyordu. Sanki sarmaşık onun elini tutuyordu.
"Ona teşekkür et ve güçlerini iste." Dedi birkaç adım gerileyerek. Taehyung oluşturduğu çemberin dışına çıkmaya çalışıyordu. Doğa şu an Jimin'i koruma altına almıştı çünkü.
"Teşekkür ederim beni kabul ettiğin için. Bana güçlerim için yardımcı olur musun?"
Jimin'in etrafında dönmeye başlayan yapraklar bir kasırga oluşturup Jimin'i havaya kaldırdı. Jimin ağaçların tepesinden daha güzel görünen gökyüzüne bakarken doğa tekrardan fısıldadı.
"Hissetmelisin. Orada,hep içinde. Senden saklanan bir çocuktur güçler. Hadi bir nefes al ve yağmur yağdır." Tedirginlikle acuçlarını havaya uzatmış gözlerini kapatarak yağmurun yağdığını düşündü. "İşte böyle Jimin. Bırak yapraklarım senin gücünle ıslansın." Ellerini daha fazla uzatarak kendini sıktı. Yüzüne gelen birkaç damlayla gözlerini araladı.Bulutlardan yağan yağmuru görmüştü. Şaşırıyordu çünkü bu normal bir yağmur değildi. Gökkuşağı şeklinde yağıyor ve su damlacıklarının içerisindeki renkler yapraklara çarptığında bir buhar gibi kayboluyordu renkler.
"Çok güzel." Diyebilmişti sadece. Kasırga tekrardan onu aşağıya doğru indirirken bu sefer toprağın altına doğru çekmişti. Korksada doğaya güvenmeyi tercih ediyordu. Etraf karanlık olmasına rağmen gördüğü çöplere kaşları çatık bakmıştı.
"Görüyor musun Jimin. Bana zarar veriyorlar. Hadi güçlerinle bana yardımcı ol."
Jimin doğanın bu sınavına karşılık gözlerini kapatıp her şeyin yok olduğunu düşündü. Gözünü açtğınında bir bir tükenen çöpler yerine tohumlar alırken hala Jimin'in yağdırdığı yağmur tohumlara sızıyor onların çok hızlı bir şekilde büyümesini sağlıyordu.Doğa onu tekrar gün yüzüne çıkardığında bu sefer kasırga onu bulutlarında üzerine çıkarmıştı.
"Uçtuğunu düşün Jimin." Bir anda Jimin'i bırakmış havada düşmesini sağlamıştı. Jimin çığlık atarak düşerken uçtuğunu hayal ediyordu. Telaşlandığı için kafasına kuramasada yere son bir milim kala havada asılı kalmıştı. Gözleri büyümüş şaşkınlıkla yere bakarken Taehyung kıkırdıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Telepatia
Fantasy'Seni her an izliyorum jimin. Bana gay olmadığını kanıtlayamazsın. Çünkü geceleri kendini becerdiğini görüyorum.' Onun düşüncelerimi okuduğunu hayatımda ondan ayrı özel bir hayatım olmadığını artık daha iyi anlamıştım. Elini kasığımın biraz üstünde...