Zil sesi veya kapının tıklatılması ile uyanmaktan kısaca genel olarak uyandırılmaktan nefret ediyordum. Sabah erken kalkmam gerekirse buna bir gece önceden kendimi hazırlıyordum. Şimdi de zilin üçüncü kez çalması beni rahatsız etmesi gerekirken, Barış'ın başımın altında kalan göğsünün düzenli inip kalkması beni sakinleştiriyor ve kalkıp kapıya kadar yürümeme engel oluyordu.
"Barış." Sesim öyle kısık ve uykulu çıkmıştı ki,Barış'ın beni duyup duymadığından emin değildim.
"Hı." Bana ne var dercesine bir karşılık vermişti. Koltukta uyuyakaldığımız için hareket edersem büyük ihtimalle yeri boylayacaktım. Hareket etmeden usulca gözlerimi araladım. Hayır,eğer hareket edersem ben değil,Barış yeri boylayacaktı. Gece,yer falan mı değiştirmiştik?
Kapıdaki ısrarcı kişiye beni görmemesine rağmen göz devirerek,bile isteye Barış'ı da rahatsız ederek kalkmaya çalıştım. Ayağa kalktığımda gece bozulan saçlarımı yukarıdan gelişigüzel bir topuz yaparak topladım. Ardından altımdaki eteği düzeltip,üzerimden ne ara çıkardığımı hatırlamadığım tişörtümü de üzerime geçirip kapıya doğru ilerlemeye başladım. Çok içmemiştim. Dün geceyi gayet iyi hatırlıyordum. Yanlış bir şeylerin olmadığına oldukça emindim. Yani umarım öyleydi.
Kapının deliğinden baktığımda telaşlı,bir zile basıp bir kol saatine bakan, tahminimce Barış'ın yaşlarında sarışın bir çocuk gördüm. Daha fazla bekletmemek adına kapıyı açıp,çocuğa bakmaya başladım. Karşımdaki sarışın çocuk beni görünce önce gözleri fal taşı gibi açıldı ardından kaşları çatıldı,konuşmak zorunda hissediyor olacak ki boğazını temizleyerek "Merhaba." Dedi.
"Merhaba." Dedim aynı onun gibi. Yaklaşık on saniye bana baktıktan sonra konuşmayacağını anladığımda bıkkın bir şekilde nefesimi verdim. "Evet,buyurun?"
"He,şey... kusura bakmayın. Sabah sabah rahatsız ettim. Barış evde mi?" Karşımda kıvranıp duruyordu. Bu hali sinirlerimi bozmuştu. Özgüvensiz insanlardan hoşlanmıyordum. Gerçi onun gözün de gece eve atılan bir kız olabilir miydim? Barış böyle bir şey yapmazdı ki. Kendi kendime tartışmaktansa karşımda cevap bekleyen çocuğa cevap vermeye karar verdim.
"Evde." Evet Larin,gerçekten harika bir cevap.
"Sabah beraber halletmemiz gereken işler vardı. Dün konuşmuştuk. Sabah aradım ancak aramalarımı yanıtlamadı. Açıkçası artık iş önemli değil ama merak etmeye başlamıştım." Dedi. Ardından bakışlarını benden kaçırıp elleriyle saçlarını karıştırırken "Gerçi müsait değilmiş." Diye mırıldandı.
Son söylediğine cevap vermeden omuz silkmekle yetindim. "Ben uyandırayım onu. Kimsiniz bu arada?"
Sağ elini uzatırken " Avukat Acar Yıldırım. Memnun oldum." Dedi. Az önceki özgüvensiz ve omuzları düşük halinden eser yoktu. Adeta avukat olduğunu haykırmıştı. Gereksiz bir şekilde ona çok özenmiştim. Ne demeliydim? Edebiyat okuyorum bende Acar. Larin. Sadece Larin.
Elini havada daha fazla bekletmemek için sağ elimi kaldırarak "Larin. Barış'ın sevgilisiyim. Memnun oldum." Dedim. O avukatsa bende Barış'ın sevgilisiydim. Barış da avukattı ayrıca. Ne vardı bunda?
Barış'ı çağırmama gerek kalmadan kendisi sol tarafımda belirmişti. Sol tarafımda durmasıyla sol elimi kapının üzerinden çekip,kapıyı daha çok açarak onun da görünmesini sağlamıştım. Uykulu olduğu her halinden belli olmasıyla beraber Acar'ı görünce gözlerine mahcup bir ifade yerleşmişti. Sol eli ensesine giderken başını yere eğmişti.
"Acar,hoşgeldin. Kusura bakma,bu sabah için konuşmuştuk ama...ben tamamen unutmuş ve uyuyakalmışım." Dedi Barış. Biraz duraksadıktan sonra tekrardan "Kusura bakma." Diye de eklemişti.
![](https://img.wattpad.com/cover/262285980-288-k7235.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
"BEKLENMEDİK ANDA"
JugendliteraturAilesin dağılmasıyla zamanında yanlış kararlar alan Larin bunun üzerine arkadaşlarından duyduğu haber ile yıkılır. Hiç beklemediği anda karşısına çıkan Barış'ın,hayalinin peşinden koşarken başka bir yerde görüp onu hayatına dahil edeceğini nerden...