8. Bölüm

484 23 0
                                    

Kafeye geldiğimizde arabadan indik ve kafeye doğru yürümeye başladık. Kafenin önüne geldiğimizde yavaşça kafenin kapısını açıp çok acemi bir şekilde "Selam. Biz geldik." Dedim. Ama arkadaşlarım benden daha çok yanımdaki kişiyle ilgilenir gibi bir halleri vardı. Pelin ile Büşra'nın şok olmuş yüzlerine,Arda'nın kızgın bakışlarına bir müddet maruz kaldık. Barış da bu durumdan rahatsız olmuş olacak ki ufak bir öksürmeden sonra bana dönüp "Ben gitsem iyi olacak gibi,yarın görüşürüz." Dedi. Tam kapıdan çıkıyordu ki şoku üstünden yeni atan Pelin cıvıl cıvıl sesiyle araya girip "Aa,nereye gidiyorsunuz? Oturun lütfen. Kahvemizi içseydiniz." Dedi. Barış tereddüt etmiş olacak ki önce bana sonra Arda'ya ve en sonda Büşra'ya baktı. Daha sonra Arda hiç beklemediğim bir hareketle "Evet buyurun oturun." Dedi. Ortamdaki bu havadan rahatsızlık duyarak hızlı bir şekilde araya girip "Evet Barış geçsene. Siz oturun,bende kahve yapıp geliyorum." Diyerek bizimkilerin bakışlarından kaçmayı deneyip kendimi mutfağa attım. Kendimi adeta istemeye gelinmiş gibi hissediyordum ve bu çok saçmaydı!

Kahvelerin olabildiğince geç olması için dua ediyordum. Ayrıca geç olsun diye kahve makinesinde değil de ocakta pişiriyordum kahveleri. Bunları düşünürken o sırada kahve kaynadı. Kahveleri fincanlara koyup yanlarına da çikolata koydum. Sandalyeye otururken; kahveleri servis ederken ellerim titremediği için şükrediyordum. Canım arkadaşlarımın gözleri sürekli benim ve Barış'ın arasında gidip geliyordu. Pelin sanki mutlu gibiydi ama bu Pelin'in her zamanki haliydi,Büşra daha çok şok olmuş ve bu tesadüfü çözmeye çalışıyor gibiydi. Arda kendi karakteri dışında kızgın değil de daha çok sakin duruyordu ve bu beni nedense daha çok geriyordu.
Üçüyle de iyi anlaşırdım ama Büşra ile aramda daha farklı bir bağ vardı ve sanki her şeyi gözümden anlamış gibi önce kahvesinden bir yudum aldı ve daha sonra konuya girerek "Sizinle geçen de tesadüfen karşılaşmıştık." Diyerek konuya giriş yaptı ve ardından gözleri beni buldu ve devam etti "Larin ile nasıl karşılaştınız peki? Dans kursuna gidecekti aslında."
Barış beklediğimden daha sakin bir ifadeyle "Barış. Adım Barış. Siz diye hitap etmenize gerek yok." Diyip gülümsedi. Daha sonra onları tanıştırmadığı farkettim ve hemen araya girerek "Sizi tanıştırmayı unuttum. Büşra,Arda ve Pelin. Büşra ve Arda çocukluk arkadaşlarım. Pelin de Büşra'nın kuzeni. Küçüklüğümüzden beri bir aradayız." Dedim ve ardından daha önemli bir konuya geldiğimi düşündüğüm için derin bir nefes aldım ve "Barışla da dans kursunda tanıştık. O da dans ediyormuş. Çok tesadüf oldu yani. Sağolsun bugün tüm gün benimle beraberdi. Dans kursuna şimdiden alıştım bile diyebilirim." Diyip Barış'a baktım. Barış ise karşılık olarak gülümsedi. Daha sonra Pelin şok olmuş bir şekilde "Siz de mi dans ediyorsunuz? Ve aynı kurstasınız. Ne kadar, güzel tesadüfe bak." Diyip derin bir iç çekti. Yanımda Barış olmasa ona yapacaklarımı biliyordum ama sakin kalmaya ve havayı değiştirmeye ihtiyaç duyarak "Evet. Aynı zamanda avukat." Dedim. Büşra da 1. Sınıf olmasına rağmen avukat olma yolunda ilerliyor,bu durum çok dikkatini çekmiş olacak ki beklediğimden daha yüksek bir sesle "Ne? Yani ne kadar güzel. Bende o yolda ilerliyorum. Yani daha 1. Sınıfım ama olsun." Dedi. Barış yanıt olarak "Öyle mi? Çok sevindim. Kaçıncı sınıf olduğun farketmez ki meslektaş sayılırız." Dedi. Lanet olsun! Bu çocuk şimdiden hem Pelin'in hem de Büşra'nın gönlünü kazanmıştı.
Arda'nın muhabbete hiç dahil olmadığı için göz ucuyla Arda'ya baktım. Sadece bizi dinliyordu. Barış da bu durumu fark etmiş olacak ki Arda'ya dönüp "Peki sen neler yapıyorsun?" Diye sordu. Arda bugün kişiliğinden çok daha uzaktı. Sanki bugün karşımda farklı bir Arda vardı ama yinede Barış'ı terslememesi için içimden dua ediyordum. Arda sakin bir ifadeyle "Liseden sonra okumadım. Okumak hiçbir zaman bana göre olmadı. Şu an da aile şirketinde çalışıyorum. Aslına bakarsan böyle daha mutluyum." Dedi. Barış anlamış gibi kafasını sallarken "Bence kesinlikle çok doğru bir seçim. Okuyanlara baksana. Çok da mutlu değiller aslında." Dedi. Evet merkez, bunları söyledikten sonra kesin olarak Arda'nın da gönlünü kazandığına çok eminim.

Yaklaşık hava kararana kadar hep beraber kafede oturduk. Aslında birlikte sohbet ederken günün nasıl geçtiğini anlamadım bile diyebilirim.
Barış gitmek için ayağa kalktı. O sırada Arda "Gidiyor musun? Oturuyorduk." Dedi. Arda'nın Barış'ı sevmesi bir yandan hoşuma gitmişti. Bu sırada Barış "Yarın kurs var. Kalksam iyi olur." Dedi. Doğru ya yarın kurs vardı. Bende o sırada ayağa kalktım ve "Doğru yarın kurs var. Bende kalksam iyi olur. Yarın tekrar görüşürüz." Dedim. Pelin aklına bir şey gelmiş gibi birden "Aslında yarın kurstan çıktıktan sonra direkt kafeye gelsenize. Hem piknik işini de ertelemiştik. Kafe açılışını yapmadan kendi aramızda kutlarız önce olmaz mı?" Ne demişti o? Kendi aramızda? Barış'ı bizden biri olarak mı görüyor?
Sanki Barış'tan olumlu cevap bekliyormuş gibi önce Barış'a baktım. Daha sonra "Bilemedim şimdi." Dedim. Büşra araya girerek "Evet. Ne güzel olur. Kafa dağıtırız işte gidelim." Dedi. Israrlara daha fazla dayanamadan "Peki o zaman. Barış sen müsait misin?" Dedim. Barış "Yani müsaitim ama siz kendiniz gitmek ister-" Barış sözünü bitirmeden Arda araya girerek "Gelmeni istemeseydik senin yanında söylemezdik zaten. Dans çıkışı buraya gelin. Burada buluşalım olur mu?" Dedi. Barış ile beraber onları onayladıktan sonra kafeden beraber çıktık. Barış "Seni bırakmamı ister misin?" Diye sordu. "Hayır. Boşuna yolunu değiştirme. Evim buraya çok yakın." Dedim. Barış cebinden çıkardığı araba anahtarını tekrar cebine geri koyup yanıma geldi. Şaşkın suratımla ona bakarken "Ne yapıyorsun?" Diye sordum. "Seninle geliyorum. Seni bırakırım tekrar buraya gelirim." Dedi. Ufak bir kahkaha attıktan sonra "Saçmalama da şu arabaya bin. Niye yolunu uzatıyorsun?" Dedim. Barış omuz silkip "Nereden gidiyoruz?" Diye sordu. Başımı iki yana sallayarak yürümeye başladım. Neredeyse tüm yol boyunca şarkı dinleyip şarkılar ve şarkıcılar üzerinde konuşup durduk. Barış beklemediğim anda bana dönerek "Arkadaşların,onlar ne kadar da iyiler. Çok şanslısın." Dedi. Yüzünde anlamadığım tuhaf bir hüzün vardı. Ona dönerek "Evet öyleler." Diyebildim. Daha sonra gözlerimin içine bakarak "Kıymetlerini bil." Dedi. Bu garip konuşmadan sonra ne diyeceğimi bilemedim. O yüzden kısa bir süreliğine ikimizde sessiz kaldık. Evin önüne geldiğimizde "Teşekkür ederim. Kendine iyi bak. Yarın görüşürüz." Dedim. "Sende dikkat et. Görüşürüz." Dedi. Bir süre arkasından gitmesini bekledim. Gözden kaybolduğunda hemen eve girip kendimi odama attım. Yatağıma yattıktan sonra çok yorulduğumu farkettim. Hızlıca banyoya gidip sıcak bir duş aldım. Hızlıca pijamalarımı giyip kendimi tekrardan yatağıma attım. Bugün yaşadıklarımı ve yarın yaşayacaklarımı düşünürken gözlerimi kapatıp kendimi huzurlu bir uykuya teslim ettim.

"BEKLENMEDİK ANDA"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin