Bölüm 26

360 26 10
                                    

Piper şok içinde Jason'a bakarken olduğu yerde kaskatı kesilmişti. Herkes derin bir sessizlik içerisinde Piper'dan gelecek cebabı bekliyordu ama Piper sessizce olduğu yerde dikiliyordu. Yavaş yavaş dudaklarının kenarları yukarı yükseldi ve minik bir kahkaha çıktı dudaklarından.

"Aman Tanrılarım." Piper elini bir dizi yerde önünde diz çökmüş Jason'ın omzuna koydu. "Bebeğim, hiç beklemiyordum ilk tepkim için kusura bakma." Piper sakin bir ses tonu takındı. "Ve evet, evet, evet, evet!"

Jason ayağa kalkıp Piper'ın dudaklarına kapandı. Herkesten çok güçlü bir alkış kopmuştu. Afrodit bu ana yaşlı gözlerle bakıyordu. Zeus'ta da çoğu Tanrı'da olduğu gibi şaşırmış bir ifade vardı.

Jason geri çekildiğinde kutunun içindeki yüzğü çıkartıp nazik bir şekilde Piper'ın sol yüzük parmağına taktı. Piper yüzüğü incelerken yüzünde kocaman bir sırıtış vardı. Percy Jason'ın omzunu sıvazlarken "Sana kabul edeceğini söylemiştim, dostum." Cümlesini defalarca kez kuruyordu. Ben ise Piper'ın ellerini ellerim arasına almış mutluluktan parıldayan gözlerinin içine bakıyordum.

"Nasıl hissettiriyor?"

"Mükemmel, tek kelime ile mükemmel." Piper ışıldayan gözlerini Jason'a çevirdi. "Aptal sarışın. Hiç belli etmedi. Şok oldum resmen."

"Ayıp oluyor ama." Trip atar bir ifade takındım. Piper neyi kast ettiğimi anlayınca kıkırdadı.

"Özür dilerim."

Diğer kızlar da yanımıza geldiğinde herkes yüzüğü inceleyip tebrik sözleri yağdırmakla meşguldü. Yüzüğü bildiğimden inceleme merasimine ben dahil olmamıştı. Jason'ın yanına gidip Percy gibi birkaç laf attıktan sonra Percy ile bir kenara çekilip düğünümüzün arkadaşlarımız için nasıl güzel bir güne dönüştüğünü izliyor ve konuşuyorduk. Sadece bizim için anlamlı olan bir gün olmamıştı. Bu bizi gerçekten mutlu ediyordu.

Percy belimi kavrayıp beni kendisine çektiğinde dudaklarımız buluştu. Sıcak dudakları dudaklarımın üzerinde hareket ederken boğaz temizleme sesiyle ikimiz de ayrıldık. Karşımızda annem ve Poseidon dikiliyordu. İkisinin ağzından aynı anda "Tebrikler." cümlesi çıktı. Anneminki resmi ve soğuk bir sesle olmasına rağmen Poseidon'un sıcak, sevecen ve içten sesi annemin soğuk tebriğini bastırmıştı az çok.

"Sana benden sonra konuş demedim mi, aptal adam?" Annem kızgın bir şekilde Poseidon'a döndü. Az sonra aralarında çıkacak kavgayı rahatlıkla görebilirdiniz.

"Sen konuşmayınca ben dedim. Bana aptal adam demeyi de kes ayrıca." Poisedon'un kaşları çatılırken anneme cevap vermeyi de ihmal etmedi.

"Aptal adam değil misin? Niye kesecekmişim?"

"Bu mutlu günümde sinirimi bozma diye." Poseidon anneme takındığı tavrın tam tersi gülerek bize baktı. Önce Percy'nin elini sıktı. "Tebrik ederim evlat. Annabeth'ten bahsederken gözlerinin içi gülüyordu hep. Umarım sonuna kadar mutlu olursunuz!" Poisedon Percy'ye sarıldığında aralarındaki sıcak ilişki beni biraz kıskandırmıştı. Keşke ben de annemle böyle olabilseydim. Annemle kısa bir bakışmamızın ardından gözlerimi kaçırmıştım. Yıllar önce Percy ile aramızdaki ilişkiye karışama yemini etmişti. Yeminini bozmaya niyeti yoktu ama bu durumdan hiç de memnun değil gibiydi.

Poseidon Percy'den sonra benim elimi sıktığında tebrik sözlerini tekrar tekrar söylüyordu. Annem resmi bir şekilde Percy ile el sıkıştı. Ardından sol elini Percy'nin omzuna koydu. "İzninizle, biz biraz konuşacağız."

Percy'nin gözleri gözlerimle buluştuğunda gözlerindeki endişeyi fark ettim. Sorun olmadığını belirtir bir şekilde gülümsediğimde Percy'nin dudakları da aynı şekilde hafifçe yukarı kıvrılmıştı. Annem ve Percy yavaşça bizden uzaklaşırken Poseidon ve ben tek kalmıştık.

Percabeth (DÜZENLENİYOR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin