Nefes nefese kalmış bir halde,sözleştiğimiz sokağın sonunda Barış ile diğer kalanları bekliyorduk. Barış hep benim sağ tarafımda olduğu için sokağa da onunla beraber gelmiştik.
Çok yorulmuştuk ama buna değmişti.
Bizden sonra sokağa ilk giren kişi Pelin olmuştu. Sokağın sonuna kadar gelememiş sokağa girer girmez bisikletin üstünden adeta atlayarak inmiş elleri dizlerinde nefesini kontrol etmeye çalışıyordu.
Sokağın sonunda bakıldığında kötü göründü için büyük ve hızlı adımlarla yanına kadar gidip elimi sırtına koyarak sıvazlamaya başladım.
"Pelin iyi misin?" Diye sordum endişeyle çıkan ses tonumla.
"Nefesimi...çeviremiyorum." Hızlı ve düzenli nefes alıp verip,nefesini düzene sokmaya çalışıyordu. Bir süre sonra Barış'ın ona uzattığı şişedeki suyu kana kana içmeye başlamıştı. Biraz daha iyi olduğunu görmek içimi rahatlatmıştı ancak her ne kadar Büşra'ya bir söz vermiş olsak da onu merak etmeden duramıyor,onu aramamak için sürekli kendi içimde bir savaşa girmem gerekiyordu. Büşra güçlü,çok güçlü biz kızdı. Bunun da üstesinden geleceğini biliyordum,evet ona bir söz de vermiştik işte ama yine de aklım ondaydı. Üstelik hala gelmemiş veya arayıp haber vermemişti.
Eğer sokağı kaybettiyse aramasını bekliyordum çünkü eğer sokağı kaçırırsak muhakkak parktan çıktığımıza dair birbirimizi haber etmemiz gerektiğini konuşmuştuk.Ben kendi kendime senaryolar kurup,ihtimalleri düşünürken Büşra ve Acar hiç beklemediğim bir halde sokağa giriş yaptılar. Büşra çığlık atıp,arada iki elini birden bisikletten çekiyordu. Acar ise onu büyük bir hayranlık ve mutlulukla izliyordu. Sokakta Büşra'nın mutluluk çığlıklarının sesleri yankılanırken,Acar'ın ise kahkahaları yankılanıyordu.
Yanımıza vardıklarında Büşra bisikletten inip ellerini birbirine hızla çarparken bana dönüp konuşmaya başladı. "Çok...çok...çok eğlendim. Daha...önce hiç...bu kadar eğlendiğimi...hatırlamıyorum." Sık sık nefes alışverişleri ve heyecanlı hali onu daha tatlı gösteriyordu. Göğsü hızla inip kalkarken ellerini beline koymuştu ancak hemen sonra yarası acımış olacak ki bize farkettirmemeye çalışarak sessizce kaldırıma oturmuştu. Bize farkettirmemeye çalışmıştı ancak benimle beraber diğerlerinin de farkettiklerini anlamıştım. Çünkü basbayağı kaldırıma oturmuş ve karın bölgesini tutmaya başlamıştı.
Büşra,tüm gözlerin onun üstünde olmasından ve can sıkıcı konunun tekrar açılma ihtimalinden hoşlanmamış olacak ki "Arda nerede kaldı? Çoktan gelmesi lazım değil miydi?" Dedi konuyu değiştirmek istercesine.
Kaşlarımı çatıp etrafa baktığımda gerçekten de Arda'nın olmadığını farkettim. Kaşlarım daha çok çatılırken Barış'ın telefonu çalmaya başladı. Cebinden telefonunu çıkartınca "Arda mı arıyor?" Diye sordum. Kafasını iki yana sallarken telefonu açarak yanımızdan biraz uzaklaşmıştı. Kimin aradığını merak etmiştim ama... Evet sadece merak etmiştim.
Bu sefer Büşra'nın telefonu çalmaya başladığında Arda olduğunu söyleyerek büyük bir heyecanla telefonu yanıtlayıp kulağına götürmek yerine hoparlörü açmıştı.
"Lan Büşra ben bu sokağı kaybettim. Ve daha can sıkıcı durum nerede olduğumu da bilmemem." Dedi Arda derin bir nefes verirken. Daha sonra "Siz hepiniz buluşabildiniz mi?" Diye de ekledi.
"Evet biz hepimiz buluştuk. Konum atsana gelelim. Ya da biz atalım sen gel. Nasıl istersen."
"O kadar kişiyi peşimde sürüklemeyeyim. Siz atın konum,ben geleyim." O kadar kişi derken tek düşündüğü kişinin Büşra olduğuna emindim. Çok mu evham yapıyorum bilmiyorum ama bence Büşra'nın sesi bile acılı çıkıyordu. Canı çok acıyor olabilir miydi?
![](https://img.wattpad.com/cover/262285980-288-k7235.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
"BEKLENMEDİK ANDA"
Roman pour AdolescentsAilesin dağılmasıyla zamanında yanlış kararlar alan Larin bunun üzerine arkadaşlarından duyduğu haber ile yıkılır. Hiç beklemediği anda karşısına çıkan Barış'ın,hayalinin peşinden koşarken başka bir yerde görüp onu hayatına dahil edeceğini nerden...