Mina tırnaklarını müzikle aynı ritimde masaya vuruyordu. Yüzünün önüne düşen bir tutamı üfleyerek geriye attı. Kokteylinden bir yudum aldı. Kang Joon'a bakarak bir şeyler söylemesini bekledi. Buna rağmen onup dalıp gittiğini görünce kolunu çimdikledi.
"Ya!" diye bağırıp kolunu çekti. Şok olmuş bir şekilde Mina'ya baktı. "Ne yapıyorsun?!"
Kız ofladı. "Burada olmamız normal mi?"
Kang Joon cevap vermek için sinirle kaşlarını çattı. Sinirini yatıştırmaya çalıştı. Üstünü düzeltip omuz silkti. "Pek sayılmaz."
Mina ofladı. "Eşimle birlikte baş başa, romantik bir akşam geçirmek varken neden bir gece kulübüne gelmek isteyeyim?" Bardağını yana doğru eğerek sıvının oraya doğru yön değiştirmesini izledi.
Kang Joon kızın bu haline gülümsedi. "En azından seni savunmak isteyeceğim sarhoş adamlar yok, bir de öyle düşün."
Kız yutkundu ve etrafına baktı. "Yok, eminsin değil mi?"
Dudağını yaladı ve başını salladı. "Eminim. Yoksa seni asla buraya getirmezdim."
Mina huzursuzca kıpırdandı. Garip bir şekilde Kang Joon'a bakmamaya çalışıyordu. Bu yüzden bakışları durmadan oradan oraya dolanıyordu. Bunun garip göründüğünü fark etmiş gibi bir anda bakışlarını tek bir noktaya sabitledi: İçkisi.
Mina içkisini bitirip yeniden bir içki alacağı sırada Kang Joon kızın elini tuttu. "Bir bardak daha içersen kör kütük sarhoş olacaksın ve ben seni buradan çıkarmayı hiç istemiyorum, Mina."
Kız eline baktı. Ardından elinin üzerinde duran Kang Joon'un eline baktı. Eli onun elinin yanında fazlasıyla küçük kalıyordu. Ne yaptığının farkına varıp elini kurtardı.
"Ya! Ne yaptığını sanıyorsun sen?" diye sordu. Yanakları kızarmaya başlamıştı.
Kang Joon kızın ani değişimi üzerine şaşırdı. "Hiçbir şey."
Kız tuttuğunu fark etmediği nefesini verdi ve gözlerini kapattım. "Özür dilerim, bir anda böyle bir tepki vermemeliydim."
Kang Joon bunu cevaplamak yerine içkisinden bir yudum aldı. Nazik bir hareketle içkisini masaya geri bırakıp telefonunu çıkarttı.
Kız duraksadı. "Sence de iyilerdir, değil mi?"
Çocuk başını kaldırmadan ona baktı. Dudağını yaladı. "Öyle düşünüyorum. Yoksa bu kadar neşeli olmazlardı."
"Sence de iyi bir şey mi yaptık?" Mina suçluluk duygusuyla kıvrandı.
Kang Joon eliyle alnını ovdu. "Hiç bilmiyorum. Bu fazlasıyla tartışılabilir bir konu."
Kız dudağını ısırdı. "Çift değiştirmek zaten tuhafken neden bize onları ayırmamız için elimizden geleni yapmamızı söylediler ki? İleri mi gittik dersin?"
Kang Joon duraksadı. Gözlerinden bir konuyu düşündüğü açıktı. Uzun birkaç saniyenin ardından yüzünde zoraki bir gülümseme belirdi. "Yok, hayır."
Mina şüpheyle gözlerini kıstı. Buna rağmen diyeceği ne varsa hiçbir şey demeyip başka bir şey söylemeye karar verdi. "Sence onları ayırsaydık ne olurdu?"
"Büyük ihtimal oyunda sonuncu olacaklardı." Kang Joon bu konuda hakkında daha çok konuşmak istemediğini belirtmek için telefonunu kurcalamaya başladı. Aklına gelen ani fikirle kamerayı açıp videoya almaya başladı.
Mina çocuğun yüzündeki gülümsemeyi fark edip gözlerini yeniden kıstı. "Ne yapıyorsun sen?"
Çocuğun yanına gidip iyice dibine girdi. Kang Joon hızlı bir hareketle telefonunu sakladı. "Asıl sen ne yapıyorsun?" dedi bozuntuya vermemeye çalışarak.
Kız daha da şüphelenerek gözlerini tamamen kıstı. "Ver şunu bana!" diyerek telefonu almaya çalıştı.
Kang Joon aniden geri çekilince Mina çocuğun kucağına düştü. Yere düşmemek için kollarını onun boynuna doladı. Ne yaptığının farkına varınca aralarında sadece biraç santim olan yüze baktı. Hızla kollarını çekti ve ayağa kalktı.
"Her neyse, bakmasam da olur." dedi kızarmış yüzünü gizlemeye çalışarak.
Yerine bir kere daha oturup gözlerini içkisine dikti. Başka hiçbir yere bakmadı.
XXX
"Göründüğün kadar ağırsın!" dedi onu taşımaya çalışırken.
Mina, Kang Joon'u taşımaya çalışırken aniden dengesini kaybedip yere düştü. Pekala, bunun nedeni çocuğu kaldıramamak da olabilirdi.
"Yah! Sen, gerçekten!.." Kız saçlarını geri attı. "Bana o kadar içme dedin! O halde sen neden bu kadar içiyorsun?!"
Aslında o kadar çok içmemişti; anladığı kadarıyla Kang Joon'un alkolle arası pek iyi değildi. Ama bunu söyleyip onu rezil etmeye gerek yoktu. Bunun yerine kafasına bir tane çaktı. Biraz dinlenmesinin iyi olacağını düşünerek sırtını duvara yasladı.
Kang Joon yanında belirdi. Bir süre bakıştılar ancak en sonunda dayanamayıp kafasını kızın omzuna gömdü.
Kızın kalbi bir anda tekledi. Her geçen saniyeyle birlikte kalp atışları da hızlanıyordu. Kang Joon'un yüzünü göremiyordu. Saçlarına bakabiliyordu ancak.
"Kang Joon?" Eliyle çocuğun yüzünü görmesini engelleyen saçları itti.
Kang Joon bir anda kızın elini tuttu. "Sus, tamam mı?"
Mina hiçbir şey demedi. Buna rağmen huzursuz olmaya başlamıştı. Hızlı kalp atışlarını boş verip öylece durdu. Buna rağmen Kang Joon'a bakmak daha ilginç geliyordu. Geçen uzun bir sürenin ardından uyku daha ağır basmaya başlamıştı. Gözlerini kapatmamak için direndi ancak en sonunda gözleri kapandı.
XXX
Uzun süredir özel bölüm yayınlamıyordum ^^
Bana kalırsa çok tatlı oldu bu *-*
![](https://img.wattpad.com/cover/20331751-288-k618297.jpg)