Oylarınızı ve yorumlarınızı bekliyorum. 💕
Sonu bucağı olmayan okyanusta, hafif serin ekim havasında yaklaşık iki haftadır ilerliyorduk. Dışarıdaki hafif rüzgara aldırmadan sabahlığımın üstüne sadece Percy'nin bir hırkasını alıp güverteye çıkmıştım. Küçük bir sahil kasabasının yakınlarındaydık. Yavaşça batmaya başlayan güneş açıkta kalan bacaklarıma çarpıyor, tenimi oldukça güzel bir renge bürüyordu. Hiç benlik bir hareket değildi ama uyandıktan sonra üstümü değiştirmemiş saatlerce sabahlığımla yatağın içinde derslerimi halletmiştim.
Derslerime girmediğim bu günlerde Alice bana derste tuttuğu notları brier birer pdf şeklinde atıyordu. Ben de rahatça notları okuyup az da olsa ders çalışabiliyordum. Ve yine Alice sayesinde hocaların verdiği ödevlerden haberim oluyordu ve bilgisayarımdan halledebileceğim şeyleri yapabiliyordum.
"Bebeğim."
Omzumun üstünden kafamı çevirip bana seslenen Percy'ye baktım. Ona endişelenmemesi için bir gülümseme sundum ve birkaç adımda yanına vardım.
"Bir sorun yok değil mi?"
"Hı hı." Başımı olumlu anlamda salladım.
"Akşam yemeğini kasabada yemek ister misin diye soracaktım." Elimden tutup beni kendisine çekerken dudaklarıma öpücük kondurmayı da ihmal etmemişti. Kolları bedenimi sararken sıcak bedeni beni şimdiden ısıtmaya başlamıştı. Bir çırpıda beni kucağına alırken dudaklarım arasından küçük bir kıkırtı kaçmıştı.
"Yosun Kafa!" Gülümseyip alnıma narin bir öpücük bıraktı.
"Hasta olacaksın." Ayağıyla sürgülü kapıyı açmaya çalışırken konuştu. "Hava serinledi."
Beni iç taraftaki koltuklardan birine yerleştirirdi ve biraz ileride duran battaniyeyi alıp beni sardı. Şimdi karşımda dikilmişti ve elleri belindeydi."Ee, ne diyorsun? Kasabada yemek ister misin akşam yemeğini?"
"Hm olabilir. Biraz etrafı dolaşırız hem."
"Evet." Yüzüme düşen bir tutam saçı kulağımın arkasına sıkıştırırken bana gülümsedi. Ardından biraz önce koyduğu koltuktan beni tekrar kucağına aldı ve yatak odasına indirdi.
Bedenim yumuşak yatakla buluştuğunda üstündeki battaniyeyi üstümden kaydırdım ve yatağa serilmesine izin verdim. Percy kendisi için kıyafet seçerken ben onu izliyordum. Çabucak üstünü giyip yatı çalıştırmak için yukarı çıkmıştı.
Percy yukarı çıktıktan sonra dolaptan kendi eşyalarıma göz gezdirdim. Kumaş ispanyol paça üstüne bluz geçirip üstüme bir ceket almıştım. Yatağın yan tarafında bulunan komidinden okumakta olduğum kitabımı alarak yukarıya çıktım.
Limana vardığımızda birkaç günün ardından ilk defa karaya ayak bastığım için mutluydum. Percy ellerimizi birbirine kenetlerken ben, başımı onun omzuna konumlandırmıştım. Liman, yaklaşan birkaç balıkçı teknesi ve varan teknelerden tutulan balıkları indiren insanlarla doluydu. Üzerimizde gezinen bakışlara aldırmadan kasabanın merkezine doğru yol almaya devam ettik.
Boş boş biraz gezindikten sonra gözümüze kestirdiğimiz bir dükkana girip boş bir masaya yerleştikten kısa bir süre sonra genç bir garson yanımıza gelip bize menü vermişti. Karar vermemiz pek uzun sürmemişti çünkü aşırı bir çeşit yoktu. Oldukça minimal ama hoş bir dükkandı. Percy ile çıtır tavuk yemeğe karar vermiştik.
Akşam yemeğimizi afiyetle yedikten sonra sahilde ileri geri yürümeye karar vermiştik. Bana eski kamp günlerimizi hatırlatan bu aktivite oldukça hoş olmuştu. Bir süre sonra bir marketten birer bira ve cips alıp tekrar sahile dönnüş ve kumlar üzerinde yerimizi bulmuştuk.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Percabeth (DÜZENLENİYOR)
FanfictionGigant savaşından 1 hafta sonrası. . . . #1 percabeth 15.02.21