Artık medyalara bizimkilerin fotolarını koymayı planlıyorum.
Medya/ Gece ve Süeda
Parkta biraz daha vakit geçirdikten sonra Rüzgar beni eve bıraktı.
Yavaşca eve girdiğimde yorgunca kendimi yatağa attım. Yorulmuştum. Rüzgar'la girdiğimiz iddia aklıma geldiğinde sırıttım.
Utanmıştım ama sonuçta sevgiliydik. Bunlar olağan şeylerdi. Eminimki ben kazanacaktım.
Düşüncelerimin arasında o yorgunlukla gözlerim yavaş yavaş kapandı.
Annemin yanıma gelip beni dürtmesiyle gözlerimi açtım. "Gece hadi uyan" dediğinde yavaşca kalktım. "Saat kaç" diye sorduğumda "8" dedi. Oha o kadar saat uyumuş muydum? Yanıma yavaşca oturduğunda meraklı gözlerle ona baktım. Galiba bugün olan olayları konuşacaktı.
"Neden bu kadar şeyi bize anlatmadın" dediğinde sustum. Yani haklıydı anlatmalıydım. "Kendim halledebilirim sanmıştım" dedim.
Derin bir nefes aldı "Bak Gece biri seni bir yere kilitliyor ve sen orada bayılıyorsun ve bunu bize anlatmıyorsun bile " sustu, bende sustum. Ben konuşmayınca devam etti. " Ya daha ileri gitseydi ya başka bir şey yapsaydı bunu hiç mi düşünmedin?" Diye sordu.
Suçlulukla kafamı eğdim. Düşünmemiştim. Kafamda tartmamıştım. Haklıydı. Ne dese haklıydı. Uzaklaştırma almıştım sırf bunun için. Hem anneme hem de Rüzgar'a bu olayı söylesem belki de bunların hiçbirini yaşamayacaktık.
"Anne gerçekten özür dilerim. Bu kadar büyüyeceği aklımın ucuna bile gelmemişti gerçekten" dediğimde "Bak Gece herkesi kendin gibi sanma tamam mı anneciğim dikkatli ol " dedi.
Kafamı salladım sonra devam etti. "Bugün müdürün yanına gittim. Kamera kayıtlarına bakamamış çünkü Allah'ın ne hikmetiyse o kamera bozulmuş." Dediğinde sinirden gülmeye başladım.
Bunu da mı Emre planlamıştı. Kafayı yiyecektim. Bu çocuk gerçekten deli olmalıydı. "Ama müdür de kendi oğlunu biliyor gibi ve kamera olayından o da şüphelenmiş. Rüzgar ve senin uzaklaştırmanızı sildi. Ama mağlum kavgayı tüm okul gördüğü için yine de siz uzaklaştırma almış gibi davranıyorsunuz. Diğer öğrenciler öğrenirse ne kadar siz haklı da olsanız boş boş dedikodular çıkar ve buna da gerek yok" dedi.
Uzaklaştırmamızın silindiğine çok mutlu olmuştum. Sicilimizde böyle bir olayın yer almasına hiç gerek yoktu. "Ya anne teşekkür ederim" diyerek kollarımı ona sardığımda o da bana kollarını sardı. "Sana kızgın olmadığımı zannetme hala kızgınım ama olur böyle şeyler" dedi.
Sonra ekledi "şimdi küçük hanım benden başka sakladığın ve bilmem gereken bir şey var mı?" Diye sorduğunda gülümsedim.
Şuan tam Rüzgar'ı söylemenin vaktiydi. Boğazımı temizleyerek "şey" dediğimde meraklı gözlerle bana bakıp "ney" dedi.
Birden söylemeye karar verip "anne ben Rüzgar'la sevgili olduk" dediğimde annem gülerek "Gece o nasıl bir cümle" dediğinde bende kıkırdadım.
Heyecandan ne dediğimi ben biliyor muydum. "Anne şuan konumuz bu mu asıl meseleye dön" dediğimde gülerek bana baktı. "Bugün eczaneye geldiğinizde gözüm zaten tuttu onu, seni koruması da çok hoş. Yani onayımı aldınız" dediğinde sevinçle ellerimi çırptım.
Ailem böyle şeylere kızan bir yapıda değildi. Zaten benim korktuğum annemin gözünün Rüzgar'ı tutup tutmamasıydı. Çünkü ne zaman annemin içinde bir şüphe olsa o kişiden bir boklar çıkıyordu.
Babamın da sıkıntı etmeyeceğini biliyordum. Sonuç olarak onun da önceden sevgilisi olmuştu ve bu yüzden bana kızacak değildi.
Sonra annem bana dönüp "bu arada aklıma geldi hasteneden test sonuçların geldi. Kan değerlerin çok düşük. Bu yüzden bayılıp duruyorsun Allah'a şükür daha kötü bir şeyin yok" dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ESEN |YARI TEXTİNG|*Tamamlandı*
Proză scurtărüzgar_karahan: peki adın neden esen? esen: seni ilk gördüğümde kulağımda kulaklık , karşımda sen esen: kulaklıkta yüzyüzeyken konuşuruz- esen esen: seni gördüğümde dinlediğim şarkı yaptım ismimi esen: çünkü duygularımı şarkı ile ifade etmeyi s...