Yorucu bir günün ardından rahat yatağına dönen Yıldız, uyumadan önce manhwa sına yeni bölüm düşünme kararı almıştı.
Gidişata göre karakteri aşk hakkında düşünmeliydi. Ama aşk hakkında tek şey dahi bilmeyen Yıldız, nasıl uygun replikler bulabilirdi ki ?
İnternette yaptığı araştırmadan bir sonuç bulamamıştı. Herkes farklı bir şey söylüyordu.
Başta, 'aşk kimsenin bilmediği, dilden dile dolaşan bir efsane olmalı' diye düşünmüştü Yıldız. Yoksa kişiden kişiye değişen bir duygu muydu aşk ?
Aşkı koyun bir kenara, Yıldız daha hoşlanma duygusundan bile emin değildi.
Çıktığı biri de yoktu. Hiç olmamıştı.
Dış görünüşü gayet çekici olmasına rağmen, insanları korkutan bir yanı vardı. Zaten ona ilk itiraf eden çocuğu da Meteye dövdürmeye çalışmıştı.
Hoşlanmak yada aşka en yakın duygusu, idollere duyduğu hayranlıktı. Ama bu sayılır mıydı ?
Hem bir insanın aynı anda onlarca kişiden hoşlanması mümkün müydü ?
Çevresindeki erkekleri düşündü genç kız. Aile ve işi eledikten sonra elinde sadece Mete ve Jong Hyun un kaldığını fark etti.
Meteye farklı bir hayranlık besliyordu ve ağabeyi olarak görmediğinden emindi. Onunla konuşmak istiyordu, onunlayken mutluydu.. Ama bu hoşlanma olmayabilirdi.
Jong Hyunda ise işler biraz daha karışıyordu.
Metenin aksine o, tanımadığı biriydi.
Sık sık aklına geliyor, rahatsız ediyordu. Ve Yıldız zaman zaman sağlam bir yumruk atıp, onun burnunu kırmayı hayal ediyordu. Ama yine de onu çeken bir şey vardı genç adamda.
Belki şapşal gülümsemesi, belki de kızdığı zaman ki o keskin bakışları. Geçenlerde öğrendiği, kara kuşak meselesi de çekici geliyor olabilirdi.. belki.. birazcık..
Yine de hoşlanma hissi bu kadar basit olmamalıydı. Yada belki de Yıldız kalbini bu kadar çabuk kaptırabileceğine inanmıyordu.
***
Min Hyuk, hyeongu ile yaptığı seviyeli ama sinir bozucu tartışmadan sonra, yurda geri dönmek istememişti. Bu yüzden günlük programı bittiğinde biraz sokaklarda dolaşma kararı almıştı ama ayaklarının onu, Mikanın yaşadığı yere getireceğini tahmin etmemişti.
Mikanın evinin yakınlarında olduğunu nereden bildiğini düşündü önce. Tam adresi bilmese de yakınlarda olduğunu biliyordu işte.
Fotoğraf çekimi sırasında, Jong Hyun Yıldızı götürdükten sonra konuşmuşlardı bu konuyu. Mika o parka ilk defa geldiğini, yaşadığı yerin oraya uzak olduğunu ve nerede yaşadığını söylemişti.
Bunu hatırladığı için kendi kendine gülümsedi ve dik bir merdiven yanındaki dükkanın basamaklarına oturdu.
Gök yüzüne baktığında, şehrin ışıklarına rağmen yıldızları net bir şekilde görebiliyordu.
Yıldızlar ona Türk kızı, Türk kız ise Mikayı hatırlatmıştı. Tam o sırada, Mikanın sesini duyduğunu sandı bir an için.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Starry Night
أدب الهواةYıldızla tanışın; O zamanında belki de sizin gibi bir hayrandı. Bu ve Manhwa yazıp kendi ayakları üzerinde durma hayali yüzünden ailesinin desteğini kibarca reddedip Kore'ye taşındı ve zaten çok beklentisi olmadığı bu ülke, Yıldız gibi bir kızın dah...