Ellerini taşlara koyarak destek aldı. Kendimi yukarıya çektikten sonra elini Jimin'e uzattı. Jimin ondan aldığı destekle yukarıya tırmandı. Aynı haraketi Özgür içinde yaptıktan sonra ellerinde kalan kum taneciklerini çırptı.Özgür derin bir nefes aldıktan sonra onlara dönen olaylar hakkında bilgilendirmek adına konuşmaya başladı. "Babanın planlarından haberin var mı Taehyung?" Kızın sorusu üzerine Taehyung düşünmeye başlamıştı. Hangi planından bahsediyordu bilmiyordu. Babası bir plan yapmazdı birçok plan yapar bunlardan sadece birkaçını söylerdi.
"En son kan toplama peşindeydi. Jimin'in kanını istiyordu." Özgür sinirle gülüp ciddi bir tavır aldı. Kafasını iki yana sallarken Jimin sadece ikisi arasında geçenleri dinliyordu.
"Baban daha büyük bir şeylerin peşinde olmalı. Okuduğum yazıtlar da karşılaştığım bir büyü vardı. Tahminlerime göre baban annen tarafından lanetlendi. Bu lanetten kurtulmanın yollarının yazılı olduğu sayfayı bulmaya çalışıyordum bir süredir. Ve çok uzak yerlerde aradığım sonucu kendi ülkemde buldum. Göbekli tepedeki bu yer de birleştirdiği 10 Bin kişinin kanı ve 7 mavi kanın birleşmesiyle üzerindeki lanet kalkacak ve bir parmak şıklatmasıyla bile bütün evreni yok edecek güce sahip olacak. Ve bizden rahatça kurtulabilecek." Jimin duyduklarını ağzı açık bir şekilde dinlerken bu karmaşık olayların içerisindeki kendisinin etkenini merak ediyordu.
"Nasıl engel olacağız ona?" Elini saçından geçirip geri savurduğunda parlayan gümüş küpesi dikkatini çekmişti Özgür'ün. Küpesine bakarken gözlerini bir anda Jimin'e çevirmiş ve elini koluna koymuştu.
"Önceden senin kanını alabilmek için uğraştıklarını biliyorum. Haberi geldi bana. Büyüyü söylemediğin için alamadılar. Ama şimdi artık büyü yapmayı be güçlerini kullanmayı biliyorsun bu yüzden artık çok kolay kanını alabilecekler. Burada yapılması gereken kanı alınmamışlar korumak ve sorunun kökünden kurtulabilmek için öldürmek."
Öldürmek,basit görünüyordu ama onlar için basit değildi. Birisi babasının öldürülmesinden bahsederken diğeri ise kader eşinin babasının öldürülmesini düşünüyordu. Hayatta bazı noktalarda elimizdeki fırsatlar bizi her ne kadar üzecek fırsatlar olsada ileriye baktığımızda birçok iyi nedene sebep olabiliyordu. Bu fırsat kaçtığında ise bazı yıkımlar gün yüzüne çıkabilirdi. İşte bu yüzden özgür duruma el atmıştı. Ancak onun söyledikleriyle güç alabilirlerdi. Çünkü özgür kimseye bağlı olmayan birisiydi. Ne bir efendi ne bir güce. O insan ırkından gelen en bilgeli en kıvrak zekalı insandı sadece. Karşı çıkmalarını başka bir yol yok mu? Demelerini bekliyorken özgür duyduğu şeyle şaşkınlığımı belirtmeden edememişti.
"Öldürmek için ne yapmamız gerekiyorsa ben hazırım." İşte bu cümleyi duyması gereken kişi yanındaki diğerine göre kısa olan kişi olması gerekirken bu cümleyi o ruhsuz bakışlarla söyleyen Taehyung'tu.
"O senin baban? Başka bir yol bulabiliriz?" Yine bir taraf daha vicdanlıydı. Bu vicdan bazen gereksiz duygulara yol açabiliyordu. Taehyung onun kendisi için böyle güçsüz olmasını istemiyordu. Kendisi öldüğünde bile Jimin'in herkesi,kendisini dahi yönetmesini istiyordu. İşte bu yüzdendi soğuk durmak isteyişi. Bu kadar bağlanırsa bir şeyleri engelleyemeyecek Jimin'i kendisine karşı güçsüz kılacaktı. Taehyung kendinde olmadığı zamanlarda nasıl Jimin'i ezdiyse,şimdi olacaklarda da Jimin'in ezilmediğini görmek istiyordu. Jimin Taehyung'dan güçlü olmalıydı.
"Başka bir yol olmayacak. Gereken buysa yapacağım." sesi Jimin'e soğuk rüzgar misali çarptığında ellerinin yumruk olduğunu fark etmemişti bile. Bir anda değişen ruh halini anlamlandırmaya çalışıyordu.
Özgür ise ortamın gerildiğini farkında olmasına rağmen o bombayı ortaya atmıştı.
"En güçlü elementler kimde toplandıysa onun öldürmesi gerektiği yazıyor. Eğer Taehyung'dan güçlü birisi var ise o da sensin. Yani Taehyung istesende sen öldüremezsin. Bu ancak Jimin'in yapabileceği bir şey."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Telepatia
Fantasy'Seni her an izliyorum jimin. Bana gay olmadığını kanıtlayamazsın. Çünkü geceleri kendini becerdiğini görüyorum.' Onun düşüncelerimi okuduğunu hayatımda ondan ayrı özel bir hayatım olmadığını artık daha iyi anlamıştım. Elini kasığımın biraz üstünde...