Birden kapı çaldı. Uyanmak istemediğim için zilin rüyamda çaldığını düşünüyordum. Hala dün gecenin yorgunluğu ve boşluğa düşmüş hissi üstümdeydi. Tüm gece boyunca ağlamıştım. Kendimi de hiç iyi hissetmiyordum.
Zil aksine bana inat ikinciye çaldı. Israrla annemin açmasını bekledim. Daha sonra hatırladım ki annemler evde yoktu.
Kahretsin !
Kalkıp açmam gerekiyordu. Ben bunları düşünürken büyük ihtimalle kapıdaki kişi üçüncü kez zile basmayı düşünüyordu. Sızlana sızlana gidip kapıyı açtım.
İkinci bir şok.
Gelen kargocuydu. Bana dün geceyi hatırlatmaya ne hakkı vardı,üstelik ben bu haldeyken.
"Larin hanım buyurun kargonuz ücret 120 TL."Başka şansım olmadığı için kargoyu alıp parayı ödemek zorunda kaldım.
Niye bu haldeyim ? Neden kargonun beni dün geceye götürdüğünü söylemiştim ? Neden içimde boşluğa düşmüş hissi vardı ? Bedenim,ruhum,beynim neden yorgundu ? Bunların hepsinin cevabı o lanet dün gecenin içindeydi.
Ah,tamam sakinim merkez.
Başlıyorum.
Dün günlerden Cuma'ydı. Klasik bizimkilerle okuldan sonra buluştuğumuz gün. Üstümdeki mutluluğun ve heyecanın etkisiyle okulun bir an önce bitmesini ve arkadaşımın 1 hafta sonra açılacak olan kafesine gidip kızlarla buluşmak istiyordum. Okulda son derslerde neler yaptığımı bile hatırlamıyordum tek dileğim şu okulun bitip kendimi Büşralar'ın kafesine atmaktı.
Okul biter bitmez hemen durağa koşup sıkış sıkış olan o otobüse binip 45 dakikalık yolum başlamış oldu. Ah,kahretsin üstelik tam okul çıkışıydı. Yarın olacakları düşündükçe kendimi mutlu hissediyor ve motive ediyordum. Evet merkez yarın her şey çok güzel olacaktı. (Başıma gelecek olanlardan habersiz şekilde yaşadığım mutluluğa bak.) Sonunda otobüsten inip Büşralar'ın kafesine attım kendimi. Büşra çocukluk arkadaşımdı. Dört yaşındaydım onu tanıdığımda o da üç yaşındaydı. Onunla aramda farklı bir bağ vardı. O benim çocukluğumdan beri hayatımdaydı ve biz neredeyse her şeyi beraber yapıyorduk. Hatta bir keresinde artık kreşe gitme yaşım gelmişti,Büşra da benimle gelmeği çok istediği için onu da götürmüş ve neredeyse okulda öğretmen değil de onunla hep ben ilgilenirdim. Büşra kesinlikle çok güzel,ilgilendiği çok fazla spor olduğu için gayet fit bir kızdı. Ve evet şimdi artık kendi kafesini açıyordu. Aslında tam böyle sayılmaz. Bu kafe işin Pelin'in yani Büşra'nın kuzeninin fikriydi. Ama bize de iyi gelmişti. Canımız sıkılınca gidiyor ,stres atmak istediğimizde temizlik yapıyor,ve tabiki birbirimize ihtiyacımız olursa hep birbirimizin yanında oluyorduk hep olduğu gibi.
Kafeye mutlu bir şekilde giriş yaptığımda Arda,Büşra,Pelin bir masanın etrafında oturmuş korku dolu gözlerle bana bakıyorlardı. Onları o şekilde görünce mutluluğum bir balon gibi püf diye sönüvermişti. Noluyordu? Büşra benim geldiğimi farketmemiş bile olabilir,Pelin zaten çok duygusal bir kız olduğu için ağlıyordu,Arda (Arda da bizim çocukluk arkadaşımızdı. Üçümüz beraber büyümüştük.) çok sinirli ve her an patlamaya bomba gibi duruyordu.
İçeriye "Heyy! Gençler,noluyor yahu,yoksa yine Büşra ve Arda saçma bir konu yüzünden kavga mı etti?" Diyip gülerek girmiştim. Hiçbirinde bir mimik oynaması olmadığı için çok yersiz bi şaka olduğunu anlayıp kapıyı hızla kapatıp yanlarına gittiğimde neler olduğunu sordum çok ciddi bir ses tonunda. Korkmuştum,evet çünkü bu kadar ciddi duramazdık asla. Küsersek maksimum 5 dakika sonra barışırdık. Daha fazla dayanamayıp "Hadi ama yeter neler olduğunu söyleyin." diye sert çıkıştığımda teker teker gözlerinin içlerine baktım. Hiçbiri benimle göz teması kurmuyordu. Bu sessizliği bozan Arda oldu. Arda birden yerinden kalkıp sandalyeyi itince "Ben söyleyemeyeceğim Pelin ağlıyor Büşra sen anlatacaksın." Diye sert çıkışınca irkilmiştim. Pelin daha fazla ağlamaya başlayınca Büşra oflayarak "Tamam başlıyorum" Dedi. Ayağa kalktım. Büşra gözlerime bakamıyordu. Bunların üçü benim onaylamayacağım bir şey mi yapmışlardı acaba? Büşra'nın da git gide gözleri doldu. Gözlerini kapattı,tek bir nefeste "Savaş seni aldatıyor." Dedi. O an dünya ters döndü, gözlerim karardı,sözcükler kulağımda titreyip kalbime ateş ediyordu adeta.
Savaş seni aldatıyor. Savaş seni aldatıyor. 2 yıllık sevgilin seni aldatıyor. Gelecekte hayallerinin arasında olan adam seni aldatıyor. Çocuklarının babası olarak hayal ettiğin adam seni aldatıyor.
Donup kaldım.
Ne yapacağımı bilemedim ama çok şey yapmak istiyordum. Çığlık atmak,gözlerim patlayana kadar ağlamak,buradan çıkıp gitmek çok şey... Gözümden bir damla yaş süzüldü ve devamına hakim olamadan diğerleri de akmaya başladı. Büşra beni kendine çekip sarılarak "Şşş,hayır yapma." Diyebildi sadece. Arda bağırdı arkadan birden "Ya bak Larin gidip gebertiyim şu adamı bak sabahtan beri çok sinirliyim." Dediğinde daha fazla dayanamadım ve gözyaşlarıma hıçkırıklarım da katlandı. Pelin ayağa kalkıp beni sandalyeye oturttu. Sakin olmamı söyleyip içeriden su ve kolonya getirdi. Ne kadar bilmiyorum ama 1 saata yakın bir zaman boyunca hiç konuşmadık. Ben artık sessiz sessiz ağlıyordum. Hala ağlamak istiyordum ama aklımda çok fazla soru işareti vardı. Ne? Nasıl? Ne zaman? Neden? En sonunda kendimi toparladım derin bir iç çektim ve bizimkilere döndüm. "Ne zaman gördünüz? Ne zamandır ayakta uyuyorum?" Diyebildim ve titrek bir sesle ve ekledim "Kiminle aldatıyor?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
"BEKLENMEDİK ANDA"
Teen FictionAilesin dağılmasıyla zamanında yanlış kararlar alan Larin bunun üzerine arkadaşlarından duyduğu haber ile yıkılır. Hiç beklemediği anda karşısına çıkan Barış'ın,hayalinin peşinden koşarken başka bir yerde görüp onu hayatına dahil edeceğini nerden...