•37

1K 129 74
                                    


Annemin çok kızmamasından dolayı rahatladığımdan sırıta sırıta Rüzgar'a dönüp "Eee şimdi napıyoruz" dedim. Bana biraz baktıktan sonra "önce kahvaltı yapalım sonra da beraber ders çalışalım" dediğinde gözlerimi devirdim.

"Ya Rüzgar kırk yılın başı okul varken biz okula gitmiyoruz onda da napalım ders mi çalışacağız" diye söylenirken "Gece işte sen kendin diyorsun şuan okul var ve biz okulda değiliz o yüzden ders çalışalım bugünkü konuları" dedi.

Kafayı yiyecektim beraber şimdi boş vaktimiz vardı ve onda da ders mi çalışacaktık? "Of Rüzgar mö çok sıkıcısın" dediğimde kafası birden bana dönüp "Rüzgar ney ney" dediğinde bu halinden keyif almıştım ki sırıta sırıta "Rüzgar möö" diye bağırdım.

Hayretle gözleri açılırken şuan tipi çok komikti. "Gece bunu ben duymadım, sende zaten hiç söylemedin tamam mı güzelim" dediğinde yine kocaman sırıtarak "neyi söylemedim Rüzgar" dedikten sonra bir saniye bekleyip ekledim "möö" derken kahkaha atıyordum.

Rüzgarsa bana bu iflah olmaz bir salak bakışları atıyordu. Şuan ki mal tipini görmek için bile her zaman Rüzgar mö derdim. Çok eğlenceliydi.

Sabır dilercesine "Gece hadi kahvaltı yapmaya gidelim" dediğinde gülüşlerimin arasından "ay tamam be" dedim.

"Ee nereye gidiyoruz" diye sorduğumda "bizim parkın yakınlarında Çınar kafe var biliyor musun" diye sorduğunda kafamı salladım. Biliyordum. "Oraya gidelim mi" dediğinde "olur gidelim" dedim.

Eczane ile bizim evin arası biraz fazlaydı bu yüzden taksiye bindik. Rüzgar, abiye gideceğimiz yere söylediğinde Rüzgar'a dönerek "gerçekten ders çalışmayacağız di mi" diye sorduğumda "yo çalışacağız" dedi.

"Yaa Rüzgar bari bugün çalışmayalım kalan iki gün çalışırız" dediğimde düşünüyor gibi bir hali var.

Yavru köpek bakışları atarak ellerimi birleştirdim ve "lütfeeen" dediğimde gülerek "tamam baş belası tamam" dediğinde sevinçle ellerimi çırptım.

Sırıtarak "Baş belası demişken bana ilk mesajlarında hazırlan Rüzgar baş belan geldi diye mesaj atmıştın hatırlıyor musun" diye sorduğunda utançla başımı eğdim. Bu çocukta maşallah yazdığım hiçbir şeyi unutmuyordu.

Tabiki hatırlıyordum. Ben "Rüzgar sus" dediğimde o daha fazla gülerken ben kızarıyordum.

İnternet ya da mesaj üzerinden bunları söylemek sorun değildi. Çünkü zaten beni görmüyordu bu yüzden utanmıyordum ama yüzyüzeyken o işler pek öyle olmuyordu.

Nihayet taksiden indiğimizde Rüzgar önden inip beni beklerken elini bana uzattığında gülümsedim.

Elimi ona uzatarak taksiden indiğimde el ele birlikte kafeye girdik. Cam kenarında iki kişilik bir masaya oturduğumuzda garsona siparişleri verdikten sonra Rüzgar'a baktım.

Sonra biraz sesli bir şekilde "Rüzgaar" dediğimde bir an benden bunu beklemediği için bir şey oldu sanıp panikle bana bakarken "teyzene bir açıklama yapmadın uzaklaştırma aldığında alakalı" dediğimde yüzündeki panik ifadesi giderken "onun haberi yoktur" dedi.

Ben ona anlamsızca bakarken "malesef ebeveynim hala babam olduğu için okulda onun numarası var, ona iletmişlerdir ama pek umrunda olduğumu sanmıyorum" dedi.

Belli etmemeye çalışsam da üzülmüştüm. Kafamı sallarken o "sorun değil Gece gerçekten onu ben sevmiyorum ve o adam için hiç üzülmüyorum sende üzülme" dedi.

O böyle deyince ondan aldığım cesaretle "şuan nerde o biliyor musun"  diye sorduğumda nefes verip " Ankara'da oturuyor annemi aldattığı kadınla evlendi bize sadece para gönderiyor onun dışında hiç görüşmüyoruz" dedi.

ESEN |YARI TEXTİNG|*Tamamlandı*Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin