Yaklaşık kırk beş dakikadır Acar ve Büşra, sehpanın üzerine koyduğum abur cuburlardan yiyip içeceklerini yudumlayıp iş hakkında konuşurlarken,Barış ve ben birbirimize yaslanmış sessizce onları dinlemekten başka hiçbir şey yapmıyorduk. Üstelik iş hakkında konuşmalarına rağmen,Barış her ne kadar ilk on dakika onlarla muhabbet etse de on birinci dakika da onları kendi hallerine bırakmıştı.
"Üniversite zamanları da çok güzeldi. O zamanlarında ayrı bir heyecanı oluyor tabi ama bu işi yapmak ayrı bir heyecan veriyor insana." Dedi Acar ben derin bir nefesi içime çekerken.
"Evet haklısın üniversitenin ayrı bir heyecanı var. Tabi ben daha çalışmıyorum ama o zamanlar içinde çok heyecanlıyım. Büyük bir sabırla o günlerin gelmesini bekliyorum." Büşra heyecanla ellerini birbirine sürterken bu sefer derin bir nefes soluma sırası Barış'a geçmişti.
Artık muhabbetlerini de dinlemeyi bırakıp Barış'a daha çok sokularak başımı omzuna koyarak gözlerimi usulca kapattım. Büşra'nın cümlesiyle kapattığım gibi açmam da bir oldu.
"Pizza falan mı söylesek? Acıktınız mı sizde?"
Hiç kibar olmayan bi şekilde Büşra'ya cevap verdim. "Çüş! Yediniz yediniz doymadınız. Şurada sevgilimle bir gün geçirelim dedik,içine ettiniz be. Kırk beş dakikadır sizin iş muhabbetinizi dinliyoruz." Ardından abartılı bir şekilde ellerimi Barış'ı göstererek devam ettim. "Barış bile işin içinde olmasına rağmen soğuttunuz adamı." Çok ve ard arda konuştuğumdan dolayı cümlemi bitirir bitirmez derin nefesler alıp verdim.
"Larin kovsaydın kızım." Dedi Büşra ayıplar bakışlarıyla bana bakarken.
"Evet,az önce söyleyip rahatladıktan sonra neden daha önce kovmadım ki diye kendime sinirlendim." Dedim gayet rahat bir tavırla.
"Cık cık cık. Güler yüz sıfır,terbiye sıfır,misafirperverliğe beş üzerinden üç en azından önümüze koydun bir şeyler."
Bu sefer Büşra'ya ayıplayan gözlerle bakma sırası bendeydi. "Nankör. Utan be utan. Sabahtan beri yedin yedin doymadın."
Büşra'nın son söylediğimle aniden ciddileşmiş ve yüzü düşmüştü. "Of doğru diyorsun ya. Kaç gündür evdeyim. İyi gelmiyor bana ev. Ye yat,ye yat. Kilo aldım."
Benim de Büşra gibi az önceki dalga geçer halim gitmiş onun gibi ciddileşmiştim. "Kızım saçmalama. Hiç kilo falan almadın. Ayrıca aladabilirsin kim ne diyebilir?"
"Bilmiyorum." Dedi. Daha sonra kendini göstererek devam etti. "Baksana şiştim iyice."
Önce Büşra'nın kaslı sayılabilecek kollarına,ardından ince yapıda olan bacaklarına,sonra olmayan göbeğine baktım. En son gözlerim Büşra'nın gözleriyle buluşunca ciddi misin sen? Der gibi baktım. Yani umarım o da öyle anlamıştı.
"Kızlar her muhabbetin sonunu nasıl kiloya getirebiliyor?" Acar'ın alay dolu sorusuyla Büşra ile ikimizin de bakışları ona dönmüştü.
"Hayatında çok 'kız muhabbetine' tanık oldun galiba?" Diye Büşra'da soruya soruyla karşılık verdi. Ayrıca en az Acar kadar alayla sormuştu.
"Avukatım ya hani ben?" Dedi Acar soru sorar gibi. "Bir çok insanla muhattap oluyorum gün içinde." Diye devam etti.
"Anladım. İnsanlar avukatlarıyla her konuşmayı dış görünüşüne mi getiriyor? Sadece iş konuşuluyor diye biliyorum." Dedi Büşra ve meyve suyundan bir yudum alarak arkasına yaslandı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
"BEKLENMEDİK ANDA"
Genç KurguAilesin dağılmasıyla zamanında yanlış kararlar alan Larin bunun üzerine arkadaşlarından duyduğu haber ile yıkılır. Hiç beklemediği anda karşısına çıkan Barış'ın,hayalinin peşinden koşarken başka bir yerde görüp onu hayatına dahil edeceğini nerden...