Tam bir hafta olmuştu. Bir haftadır Rüzgar attığım hiçbir mesaja cevap vermeyip, okulda ruh gibi geziyordu. Kısacası en başa dönmüştük. Anlamıyordum. Gerçekten aklım almıyordu. Bana iyi geliyorsun dediği günün akşamı olmuştu bunlar. Mutlu olmak haram mıydı bana?
Gözlerim dolu dolu yatağımda oturuyordum. Hiçbir şey yapasım yoktu. Sinirlerim çok bozuktu. Şu bir hafta Emre istediği her boku yaptırmıştı. Rüzgar paşam yüzünden yapmadığım şey kalmamıştı.
Kantinden yiyeceği şeyleri bile ben alıyordum bir ağzına yemek tutmadığım kalmıştı onu da bu manyak bana yaptırırdı.
Her gün günaydın demek zorunda olduğumu hatırlamak bile istemiyordum . Ben aynı evde yaşadığım insanlara bile her gün günaydın demezken elin boklu oğluna her gün günaydın diyordum.
Mete ve Süeda'da baya flört durumuna gelmişlerdi. Şuan çok iyi gidiyorlardı. İnanıyorum yakında best shipim tutacaktı.
Yunus'da Emre malı yüzünden sinirlerine hakim olmaya çalışmıştı tüm hafta. Haklıydı. Benim bile ağzının tam ortasına kürekle bir tane çakasım vardı.
Düşüncelerimden telefonumun zil sesiyle çıktım. Ekranda "balina" yazısını görmemle telefonu elime aldım. Evet Yunus'u balina diye kaydetmiştim.
"Efendim" diyerek telefonu açtığımda "Gece hadi hazırlan parkta buluşalım" dediğinde "Yunus valla hiç halim yok" dedim.
"Başlarım haline ya biri aptal aptal manitasıyla konuşuyor, öbürü aşk acısı çekiyor yeter be" dediğinde güldüm. Manitasıyla konuşan Süeda, aşk acısı çeken bendim.
"İtiraz istemiyorum, ikiniz de beni unuttunuz zaten" dediğinde haklı olduğu için sustum. Aslında unutmamıştık her tenefüs beraberdik ama dediği gibi bayadır dışarda buluşmuyorduk.
"Tamam hazırlanıp geliyorum balina" dediğimde "anne bak kim balina diyor diyorsun Gece diyor işte " diye söylendiğinde gülümsedim. Eda Teyze "Gece , oğluşuma balina deme" dedi. "Tamam Eda teyze oğluşuna balina demem" dedim.
Yunus "anne herkesin içinde bana oğluşum deme demiyor muyum ben sana" dediğinde gülerek "sus sus anasının oğluşu anneye cevap verilmez" dedim. "Gece sus ve hazırlan" diyerek telefonu kapattı.
Kalkarak annemin yanına gittim. "Anne Yunus ve Süedayla parkta buluşmaya gidebilir miyim" dediğimde yanına işaret edip "gidersin gidersin de otur bakayım şuraya bir" dedi.
Tüm hafta Rüzgar yüzünden moralim bozuk olduğu için annemde bende bir şeyler olduğunu anlamıştı haliyle. Ana yüreği işte be.
"Noldu kızım anlat bakalım" dediğinde somurttum şuan anlatmak istemiyordum ama bir hafta boyunca benim gelip anlatmamı beklediğini biliyordum. Ellerimi oynayamaya başlayarak "anne ben birini seviyorum" dediğimde güldü. "Ben zaten bunu biliyorum, sorun ne" dediğinde şaşırarak "anne madem biliyorsun neden beni kıvrandırıyorsun, senden utandığım için söylememiştim zaten" dedim.
"Ahh utangacım benim, söyle sorun ne" dediğinde "benim onu sevdiğimi bilmiyor bu başlı başına bir sorun" nefes verip ekledim "ama en büyük sorun kimseyle konuşmuyor, kendini herkesten soyutluyor, bir derdi var kimseye anlatmıyor" dedim.
Anladım dermişcesine başını salladı. "Kızım bizim üzerimizden çok zaman geçti, akıl veremem" dizimi tutarak sıvazladı. "Ama eminim her şey kalbince olur kızım" dediğinde sarıldım. "İyiki varsın anniş" dediğimde "kalk hadi hazırlan Yunus oğlumu bekletme" dedi. Tam kapıdan çıkacağım sırada "adı ne " diye sorduğunda anlamsız gözlerle ona bakarken ekledi "damadımın adı ne" oflayarak "annee yaa" diyerek koşarak odama gittim.
Ben utanıyorum diyorum kadın gelmiş damadımın adı ne diyor. Odama girdiğimde "Rüzgar " diye bağırdım. O da "güzel isim beğendim" dediğinde gülerek kendimi yatağa attım.
Sonunda hazırlandığımda yatağıma oturup tekrar Rüzgar'a mesaj attım.
esen: yine cevap vermeyeceksin biliyorum ama
esen: Rüzgar hiç mi bana üzülmüyorsun
esen: imanım gevredi seni beklerken be
esen: pis soğuk nevale
esen: ağzına bir tane çarpıcam sonunda.
Tam yataktan kalkacağım sırada bildirim sesini duymamla bir ümit telefonumu açtım. Rüzgar ismini görmemle şuan ağlamak istiyordum. Hemen bildirime tıkladım.
rüzgar_karahan: artık bana mesaj atma
rüzgar_karahan: bir sal beni ya
rüzgar_karahan: bugün bari beni rahat bırak.
Salaklığıma oturup ağlamak istiyordum. Zaten olmayan moralimin ağzına tükürmüştü. Yunuslara söz verdiğim için gitmeliydim. Anneme seslenip evden çıktım. Gözlerim dolu dolu evden çıktım.
Parka geldiğimde ben çekirdek almıştım. Yunus kola almıştı. Süeda aptal aşık olduğu için bir şey almayı unutmuştu.
Yunus ortamıza girerek oturduğunda biz de yanına oturduk. "Ee kim başlıyor" dediğinde "ben dertliyim ben başlayacağım" dedim. Bir elimde de kola vardı. Sanki elimde içki içiyormuş gibi hareketler yapınca bana güldüklerinde devam ettim. "Rüzgar hayatımda tanıdığım en odun insan" Süeda "katılıyorum eniştem biraz odun" dedi.
"Sen kime odun diyorsun lan seni yolarım paçoz" dediğimde Yunus Süeda'ya dönerek "bunun kafa iyice gitmiş bunu boşverelim sen başla" dediğinde hıçkırarak ağlamaya başladım. İkisi de bana inanılmaz gözlerle bakarken ben hala ağlamaya devam ediyordum. "Beni boş vermeyen tek sizdiniz bir de siz boşvermeyin lütfen " dediğimde Yunus dişlerini sıkarak konuştu. "Ağzını yüzünü kırıcam şu Rüzgar'ın" dediğinde ben ağlamaya devam ediyordum. Rüzgar gerçekten psikolojime sıçmıştı. Süeda yanıma gelerek kollarını sardığında bende ona sarıldım.
Birden ağlamam durup "hadi benim fotoğrafımı çekin" dediğimde ikisi birbirine bakıyordu. Delirdiğimi düşünüyorlardı ,kesinlikle haklılardı kafayı yiyordum.
Rüzgar'la bu kadar konuşmuşluktan sonra böyle olması kalbimin parçalanmasına sebep oluyordu.
Psikolojimin bozulduğunu düşündüklerinden Süeda hemen ayağa kalkıp benim bir kaç fotoğrafımı çektikten sonra Yunus'un yanına gelerek tekrardan oturduk.
Yunus "anlaşıldı, bugün dert falan yok boşverin şu aşk meşk hayatını havadan sudan konuşalım" dedi.
"Benim havam da suyum da Mete" diyen Süeda'ya doğru dönüp ikimizde kusma hareketi yaptık. "Dağ gibi kızı minik kediye çeviren Mete'ye helal olsun" dediğimde Yunus güldü.
Telefonuma bildirim sesi gelince cebimden çıkarıp merakla baktım. Mağlum bana pek mesaj gelmezdi. Melis'ten olduğunu görünce hemen isme tıkladım.
melisiniz: bilinmeyen kız nerdeysen hemen atacağım konuma git
melisiniz: Rüzgar orada
melisiniz: gerçekten sana ihtiyacımız var
Eveeet Rüzgar'a nolduğunu bir sonraki bölüm öğreniyoruz.
Oy vermeyi lütfen unutmayın.
Birde bölümleri uzatmamı istediğinizi görüyorum inanın bunu bende istiyorum. Ama bu kitabı yazmaya başlayalı daha 1 hafta oldu. Birden, bölüm başı 300 400 okuyucuya ulaştı. Elimde hiç taslakta bölüm yok ve afallamıştım. Her gün bölüm atmaya çalışıyorum. Zaten görüyorsunuz. Bu yüzden bana biraz zaman vereceğinizi umuyorum.
Seviliyorsunuz :")
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ESEN |YARI TEXTİNG|*Tamamlandı*
Historia Cortarüzgar_karahan: peki adın neden esen? esen: seni ilk gördüğümde kulağımda kulaklık , karşımda sen esen: kulaklıkta yüzyüzeyken konuşuruz- esen esen: seni gördüğümde dinlediğim şarkı yaptım ismimi esen: çünkü duygularımı şarkı ile ifade etmeyi s...