"Hayır,hayır." Daha birkaç saat olmasına rağmen ruhlar ona rüyasında oyun oynuyordu Savunmasız vücudu enerjisini saklayamadığı için yeterince enerjiye aç olan ruhlar ona saldırmak için birbirleriyle yarışıyorlardı.
Ruhlar onun rüyasında sevdiği insanların işkence yapıldığını veya öldüğünü göstererek jimini üzüyor. Hatta deli gibi korkutuyorlardı. Jimin korktukça etrafa yayılan enerjisini ise karşılarındaki en güzel yemeği yemek istercesine izliyorlardı.
Onları engellemek ise Tae'ye düşüyordu. Jimin'i yalnız bıraktığı saniyelerde kendi dünyasına gitmiş,orada jiminin acısını kendine yükleyebileceği büyüyü bulmuştu.Jimin ne kadar acı çektiğini ve arzu dolu hissettiğini söylesede asıl gerçek duyguları bizzat Tae hissediyor bunu belli etmemeye çalışıyordu.
Şimdi ise deli gibi saplanan baş ağrısına rağmen ruhları engellemek amaçlı koruma büyüsü yapmış onların içeriye girmemelerini sağlamıştı. Zorlanıyordu,alnından soğuk soğuk terler akarken kendini buna hazırladığını söyleyerek kendini dizginliyordu. Yaptığı büyünün arkasına sığınması onu hala yeterince gücünde olmadığını kanıtlıyordu. Güçlerinin tamamını geri almadan Jimin'i koruması bir o kadar saçmaydı.
O da savunmasızdı. Buna rağmen onu kormayı o kadar çok istiyordu ki kendi enerjisini yayarak ruhların dikkatini dağıtıyordu.
Jimin küçük narin elini göğsüne koymuş tişörtünü sıkıyordu. V bedenindeki elini elleri arasına alıp zor bela aldığı nefesini derin bir şekilde dışarıya üfledi.
"Uyanmak istiyorum."diye bir mırıltı çıktı Jimin'den. V'nin elini sıkmış ama bedenini haraket ettirememişti. Bir süredir uyanık olmasına rağmen sesi çıkmadığı için yardım isteyememişti. Şimdi ise sesi kısıkta olsa konuşmuş elini oynatabilmişti.
"Gözlerimi açamıyorum." Dedi. V elini kaldırıp gözlerinin üzerine getirdiğinde akan göz yaşlarını gördü.
Mor,mavi,yeşil...
V şaşırdı. Bunu beklemiyordu. Aldığı görevin bu kadar büyük olduğunu bilmiyordu.
Jimin'in diğer varlıklardan farklı olduğunu şimdi öğreniyordu.O beklediğindende güçlüydü. Ve bu gücü kendi tarafında tutması gerekiyordu. Diğerleri öğrenirse onu bir yere kapatmak isteyeceklerini biliyordu. Saklaması gereken sırlar vardı.
Çünkü karşısındaki minik bedende bütün dünya'yı yok edecek güç vardı.
"Kendini rahat bırak." Parmaklarını gözünün etrafında dolandırdı. Bunun için gerekli olan büyüyü söyledi. Jimin gözlerini hafif kırpıştırarak açmayı denediğinde gözünün üzerindeki ağırlığın yok olduğunu fark ederek gözlerini açtı.
Etrafında gördüğü değişik renklere göz gezdirdi. Bir masalı andırıyordu. Ama yanındaki prenses değildi.
Bir prensti.
Görünmez prens.
"Bana görünür müsün? Yalnız hissediyorum." Dedi yan tarafındaki boşluğa dönerek.
"Beni böyle görmeni istemiyorum." Dedi terler içinde kalmış derin nefesler arasında konuşurken.
"İyi misin V?" Sesi o kadar bitkin geliyordu ki Jimin endişelenmeden edememişti.
"Değilim." Jimin yattığı yerden kalkıp oturur pozisyona geçti. Olduğunu düşündüğü yere doğru ilerleyip elini ona dokunabileceği bir yere koydu.
"Göster kendini hadi. Sana bir bakayım V."
İstemiyordu. Onun kendisini böyle savunmasız görmesini istemiyordu. Ama bedeni artık kaldırmıyordu. Jimin'e zarar vermesinler diye kendini feda etmişti. Şimdi ise kendisini saklamaya bile gücü yetmiyordu.
Daha fazla kendini tutamadı. Gözleri yavaşça kapanırken görünmeye başladı. Kendini görünmez yapmak için sarf ettiği enerjiyi artık gerek olmadığı için kendini bir anda serbest bırakmış. Yorgunluğun etkisiyle bayılmıştı.
Jimin birkaç yüzüne vurmasına rağmen uyanmadığını fark etti. Dudağını alnına götürdüğünde teninin ne kadar sıcak olduğunu fark etti. Yataktan aceleyle kalkıp mutfaktan bir kap bez ve su alarak odasına geri dönmüştü.
Kimsenin bu saatte odasına gelmesini istemediği için sessiz olmaya çalışmıştı. Odasına girerken kapısını iki kez kitleyerek yatağında yatan baygın bedene adımladı.
Elindeki bezi içinde soğuk su olan kaba batırdı. Elindeki bezi kabın içine sıktıktan sonra alnına koydu.
Şimdi roller değişmişti. Gecenin yarısında artık jimin onunla ilgileniyordu.
"Daha iyi misin V?" Diye sorduğunda gözlerini hafif aralayıp dudağını yaladı. Hala yorgun olduğu için hiçbir şey yapamıyordu. Sadece iki kelimeyi söyleyip kendimi tekrardan uykunun kollarına bıraktı.
"İsmim Taehyung."
———-
Olmasını istediğiniz sahneler varsa buraya yazabilirsiniz. Belki kullanırım böylece hikayede okuyuculardanda bir şeyler olmuş olur :,))
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Telepatia
Fantasy'Seni her an izliyorum jimin. Bana gay olmadığını kanıtlayamazsın. Çünkü geceleri kendini becerdiğini görüyorum.' Onun düşüncelerimi okuduğunu hayatımda ondan ayrı özel bir hayatım olmadığını artık daha iyi anlamıştım. Elini kasığımın biraz üstünde...