Yıldız Jong Hyun'un kucağında oturduğu yere dödüğünde Jung Shin ve Min Hyuk orada değildi.
Mikadan öğrendiği kadarıyla Yong Hwa nın beklenmedik bir işi çıkmıştı ve biran önce onun bulunduğu çekimleri bitirmeleri gerekiyordu.
Yıldız açıklama yapmak zorunda kalmadığı için mutluydu.
Yani Mika olan biteni sormuştu ama ona 'Sonra konuşuruz.' diyebiliyordu. Bu sadece düşüncelerinin zihnini ele geçirmesine izin verebildi. Ama nedense düşüncelerinin hepsi Jong Hyun hakkındaydı.
İlk çarpışmalarını düşündü önce. Ardından gittikleri yemeği.
Yıldız hala yemeğe davet edilme sebebini anlamıyordu.
Yıldız hala yemeğe davet edilme sebebini anlamıyordu. Neden bir insan çarptığı birine yemek ısmarlardı ki? 'Bunu bir ara sormalıyım' diye not etti zihninin bir köşesine. Ama ne yazık ki Jong Hyun un da nedenini bilmediğinden bir haberdi.
Bir an bunları düşünürken Jong Hyun un onu taşıdığı sahne belirdi kafasında. Ayaklarından gelen bir
sıcaklığın anında boynundan yukarı doğru çıktığını hissetti. Bu tuhaf duyguda biraz utanç ve biraz da nefret vardı. Ayağa kalkıp Jong Hyuna hakaretler savurarak ileri geri yürümek hatta bir şeyler fırlatmak istiyordu.
Tamam Jong Hyun un onu taşıması kibarlıktı ama Yıldızı oraya sürükleyen de oydu. Hem Jong Hyun'un kucağında onun nefesini yüzünde hissetmişken nasıl sakin olması beklenebilirdi ki?
Koreli erkekler kızları sırtında taşımazlar mıydı? Jong Hyun neden kucağına almıştı?
Yıldız onun yüzünden sinirli ve utanmıştı. Ama bu yoğun duygular bile uyumasına engel olamadı.
Bütün gece uykusuzluk ve sabah erken kalkmanın ardından yaşadığı şeyler Yıldızın bütün enerjisini bitirmiş, oturduğu yerde hemde ağazı açık bir şekilde uyumasına neden olmuştu.
Horlamadığı için ne kadar şanslı olduğunu tahmin edemezdi.
***
Çekimler bittiğinde Yong Hwa hariç üyeler ve Mete yalnız bıraktıkları kızların yanına döndü.
Buldukları manzara koltuğa uzanmış Yıldız ve kollarını göğüsünde birleştirmiş, kafası öne düşmüş Mikaydı.
Hiç biri gördükleri karşısında gülümsemesini gizleyemedi.
Ses duyunca Mika Japonca 'Uyumuyordum!' diyerek ayağa fırladı. Daha önce defalarca Japonyaya giden CN blue üyeleri onun ne dediğini anlamışlardı.
Min Hyuk ve Jung Shin kendilerini daha fazla tutamayıp kahkaha attı.
Bunca gürültüye rağmen Yıldız hala uyanmamıştı.
Mete yanına gitti ve nazikçe Yıldızın kolunu dürttü.
"Yıldız uyan eve dönüyoruz."
Yıldız gözlerini açmadı ama sağ elini kaldırıp havada salladı.
"Git başımdan uyuyacağım."
Bu hareketi Jong Hyun u güldürmüştü. Yıldızın nerede olduğunu bilmediği belliydi.
Mete tekrar etti.
"Yıldız uyan. Çekim bitti. Eve gideceğiz."
"Tamam şu sayfayı da okuyayım."
"Ne sayfası ?"
Yıldız tekrar elini havada sallayarak Meteyi susturmaya çalıştı. Hala rüyadan çıkamadığı belliydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Starry Night
FanfictionYıldızla tanışın; O zamanında belki de sizin gibi bir hayrandı. Bu ve Manhwa yazıp kendi ayakları üzerinde durma hayali yüzünden ailesinin desteğini kibarca reddedip Kore'ye taşındı ve zaten çok beklentisi olmadığı bu ülke, Yıldız gibi bir kızın dah...