Rüzgar'ın takip isteğini kabul ettikten sonra anasayfama düşen fotoğrafını beğendim. Rüzgar gerçekten değişmekte kararlıydı anlaşılan . Telefona çok bakmak istemiyordum çünkü gerçekten bu olanlar fazlaydı.Benimle günlerdir hiç konuşmayan , bakışlarıyla ağzıma sıçan , ot gibi yaşayan çocuk değişiyordu. Mutluydum. Fazlasıyla mutluydum. Hemen üstümü değiştirerek hazırlandım.
Saat daha erkendi o yüzden bir öğrenci olduğumu hatırlayarak evden çıkana kadar ders çalışmaya karar verdim.
Birkaç saat biyoloji çalıştıktan sonra saatin sekiz olmasıyla heyecanla ayağa kalktım.
Bu resmen bizim Rüzgarla ilk buluşmamızdı. Önceki sayılmazdı. Çünkü beni oraya Melis göndermişti.
Odamdan çıktığımda oturma odasında oturan annemle babamın yanına gidip "ben bir arkadaşımla buluşucaktım da gidebilir miyim canım ailem" dediğimde babam "hayırdır kim bu arkadaş" dedi. Annem babamı dürterek "sanane Yusuf" dediğinde güldüm. "Tabi ya banane" dediğinde daha fazla kıkırdadım. "Babiş sınıftan bir arkadaşım" dediğimde "Gece bana babiş deme kızım" dedi. Annem gülerek "sen onun babişi değil misin, ne desin çocuk" dediğinde "al işte anasına bak kızını al" diye söylenirken güldüm.
"Tamam Gece git ama dikkatli ol" dediğinde "tamam babacığım geç kalmam" deyip onlara öpücük atarak evden çıktım.
Çok heyecanlıydım. Evet beni görmeyecekti ama benimle kendi isteğiyle buluşuyordu. Bugünü tarihe not etmeliydik.
Yavaş adımlarla giderken bankta oturan Rüzgar'ı gördüm. Heyecanla cebimden telefonu çıkarıp mesaj attım.
esen: Rüzgar geldim, sakın arkanı dönme
Bildirim sesini duyunca gülerek "tamam, gel bekliyorum" diye bağırdığında kıkırdadım. Aslında çok garip bir durum içerisindeydik. Dışarıdan biri bizi görse bu mallar napıyor derdi. Allah'tan tenha bir yerdi ve etrafta çok fazla kimse yoktu
Gülerek yanına giderken arkasını dönerek biraz yana kaydı. Oturmam için yer verirken sırıtarak yanına oturdum.
"Hoşgeldin" dediğinde bir süre sessiz kaldık. Nasıl cevap vereceğimi bilmediğim için telefondan yazdım.
esen: hoşbuldum.
Gülerek "gerçekten böyle mi iletişim kuracağız" dediğinde bende kıkırdadım. Çok dikkatli davranmaya çalışıyordum. Sonuçta beni tanıyordu. Ne kadar konuşmasak da aynı sınıftaydık. Beni rahatlıkla tanıyabilirdi.
"Ee naber" dediğinde ;
esen: iyiyim Rüzgar sen nasılsın
"Bende iyiyim." Biraz durduktan sonra ekledi. "Sweeti getirdim. Umarım hem özrümü hem de teşekkürümü kabul edersin" dediğinde hızla yazdım.
esen: teşekkür?
"Dün için. Beni dinlediğin için teşekkür ederim. " bir süre sustuk.
esen: bir şartla teşekkürünü kabul ederim
Yazdığımda güldü. "Sende amma şartcısın ha karşılıksız bir şey yapamıyor musun" dediğinde kıkırdadım. Ve ekledi "ne istiyorsun söyle bakalım"
esen: kendini suçlamayı bırakmanı istiyorum
Yazdığımda bir sessizlik oldu. Acaba çok aniden mi girmiştim konuya.
"Bak esen, seninle konuştuktan sonra sana derdimi anlattıktan sonra o gün tamamen düşündüm. Haklıydınız hepiniz. Suçlu ben değildim." Sustu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ESEN |YARI TEXTİNG|*Tamamlandı*
Cerita Pendekrüzgar_karahan: peki adın neden esen? esen: seni ilk gördüğümde kulağımda kulaklık , karşımda sen esen: kulaklıkta yüzyüzeyken konuşuruz- esen esen: seni gördüğümde dinlediğim şarkı yaptım ismimi esen: çünkü duygularımı şarkı ile ifade etmeyi s...