Telepatia

Seni seviyorum

Uyarı yapmış olayım  smut var. Ona göre okuyun haa
_______

"Çünkü sana nasıl yaklaşacağımı bilmiyorum artık. Baksana hayatına girdiğimden beri yaşamadığın şey kalmadı. Keşke diyorum hiçbir şeyden haberin olmasaydı." Dedi.

İçimde hissettiğim duygularımın bir tarifi yoktu. Beni bilinmezlerin içerisine sokmuştu kaybolduğumu hissetmiş ve yeterince acı çekmiştim. Ama yine de bunlardan pişmanlık duymuyordum. Gözlerini kapattığımda aklıma sadece onun güzel yüzüne dökülen siyah tutamları ve bana gülümsemesi benim yanımda bir anda değişen ruh haliyle bana sığınıp ağlaması geliyordu. Kendimi eksik hissettiğim görmediğim baba sevgisinin yanı sıra korktuğum karanlık odaların hepsini unutturmuş hatta bunları sayesinde yenmiştim. Bunların hiçbirini belkide farkında değildi. Benim incindiğimi düşündüğü kadar kendisi de incinmişti. Karışık geçmiş hayatımız,ailelerimiz ve içinizde kimsede bulunmayan sadece bize ait olan güçlerimiz.

İçimde beni bekleyen bir his vardı. Güçlerim içimde kıpır kıpır oluyor bana kendisini göstermeye çalışıyordu. Dünya'da hiçbir şeyden haberi olmayan Jimin için bu duygu anlamlandıramadığı bir karın ağrısı iken şimdi çok farklı şeylerden söz ediyordu.

Elimi pürüzsüz yanağına koymak istiyordum. Bütün tapularımı bir bir yıkan bu adamı üzmek istemiyordum. Onun hala kendini suçlu hissettiğini düşünüyor bunu da gözlerinden,bana olan bakışlarından anlayabiliyordum.

Ona bendeki değerini nasıl anlatacağımı bilseydim bunu kesinlikle saatlerce oturup anlatabilirdim. Ama hem kafam bu kadar dolu hem de yeni yeni öğrendiğim şeylerle içimde biriken gücü kenara atamıyordum. Bu yüzden sadece elimi kaldırıp dokunmak istediğim şeye dokundum. Yanağı parmaklarım arasındayken baş parmağım ile okşuyordum.

Ona böyle yaklaşabilmek beni heyecanlandırıyor aynı zamanda nefes alış verişim hızlanıyordu. Kafasını yanağımdaki eline yasladı. O böyle masum masum bakıyorken ne diyeceğimi bilemediğim için konuşmak yerine başka bir eylemde bulundum.

Benden biraz uzun olan boyu nedeniyle hafif kafamı kaldırıp ona uzanmış dudaklarımı onun yumuşak güzel görünen dudaklarına bastırmıştım. Kalbim yerinden fırlayacakmış gibi atarken sadece dudakları üzerinde duran dudaklarımı oynatmaya cesaret edememiştim. Dudağına kondurduğum ufak bir öpücüğün ardından çok az bir mesafe bırakarak konuşmak için araladım bu sefer dudaklarımı.

"Hayatıma iyi ki girdin. Bundan öncesinde hissettiğim bütün zayıflıklarımın üstüne gitmeyi korkularımı yenmeyi ve en önemlisi sevilmeyi gösterdin. Seni tanıdığıma kendimi bu bilinmezliğin içinde bulduğuma hiç pişman değilim Taehyung." Yüzündeki elim hala duruyor diğer elim ise kalbinin ritmini dinlemek amaçlı tam göğsünün üstüne koydum.

Kalp atışı benimkiyle aynı hızla atarken yarım ağız gülümsedim. Söylediklerimi idrak edip ellerini belime sarmış vücudumu kendi vücuduna yaslamıştı. "Jim-" konuşmasını izin vermeyerek tekrar küçük bir öpücükle susturduğumda dikkati dağılmıştı. Konuşmasına izin vermeyecektim.

"Beni susturmaya çal-" tekrar öptüğümde bu sefer tam çekileceğim de belimdeki ellerini sıkmış beni kendine daha da yaklaştırmıştı. Dudaklarımı çekememiş aksine daha çok onun dudakları arasında kalmıştım.

Yoğun bir öpüşmeye girmiş tişörtümün içerisinden çıplak belime ince uzun parmaklarıyla keşife çıkmıştı. Dokunduğu yerlerde vücudumdan alevler çıktığını hissediyordum. Ufak dokunuşlarıyla bile beni azdırıyordu.

Öpüşmemiz derinleşti. Dili dilim ile buluşmuş birbirleri içerisinde dans ederken ellerini kalçalarıma indirdi. Ellerimi boynuna sardığım sıra kalçamdan destek alarak beni kucağına aldığında üzerindeydim. Kasıklarımız birbirine değiyorken ve dili dudaklarımın üzerinde geziyorken pekala alt tarafım pekte iyi olmayabilirdi.