Yıldız kafasını sehpadan yavaşça kaldırdı. Yüzünde boydan boya üzerinde yattığı kalemin izi çıkmıştı. Ne zaman uyuya kalmıştı ki ?
Yüzünü kaşıdı ve bayık gözlerle cep telefonuna baktı. Saati görünce gözleri kocaman olmuştu. Dilarayı unutmuştu, geç kalacaktı.
Yerinden fırlayıp eşyalarını kenara itti ve hoş ince bir kazak giydi. Böylece hem şık olacaktı hemde rahat iş yapacaktı. Kazağı ince olduğu için evde terlemeyecekti de.
Aynanın karşısına geçti. Perçemini önünde bırakıp saçlarını arkaya topladı ve bir kez kendi etrafında çevirip kazağıyla uyumlu dişli bir toka taktı
Hazır gibi görünüyordu.. göz altı halkalarını saymazsa tabi. Biraz fondötenden zarar gelmezdi.
Koyu halkalar tüm yüzü, fondöten göz kalemini izledi ve en sonunda Yıldız kendini ayna karşısında '*aegyo' yaparken buldu.
Mika gelip onu aynadan ayırmasa akşama kadar devam edebilirdi. Neyse ki Yıldız ayna karşısından uzaklaşmayı ve taksiye binmeyi başarmıştı.
Yolculuğun sonunda Dilaranın evine çok geçikmeden ulaşmayı başarmışlardı.
Ama evi gördüğünde Yıldız ayna karşısında toplağı tüm öz güveni yitirdi.
Önlerindeki ev kocaman, iki kaltı ve müstakildi. Yıldız dışında Koreye gelen tüm Türkler köşeyi mi dönmüştü ? Dilaranın evden atılmış zavallı bir kız olması gerekmiyor muydu ?
Bir yıl.. Yıldız kos koca bir yıldır oturduğu çatı katından dahi kurtulamamışken, yaşıtları iki katlı evlerde yaşıyordu.. Hatta Dilara Yıldızdan küçüktü.
Yıldız mı çok yeteneksizdi yoksa çevresindeki insanlar mı çok başarılıydı ?
Kendi ayakları üzerinde durmak bu kadar zor muydu ? Sonunda hayatı boyunca ailesinin mirasını yiyen biri mi olacaktı ?
"Bittik biz!"
Yıldız düşüncelerinden sıyrıldı ve gözleri kocaman olmuş mikaya döndü.
"Niye ? Ne oldu ?"
"Bu ev.." dedi Mika ve yutlundu. "..eğer temizlemeye kalkarsak ölürüz.."
Yıldız dayanamadı ve kahkaha attı. İkisi bakış açıları konusunda iyi bir örnekti.
"Merak etme. Hepsini bize temizletmez.. herhalde"
Mika endişeliydi.
"Ya temizletirse ?"
Yıldız sinsi bir ifade takındı.
"Bizde kaçarız. Tabi önce eve girmeliyiz. Burada dikilmek evi küçültmeyecek."
Tekrar Mikaya döndüğünde tembel arkadaşının yavaş yavaş geri adım attığını gördü. "Gel buraya!" dedi ve kolundan tutup kapıya kadar neredeyse sürekleyerek getirdi.
Zile bastı ve beklemeye başladılar.
İçeriden önce bir takırtı geldi. Sonra bir erkek sesi, 'Sorun yok ben iyiyim'
Kısa bir sessizlik oldu ve ardından kapı yavaşça açıldı.
Kızların beklentisinin aksine kapıyı açan Dilara değil, dağılmış saçları ve şaşkın yüz ifadesiyle onlara bakan Meteydi.
"Sizin burada ne işiniz var ?"
Yıldız da en az onun kadar şaşkındı.
"Asıl senin burada ne işin var ?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Starry Night
FanfictionYıldızla tanışın; O zamanında belki de sizin gibi bir hayrandı. Bu ve Manhwa yazıp kendi ayakları üzerinde durma hayali yüzünden ailesinin desteğini kibarca reddedip Kore'ye taşındı ve zaten çok beklentisi olmadığı bu ülke, Yıldız gibi bir kızın dah...