Sabah olmuştu.
Hala uyanmamıştı ama en azından ateşini düşürebilmiştim. Son kez ateşini bakmak için elimi alnına götürdüğümde yüzüne serpilen saçları buna engel olmuştu.
Onu uyandırmadan yavaşça kenara itip geriye doğru parmaklarımla taramıştım. Yumuşacık saçlarında hiç zorlanmadan geçen parmaklarım bana,bırakta biraz daha dokunayım desede düşüncelerime izin vermemiştim. Alnına elimi koyup ateşine baktığımda artık tamamen geçtiğini fark ettim
Rahatlamıştım. Geceden beri düşürmek için çok çabalamış hatta üzerindeki kıyafeti çıkarıp bütün vücudunu soğuk bezle silmiştim. Bu sırada onun vücudunu incelemede fırsat bulmuş o kendini gizlemeden nasıl bir şeye benzediğini daha çok kavramıştım.
Benim gibi kasığının üstünde olan simgesine dikkatlice baktın. Belki bir şeye benziyordur diye ufak bir araştırma dahi yaptım ama elimde kocaman bir sıfır vardı. Simgesinde alev deseninin içinde bilmediğim harfte yazılar ve ortasında ise ufak belli olmayan bir çiçek vardı.
Elimi alnından çekip kalkacakken tişörtümden çekilmemiş geri oturmuştum yatağıma. Uyandığını fark edip merakla kendine gelmesini beklerken o ise sadece bileğimi tutup elimi yüzüne koymamı sağladı.
"Biraz daha böyle tutar mısın?" Dedi. Uykulu ve yorgun bir sesle. Şaşırmışlığın verdiği hisle elim hala yüzündeydi. Bunu benden ilk isteyişi değildi görünmüyorkende elimi tutup yüzüne götürmüştü. Elimi hızlıca yüzünden çekip ayağa kalktığımda gülümseyerek sırtını yatak başlığına yaslayarak doğruldu.
Doğrulurken yüzünü biraz buruştursada bana belli etmemeye çalıştığını anlamıştım. Hemen yanındaki masanın üzerinde olan sürahiden bir bardak su doldurup uzattığımda önce bana daha sonra suya baktı.
"Teşekkür ederim." Dedi elimden suyu alırken elimle tutmadığım kısımdan almak yerine elimi tutarak suyu aldığında istemsiz midemde oluşan anlık karıncalanmaya engel olamamıştım.
Salak karıncalar.
"İyi misin?" Dediğimde elindeki bardağı kucağına indirip iki eliyle tutup suya bakarak kafasını salladı. Daha sonra sesini düzeltmek için birkaç öksürdü. Konuşmaya başladığında onu dikkatle dinlemeye başladım. Diyeceği şeyleri merak ediyordum.
"Jimin bir süre burda insanmış gibi yaşamam gerekiyor. Seninle kalmalıyım." Dedi.
Derin bir nefes verip oturduğum yerden kalktım. Elimi saçlarımı geçirip karıştırdığımda sakince dolabıma dönüp terlediğim için kötü kokan tişörtümü çıkardım. Dolabın içerisinden bir tişörtü alıp ona doğru dönüp giydim.
"Neden?" Dedim çektiğim sandalyeyi ona doğru döndürmüş oturuyorken.
"Bu çevrede birileri daha var enerjilerini hissedebiliyorum. Ben olmadığımda senin peşine düşecekler." Dedi.
"Sen olmadığında?" Diye onu tekrarladığımda bana dudağının kenarıyla gülümseyerek gözlerimin içine baktı.
"Her zaman seninle kalacağımı düşünmüyorsun herhalde. Biliyorum bana deli gibi tutuldun." Gergin olduğunun farkındaydım. Beni rahatlatmak için benimle dalga geçtiği anlaşılıyordu.
"Yanımda kalamazsın seni böyle kabuk etmezler eve." Dedim kucağımdaki ellerimle oynarken.
"Bir planın var mı?" Diye devam ettim sonra cümleme.
"Çok basit sevgiliyiz de. Bir süre benimle kalacak dersen sorun olmayacaktır." Ayağa kalktığında onu ilk defa karşımda ayakta gördüğümü fark etmiştim. Dövmeleri kaslı vücudunda güzel duruyordu.
Dolabıma doğru ilerlerken onu süzdüğümü bildiği halde bir şey dememişti. Eline aldığı gri tişörtü üzerine geçirdikten sonra altındaki pantolonu çıkarıp boxerla kalmıştı. Pantolonu üzerime fırlattığında refleksle elimle itmiştim.
Yere düşen pantolona bakıp yüzünü buruşturdu.
"Benim için yıkarsın."
Karşımda banada çok bol olan tişörtüm ve boxerla kalmıştı. Kesinlikle karşımdaki bu görüntüden şikayetçi değildim.
"Seni sevgilim olarak tanıştırmamı mı istiyorsun? Saçmalama istersen." Çocukların
ne tepki vereceğini bilmiyordum. Şu anki rahatlığımızın tek sebebi evde kimsenin olmamasıydı."Başka bir fikrin var mı?"Yatağın ucuna oturup dirseklerini dizlerine yaslayarak kafasını iki elinin arasına alarak bir süre öyle bekledi.
Haklıydı diğer türlü arkadaşım desem ne zamandır böyle bir arkadaşım olduğunu soracaklar ve eve kabul etmeyeceklerdi.
Sevgili olduğumuza inandırmak daha güç olsada onu bir süreliğine evde tutmamı sağlardı."Tamam. Sana yardım edeceğim. Ama bir şartım var Taehyung."
Kafasını kaldırıp bana bakarken ayağa kalkıp önünde durdum. Şimdi bana bakmak için kafasını iyicene yukarı kaldırmıştı. İşaret parmağımla çenesinden tutup yukarıya doğru kaldırdım.
"Burda kaldığın süre boyunca bana her şeyi anlatacaksın."
—————
Nedense bu bölümü yazamadığımı düşündüm bilmiyorum.
Siz onu kendi kafanızda mükemmelleştirin eğxkğwkx
Ayrıca bir şeyi söylemek istiyorum. Jiminde baskın bir karakter Taehyung da. O yüzden ikiside sürekli birbirlerinden çekinmeden konuşabiliyorlar.
Hayalimdeki görüntüleri jimin sarı saçlı Tae siyah saçlı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Telepatia
Fantastik'Seni her an izliyorum jimin. Bana gay olmadığını kanıtlayamazsın. Çünkü geceleri kendini becerdiğini görüyorum.' Onun düşüncelerimi okuduğunu hayatımda ondan ayrı özel bir hayatım olmadığını artık daha iyi anlamıştım. Elini kasığımın biraz üstünde...