31. Bölüm

138 5 0
                                    

Sabah Barış ile erkenden uyanmış ve apar topar evden çıkmıştık. İki gündür beraberdik,ben okulumu o ise işlerini oldukça aksatmıştı. O yüzden bugün ikimizde yapmamız gereken işlere geri dönecektik. Sabah erkenden çıkmamızın sebebi,benim derslerimin bugün erkenden başlayacak olmasıyla kaynaklıydı. Gerçi bu durum Barış'ın da işine gelecekti çünkü sabah erkenden Çiçek'in son davası vardı ve her şeyin biteceği ile alakalı oldukça ümitliydi. Akşam üzerine doğru ise hep birlikte Pelin'in yanına kafeye gidecektik. Çiçek'in bu davadan sonra bembeyaz yeni bir sayfa açmak istediğini biliyordum. O yüzden aklımda onunla alakalı çok güzel planlar vardı. Akşam kafede bunları da masaya yatıracaktım.

Barış beni evimin önünde indirdikten sonra hızlı bir şekilde bahçe kapısından içeriye girerek eve doğru yürüdüm. Çantamın içinden anahtarı çıkararak kapıyı açtım. Gelmeden önce annemle konuştuğumuz ve uyanık olduklarını bildiğim için onları rahatsız etmemek için ayrıca bi çaba sarf etmemiştim.

Eve girdiğimde mutfakta kahvaltı hazırlayan annemin yanına giderek yanağına sulu bir öpücük bıraktım. "Günaydın güzellik. Naber?" Diyerek masada tabakta duran salatalıktan bir tane ağzıma attım.

"Oo,Larin Hanım. Hoşgeldiniz sefalar getirdiniz." Dedi annem çay suyunu koyarken. Gözlerimi devirdim.

"Devirme gözlerini vallahi alırım ayağımın altına. Eve iki gündür gelmiyorsun. Dersler ne olacak? Ayrıca sınavlarında başlayacak yakın zamanda." Ah! Sınavlar.

"Anne haklısın ama-" Sözümü bitiremeden annem lafımı keserek araya girdi. "Haklı olmaktan nefret ettiğimi öğrenemedin mi hala?"

Oflayarak sandalyelerden birini çekip oturdum. "Ya tamam. Bu aralar birazcık salmış olabilirim ama yani..." gözlerimi kaçırıp halıya bakarak devam ettim. "Anne çok mutluyum ya. Daha önce hiç böyle hissetmemiştim. Bilmiyorum işte."

Annem de diğer bir sandalyeyi çekip oturarak dizlerimin üzerinde olan ellerimi sıkıca tuttu. Hiç bırakmayacakmış gibi. "Canım benim. Bu söylediklerini zaten farkettim. Sadece okulunu boşlamanı ve sonunun benimki gibi olması fikri beni korkutuyor. Bende yaşadım bir şeyler. Bende anneyim,beni de anla."

"Barış ailesini trafik kazasında kaybetmiş biliyor musun?" Diye sordum bir anda. Söylediklerinden kaçmamıştım sadece anneme bunu,Barış ile tanışmadan önce söylemeliymişim gibi hissetmiştim.

Annemin,ellerimi tutan elleri bir anda buz kesti. Bunu hissettim. "Na-Nasıl yani?" Diye sordu kekeleyerek. Bunu anneme belki de bu şekilde söylememem gerekiyordu. Çünkü anneannemi ve dede mi onun da trafik kazasında kaybettiğini biliyordum.

"Zaten mutlu bir aile değillermiş." Annemler çok mutlu bir aileymiş. "Babası sürekli içermiş." Dedem ağzına bir kere bile içki sürmezmiş. "Bir gece babası içkili araba kullanmış. Arabada da annesi ve babası kavga etmeye başlamışlar işte." Dedem ve anneannem birbirlerine hiç kötü söz söylemezlermiş. "Barış'ın kardeşi varmış bir de. Peri..." yutkundum,annem tek çocukmuş. "Onu da kaybetmiş o kazada. O arabadan sağ çıkabilen sadece Barış olmuş. Ne garip değil mi?" Diyerek derin bir iç çektim.

"Tek çıkabilen Barış olmuş." Dedi annem kısık bir sesle. "Benim gibi." Diye devam etti. Barış'ın hikayesinden etkilendiği ve kendinden bir şeyler bulduğu ortadaydı. Amacım annemi üzmek değildi,amacım daha farklıydı ama bunu dile getirecek gücü kendimde bulamamıştım. Belki de annem beni gayet de iyi anlamıştı.

"Oo,sabah sefası. He? Napıyorsunuz kızlar?" Lalin dağınık saçları ve pürüzlü sesiyle mutfağa girdiğinde aceleyle burnumu çekerek oturduğum sandalyeden kalktım.

"Allah,Lalin de uyandıysa benim artık duşa girip hızlıca hazırlanıp okula çıkmam lazım galiba." Dedim alayla.

"Ha ha ha. Canım ablacım benim. İki gündür eve gelmeyen ablacım benim. Aman aman. Hoşgeldiniz. Sana da günaydın." Bir dakika beni resmen Barış da kaldığımı söylemekle tehdit mi ediyordu?

"BEKLENMEDİK ANDA"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin