Jong Hyun üyeler ve Woo Bin ile birlikte güzel bir kahvaltı yaptıktan sonra saatin daha erken olması ve bu gün öğleden sonraya kadar programı olmaması nedeniyle biraz gezintiye çıkmaya karar verdi. Rüyasında görünce bisiklete binmeyi özlediğini fark etmiş ve biraz dolaşmaktan zarar gelmeyeceğini düşünmüştü.
Kahvaltı masasından kalktı ve gayet adilmiş gibi tüm işi Jung Shin e yıkarak odasına gitti. Neyse ki Min Hyuk hyeongunun aksine ona yardım edecek kadar kibardı. Yong Hwa meşgul olduğu için özür dileyerek evden ayrıldı ve Woo Bin misafirliği sonuna dek kullanarak işten kaytarıp televizyon karşısına kuruldu. Burada yaşamak düşündüğünden eğlenceli olacak gibiydi.
Bir süre sonra kamufile kıyafetlerini giymiş Jong Hyun odasından çıktı ve Woo Bin in tepesinde dikildi.
"Sen hala gitmedin mi hyeong ?"
"Neden gitmeliyim ?"
"Birazdan menajer geldiğinde ona açıklama yapmak zorunda kalmamak için. Çünkü inan hepimiz buraya nasıl girdiğinden haberimiz olmadığını söyleriz."
Woo Bin biraz bozulsa da tek kaşını kaldırp sırıttı ve televizyonu kapatıp ayağa kalktı.
"Hadi birlikte çıkalım. Ama yakalanırsak itiraf etmek yok sadece arkadaş olduğumuzu söyleyeceğiz."
***
Yıldız kapıdan gelen sesler yüzünden uyanmıştı. Birileri kapıya vuruyordu.
Yıldız yataktan kalkmadan gerindiğinde, ayağı yatağın alt kısmında kedi gibi kıvrılıp uykuya dalmış Mikaya çarptı ve uykusunu böldü.
Tekrar kapıya vurulduğunda Mika yerinden kalkıp yerdeki Dilara nın üstünden geçti ve kapıyı açtı.
Işık yüzünden kıstığı gözlerini karşıdaki çocuğa dikip kim olduğunu anlamaya çalışırken karşısındakinin yakışıklı bir genç olduğunu ve kendisinin saç baş dağınık kapıya baktığının farkına vardı. Gözleri kocaman açıldı ve kapıyı çocuğun suratına kapatıp arkasına yaslandı.
Karşısındakinin apartmanda gördüğü çocuk olduğunun farkına dahi varmamıştı.
Yıldız gözünün önüne düşen saçları eliyle tarayarak geri itti. Ne yapıyordu bu Mika ?
Yerinden kalktı ve Mika yı uzaklaştırıp kapıyı açtı.
Karşısında kot ceket ve pantolonlu, giydiği kırık beyaz t-shirt ün yakasına güneş gözlüğü takmış, koyu sarı saçlı, ela gözlü ve beyaz tene sahip yakışıklı bir türk genci gördüğünde Yıldız da şaşırdı.
Çocuk ta az önce daha bir şey söyleyemeden suratına kapı kapatıldığı için şaşkındı ama karşısında doğal şekilde hacimlenmiş hoş saçlarıyla, omuzu açılmış pembe-beyaz tavşanlı pijama giymiş güzel bir türk kızı olduğunu görünce baştan aşşağı onu inceledi ve ilgi ile kaşları havaya kalktı.
Yıldız olanların farkına vardığında omuzunu yukarı çekti ve aynı Mika gibi kapıyı çocuğun suratına kapatıp arkasına yaslandı.
"Sanırım Dilarayı uyandırmalıyız."
Mika kafasıyla onayladı ve Yıldız giyinmek için odaya giderken Dilarayı uyandırmak için omuzundan tutup onu yavaşça sarsmaya başladı.
"Uyan Dilara kapıda yakışıklı biri var."
"Sen daha yakışıklısın Min. Boşver."
Mika şaşırdı.
"Min ? Ne diyorsun uyan hadi"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Starry Night
FanfictionYıldızla tanışın; O zamanında belki de sizin gibi bir hayrandı. Bu ve Manhwa yazıp kendi ayakları üzerinde durma hayali yüzünden ailesinin desteğini kibarca reddedip Kore'ye taşındı ve zaten çok beklentisi olmadığı bu ülke, Yıldız gibi bir kızın dah...