Rüzgar gittiğinde arkasından bakakaldım. Bu olayla ona güvenmememin ne alakası vardı. Gerçekten olay çıkmasın diye söylememiştim, ayrıca ben bile Emre'nin o dediğini ciddiye almamıştım.Bana en fazla ne yapabilirdi ki diye düşünmüştüm. Evet yanılmıştım Emre tam bir psikopattı. Ben ağlamaya başladığımda bu benim için daha eğlenceli olur demişti. İnsanlığını sorguluyordum.
Ama hiçbirini Rüzgar'a güvenmediğim için yapmamıştım. Böyle bir şey mümkün müydü, tabiki de Rüzgar'a çok güveniyordum.
Arkasına bile bakmadan kapıyı çarptığında daha fazla ağlamaya başladım. En azından şimdi yapmasa olmaz mıydı?
Evet kendimi iyi hissediyordum ama ölmekten korkmuştum, nefes dahi alamadan öylece kalakamıştım. Hiç mi bunu düşünmüyordu?
Sinirle yataktan kalktığımda gözyaşlarımı silerek banyoya girdim. Elimi yüzümü güzelce yıkadığımda ağlamamı zorla durdurdum.
Hem daha sevgili olalı 2 gün olmamışken biz kavga mı etmiştik yani? Hem de çok saçma bir sebepten dolayı.
Kafayı yiyecektim. Nasıl ona güvenmediğimi düşünürdü? Sinirle odama gittiğimde üzerime pijamalarımı giydim.
Bir kez olsun beni dinleyemez miydi? Söylemiştim ona. Olay çıkmasın diye söylemedim demiştim ama o beni anlamadan, dinlemeden gitmişti.
Odamdan mutfağa geçerken kapının önüne okul çantamı bıraktıklarını gördüm. Çantama gidip telefonumu aldım. Rüzgar'a mesaj atmalı mıydım?
Ona çok sinirliydim. Ama söylemediğim için de kendimi suçlu hissediyordum. Olay çıkmasın diye söylememek yerine ona anlatabilirdim.
Mutfağa geçtiğimde sinirle telefonu masaya koydum. Aramayacaktım. Benim ona empati yaptığım gibi o bana empati yapıyor muydu acaba?
Acıktığım için dolaptan süt ve nesquik çıkardım. Bir kase aldığımda nesquiği katıp üzerine süt döktüm.
Şuan en azından bir iki saatlik Rüzgar'ı düşünmek istemiyordum. Ona güvenmediğimi düşünmesi beni baya kırmıştı.
Odama geçtiğimde bilgisayardan Sünger Bob açıp kasemi elime alıp yemeye başladım. Kafamı en azından böyle dağıtabilirdim.
Bir iki bölüm Sünger Bob izledikten sonra bilgisayarı kapattım. 2 saat geçmişti.
Ne ben Rüzgar'ı aramıştım ne de o beni aramıştı bir mesaj bile atmamıştı. Telefonumu masaya koyduğumda somurtarak oturmaya başladım. Bildirim sesi gelince heyecanla telefonu elime aldım. Rüzgar mesaj atmış olabilir miydi?
Südoş: Gece daha iyi oldun mu kuzum
Süeda'dan gelen mesajı görmemle moralim biraz bozulsa da aldırış etmedim. Süeda'nın ismine tıklayıp aradım.
Bir iki çalıştan sonra açınca "efendim Gece iyisin di mi" diye telaşla sorunca güldüm. "Hayırdır sen beni çok merak eder olmuşsun Süeda, şaşırtıyorsun" dediğimde "of Gece çok salaksın" dedi. Sırıttığımda onu neden aradığım aklıma gelince somurttum.
"Biz Rüzgar'la galiba kavga ettik" dediğimde "oha niye lan" dedi. Emre olayını Süeda'da bilmiyordu. Söylesem büyük ihtimalle Emre'yi öldürecekti. Ama zaten Rüzgar'la ona anlatmadığım için kavga etmiştik en azından Süeda'yla da bu konu için kavga etmek istemezdim.
"Beni oraya kim kilitledi biliyor musun" dediğimde bağırarak "ne, seni oraya biri mi kilitledi" dediğinde şaşırdım. "Tabiki biri kilitledi yoksa orada nasıl kalayım" dediğimde "ambulansı gören herkes telaşlandığı için hocalar açıklama yaptılar. Kapının sıkıştığını seninde korkudan bayıldığını söylediler" dediğinde şaşkınca kalakaldım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ESEN |YARI TEXTİNG|*Tamamlandı*
Historia Cortarüzgar_karahan: peki adın neden esen? esen: seni ilk gördüğümde kulağımda kulaklık , karşımda sen esen: kulaklıkta yüzyüzeyken konuşuruz- esen esen: seni gördüğümde dinlediğim şarkı yaptım ismimi esen: çünkü duygularımı şarkı ile ifade etmeyi s...