Annemin beni dürtmesiyle uyandım. Okulun sabahın bu vaktinde olması cidden şart mıydı? Hemen kalkıp hazırlandım. Durağa kadar yürüdüğüm için acele etmeliydim.Hızla kapıdan çıkarken kolumdan çekilmemle sendeledim. "Benim prensesim sabah kahvaltı etmeden okula hiç gitmez" diyen babama yarım sırıtış gönderdim. "Sevgili kralım prenses geç kalmak üzere ve canı hiçbir şey çekmiyor" dediğimde annem araya girerek "babası kılıklı şey. İki paşa çocuğu sabah kahvaltı edemiyorlar" diye söylenmeye başladı.
Babama eğilerek fısıldadım "kralım kötü kalpli kraliçeye sabah sabah noldu" dediğimde burnumu sıkarak güldü. "Halanların geleceğini söyledim" deyip sırıttı. Babamı bu yönden çok seviyordum. Iki kadının arasına girmiyordu. İkisi ne dertleri varsa oturup halledebilirlerdi. Annemde zaten neden beni korumadın triplerine girmiyordu. "O zaman ben kaçar kralım kraliçe beni yer yoksa" dediğimde annemi de babamı da öperek evden çıktım.
Evden kahvaltını etmeyi unutma ve bu kız deli adlı çalışmalarla uğurlanırken gülümsedim.
Dün geceki duygu boşalmamdan sonra uyukalmıştım. Aslında son günlerde benim için her şey çok güzeldi.
Rüzgarla konuşmaya başlamıştım. Mutlu olmam gerekirdi. Ama Rüzgar önceden beni hiç görmediği için bir umudum yoktu. Hayal kırıklığım olmuyordu.
Şimdi konuşmaya başladığımız için ve Rüzgar gerçekten Melis'ten başka bi kızla konuşmadığı için kendimi özel hissediyordum.
Evet aptaldım. Rüzgar bana daha olumlu bir cümle bile yazmazken, demezken ben burda aptal aptal umutlanıyordum.
Otobüse binip telefonumu çıkardığımda Rüzgar'dan gelen 100'e yakın mesajı görmemle gözlerim şaşkınca açıldı.
Dün uyuduğumdan beri telefonumu elime almamıştım. Aceleyle Rüzgar'ın adına tıkladım.
Rüzgar_karahan: Ağlma hiçbir şeye değmez inan
Rüzgar_karahan: neden tek tik oluyor
Rüzgar_karahan: Bak esen misin nesin tamam gel
Rüzgar_karahan: söv bana ama cevap ver
Rüzgar_karahan: aklıma neden kötü şeyler geliyor
Rüzgar_karahan: bak bilinmeyen
Rüzgar_karahan: Nerdesin
Rüzgar_karahan: Beni bu kadar meraklandırmaya hakkın yok
Rüzgar_karahan: Cevap verecek misin artık
Rüzgar_karahan: Eğer sana da bir şey olursa
Rüzgar_karahan: Kendimi asla affetmem
Bu ve buna benzer yüze yakın mesaja anlam veremesemde en sondaki mesaj da ne demekti.
"Sana da bir şey olursa kendimi affetmem" Rüzgar daha önce birine zarar mı vermişti.
Anlamıyordum kafam çok karışmıştı. Hemen cevap yazdım.
esen: Rüzgar özür dilerim
esen: uyuyakalmışım
esen: bu kadar merak edeceğini bilsem
esen: Allah'ın cezası o interneti kapatıp asla uyumazdım.
esen: çok özür dilerim.
Ne yaptığımı bile bilmeden özür diliyordum. Melis'in dediği gibi ağlayanlara karşı zaafı vardı. O yüzden bu kadar meraklanmıştı. Yoksa başka bir sebep tabiki yoktu. En son cümle içinde şuan düşünmek istemiyordum. Kafam zaten allak bullak olmuştu.
Günüm daha şimdiden bok gibi başlamak zorunda mıydı?
Sıraya doğru ilerlerken Yunus'u görmemle yanına gidip kafamı omzuna dayadım. Dün ağlayarak uyuduğum için gözlerim çok ağrıyordu ve kendiliğinden kapanıyordu.
Yunus "onun eline nolmuş lan" deyince kafamı kaldırdım. Sabah sabah kime nolmuştu. "Noldu len" dediğim zaman kafasıyla işaret ettiği yere baktım. Rüzgar'ın eli sarılıydı.
Bir dakika Rüzgar'ın eli neden sarılıydı?. Aklıma dünkü mesajlar gelince içim suçluluk duygusuyla doldu. Benim yüzümden mi olmuştu. Gözlerimin dolmasına engel olamadım. Süeda hemen olayı duyup ağlayacağımı bildiği için beni kendine çekip sarıldı . O muhtemelen Rüzgar'ı öyle gördüm diye ağladığımı sanıyordu ama Rüzgar benim yüzümden o hale gelmişti.
"Tamam kuzum kendine gel artık lütfen " mırıldandığında gözyaşlarımı sildim. Zilin çalmasıyla Süeda sınıfına gitmek zorunda kalmıştı. Yunus kolumu omzuma atarak "bu kadar güzel sevme be kızım" dediğinde zaten zor susmuştum bu çocuk beni tekrar mı ağlatmak istiyordu.
Küçük çocuklar gibi iç çektiğimde gülümsedi. "Hep böyle çocuk kal olur mu" dediğinde kafamı salladım. Şuan pek dediklerini idrak edemiyordum. Aklım hala Rüzgardaydı. Hocanın sınıfa gelmesiyle yerime oturmak zorunda kaldım.
Zilin çalmasıyla hemen Melis'in yanına gittim. Rüzgar sınıfta kalmıştı. Melis'de galiba kantine iniyordu. Hem bende kahvaltı etmemiştim. Melis'in yanına geldiğimde "Naber Melis" dediğimde yüzünün ne kadar solgun olduğunu gördüm. Cevap vermesini beklemeden kolunu tutup "iyi misin" diye sorduğumda kafasını salladı. Değildi. "Kantine gidiyorum gelir misin hem kafan dağılır" dediğimde "olur" dedi. Simit ayran alıp masaya oturduğumda aslında ilk başta ödevi bahane edip sonra Rüzgar'ı soracaktım ama Melis'in de üzgün olduğunu görünce vazgeçip direk Rüzgar'ı sordum.
"Rüzgar'ın eline noldu Melis önemli bir şey yok di mi" dediğimde kafasını eğdi bir iki dakika sustuktan sonra "dün bir şeye canı sıkılmış düşünmeden elini cama geçirivermiş" dediğinde hızla kafamı eğdim.
Onun canı yandığında ben ölüp bitiyorken onun canını ben yakmıştım. Gözlerim dolmaya başladığında tırnaklarımı ellerime batırmaya başladım.
Şuan ağlayamazdım. Melis yanlış anlayabilirdi. Ama kendimi çok zor tutuyordum.
"Öyle işte ya çocukça şeyler boşver" dediğinde kalbim acıdı. Ben onu boşveremezdim ki.
"Sen ne sorcaktın" dediğinde"ödevi bitirmek için çok az kalmıştı onu bitirelim mi diye sorcaktım ama" dedim. "Gece hiç kafam yerinde değil kusura bakma sonra yapsak olur mu" deyince anlayışla kafamı salladım.
Zaten benim amacım da ödev falan değildi. Biraz olsun Rüzgar'ı görebilmekti. Zilin çalmasıyla ikimizde sınıfa doğru yürümeye başladık.
Melis sınıfa girince hemen telefonumu çıkartıp annemi aradım. Annemle babam eczacı oldukları için hangi krem neye iyi gelir gayet iyi biliyorlardı. Annem cevaplayınca hemen konuştum "anne bir arkadaşım elini kesmişte okula krem getirebilir misin" dediğimde "olur kızım getiririz şimdi biraz işim var hadi öptüm " deyip kapattı.
Sınıfa girip sırama oturdum. Zaten dersi dinleyemiyordum o yüzden kafamı sıranın üstüne koyup gözlerimi kapattım. Telefonumun titremesiyle gözlerim yavaş yavas açıldı. Rüzgar'dan gelen mesajı görmemle hemen sohbetin üstüne tıkladım.
Rüzgar_karahan: ben özür dilerim esen
Rüzgar_karahan: seni kırıp düşüncesizce konuştuğum için.
(görüldü)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ESEN |YARI TEXTİNG|*Tamamlandı*
Historia Cortarüzgar_karahan: peki adın neden esen? esen: seni ilk gördüğümde kulağımda kulaklık , karşımda sen esen: kulaklıkta yüzyüzeyken konuşuruz- esen esen: seni gördüğümde dinlediğim şarkı yaptım ismimi esen: çünkü duygularımı şarkı ile ifade etmeyi s...