Bölüm 22

796 48 90
                                    

Sabah Annabeth ile aynı anda uyanmamız tuhafken bir de sabahın köründe uyanmamız vardı. Annabeth ebeveyn banyosunda duşa girerken ben de havlularımı alıp koridorun sonundaki banyoya girdim. Annabeth ile aynı anda girdiğimizden dolayı suyun şiddeti pek yoktu. Saçımı ıslattıktan sonra bu banyoda şampuan olmadığını hatıtladım.  Suyu kapatıp Annabeth'e seslendim fakat beni duyması olanaksızdı. Havluyla biraz kurulanıp ebeveyn banyosuna geçtim. "Bebeğim şampuana ihtiyacım var."

"Percy bilemem farkında mısın ama gözümü açarsam kötü olur. Ellerin de olduğuna göre kendin alabilirsin." Sürgülü camı ittirip bir ayağımı içeri attım. Kendi şampuanımı alıp çıkacakken burada banyo yapma fikri aklımda belirdi birden.

"Diğer banyoyu boş ver." Sürgülü camı kapatıp elime şampuanımı döktüm. Saçlarımı köpürtürken Annabeth'in karşımda üstünde hiçbir şey olmadan öylece durması vücut sıcaklığımın aşırı derecede yükselmesini sağlıyordu. Suyun boynunda aşşağıya öylece kayması... Saçındaki köpükleri temizlikten sonra gözlerini açtığında bana ters ters bakıyordu.

"Eğer ters bir şey yaparsan..."

"Ne? Beni öldürür müsün? Bu tehdite alıştım artık. Bsşka bir şey bulsan iyi edersin."

"Seni suda boğmak nasıl olur?"

"Ben boğulmam."

"Evet haklısın, Atlantis'de olanları ikimizde biliyoruz." Beni nasıl susturması gerektiğini çok iyi biliyordu. İçimden kendime lanet okuyup işime döndüm.

Banyoda ikimiz arasında hiçbir şey olamaması sinirimi bozmuştu. "Ay Percy." Merdivenlerden daha hızlı inmeye başladım.

"İyi misin?" Mutfağa Annabeth'in yanına geçtim. Elindeki bıçağı tezgaha bıraktı.

"Bugün Piper ve Jason San Francisco'ya geliyorlardı. Piper buluşup düğün için gerekli şeyleri halledelim demişti."  Adanın diğer tarafında kalan bar tipi sandalyeyi çekip oturdum. Annabeth ellerimi tuttu. "Özür dilerim. Her şey çok ani olduğu için bir an aklımdan uçup gitti. Sana söyleyecektim." Annabeth'in ellerini tek tek öptüm.

"Özür dilemeni gerektirecek bir şey yok. Ne de olsa artık ömür boyu beraberiz. Bir günün lafını yapmayalım. Hem gerçekten planması gereken bir düğünümüz var." Derin bir nefes aldı.

"Haklısın." tezgahın üstünden birbirimizi öpmek için uzandık. "Gerçekten inanmıyorum." Geri çekilip güldü. "Her şey o kadar ani oldu ki..."

"18 yaşıma girdiğimden beri sana evlenme teklifi etmeyi bekliyordum. Açıkçası benim için pek ani olan bir şey değil." Annabeth kafasını tezgaha eğdi. Gülümsediğini biliyordum. Kızardığını da. "Seni sekiz yıldır sevdiğimi de işin içine katarsak-" Zilin çalmasıyla ikimizde kapıya yöneldik. "Misafir mi bekliyorduk?" Annabeth soruma yanıt vermedi.

Annabeth kapıya elini uzattı. "Bahse girerim ki Reyna."

"Seninle bahse girmemem gerektiğini sekiz sene önce öğrendim." Annabeth gülümseyerek kapıyı açtı ve bingo! Reyna, Jason ve Piper vardı karşımızda. Piper elindeki poşetleri uzattı. Annabeth Piper'ın uzattığı poşeti alırken kapıyı sonuna kadar açtı.

"Buraya kadar gelmişken bi' yeni ev ziyareti yapalım dedik." Piper içeri adım atınca Annabeth onu durdurdu.

"Hey hey hey! İçeri ayakkabıyla girmeme kararı aldık."

"Neden?"

"Çünkü daha hijyenik." Piper göz devirip ayakkabılarını çıkardı. Jason ve Reyna da aynı şekilde ayakkabılarını çıkartıp ayakkabılık olarak ayırdığımız dolaba koydular ayakkabılarını. Piper'ın gözleri etrafı sürüyordu.

Percabeth (DÜZENLENİYOR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin