Son özel bölümümüz :<
XXX
Yun, yanındaki salıncakta ileri geri adımlar atan Xiumin'e bakarak kaşlarını çattı. En azından onun ayakları yere değiyordu. Kendisinin ayak parmakları ancak yere değebiliyordu. Sanki Korelilerin boy ortalaması çok uzunmuş gibi salıncakları da uzun yapmışlardı!
Yun ayaklarını ileri geri salladı. "Xiumin?"
Çocuk kıza döndü. "Efendim?"
"Beni sallamak ister misin?"
Xiumin bunu istemiyor olsa bile bir şey demedi ve salıncaktan kalkarak salıncakta heyecanla oturan kızın arkasına geçti. "Başlıyorum."
Xiumin kızı hafifçe ittirince biraz ileri gitti ancak. Yun bunun üzerine dudak büzdü. "Bu çok yavaş!" diye söylendi. Xiumin biraz daha güçlü ittirince gözleri gülümsemesiyle kısıldı.
Son randevularında bir çocuk parkına gelmişlerdi. İkili gülümseyerek aynı bir çocuk gibi eğleniyorlardı. Hatta parkta oynayan birkaç çocuk onlara tuhaf tuhaf bakmıştı.
Yun yeterince yükseğe çıktığında "Uçuyorum!" diye bağırdı.
Xiumin kızın bu haline gülümsemeden edemedi. Kendisine doğru gelen salıncağı ittirdi. "Nasıl?"
"Çok güzel!"
Xiumin hızla yana kaçarak kızı sallamayı kesti. Salıncağın kendisine gelmeyeceği bir mesafede durarak etrafında dolaştı ve kızın önüne geçti. Telefonunu çıkarttı ve kıza doğrulttu. "Üç, iki, bir."
Yun gülümsedi. Gülümsemesi yüzünden silinmeden "Nasıl çıktı?" diye sordu.
Xiumin de gülerek "Fotoğrafını çekmedim ki." dedi.
"Xiumin!" Kız kaşlarını çatarak çocuğa baktı. Telefondan fotoğraf çekme sesi gelince kızın ağzı beş karış açık kaldı. Zar zor ayaklarını yere sürterek durmaya çalıştı. Bunu yaparken etraftaki kumları kaldırmıştı. Kız sağa sola dönerek durdu ve hemen ayağa kalktı. "Ver o telefonu!"
"Neden?"
"Ne demek neden?" Kız, ellerini beline koydu.
"Sinirlenince çok tatlı oluyorsun. Bak." Xiumin telefonu Yun'a doğrulttu. Telefona baktığında çatılı kaşları yavaşça gevşedi. Gerçektende kötü çıkmamıştı. Hatta Xiumin'in dediği gibi tatlı çıkmıştı. Aklına Xiumin'in kendisine tatlı dediği takılınca yanakları kızardı.
Xiumin dalıp giden kızın önünde elini salladı. "Orada mısın?"
Yun daldığı düşüncelerinden sıyrılarak Xiumin'e baktı. "Evet."
Xiumin gülümsedi. "Gidelim."
"Nereye?"
Gülümsedi. "Sürpriz."
Kız merakla çocuğa baktı ama hiçbir şey demedi. Birlikte yaklaşık bir saattir deli gibi eğlendikleri parktan uzaklaştılar. Yun sürprizin ne olduğunu cidden çok merak ediyordu. Durmadan etrafına bakarak gidecekleri yerin neresi olduğu hakkında tahminler yürütüyordu. Yürüttüğü onca tahmine rağmen hiçbiri tutmuyordu.
Merdivenlerle yukarıya çıkarken Yun buraları bilmediğini fark etti. Uzun süredir yürüyorlardı ve biraz tenha bir yere geldiklerini fark edince ister istemez ürperdi. Buna rağmen çocuğa hiçbir soru sormadı ve kendisini yönlendirmesine izin verdi.
Yaklaşık yarım saatlik bir yürüyüşün ardından kızcağızın canı çıkmıştı. Yun arada bir arabalar geçen yola baktı. Gözleri Xiumin'e kayınca artık nereye gittiklerini öğrenmesinin zamanı geldiğini anladı. Tam ağzını açmıştı ki Xiumin neşeyle "Geldik!" dedi. Bu yüzden Yun'un sorusu ağzına geri tıkıldı. Başını kaldırarak nerede olduklarına baktı.
Bir kafe.
Bunun ne alaka olduğunu anlayamadı. Kafenin kapısını açarak içeri giren Xiumin'i görünce peşinden gitti. Kapıyı tekrar açtığında içeriye konulmuş ahşaptan rüzgar çanı hafifçe tıkırdadı. İçerisi yoğun bir şekilde kahve kokuyordu. Gözleriyle Xiumin'i aradığında onu oturacak sakin bir köşe ararken buldu. Birlikte cam kenarında bir köşeye oturdular. Ortam fazlasıyla sessizdi. Bu da kızın soru soran gözlerle çocuğa bakmasına başka bir nedendi.
"Xiumin!" Yaşlı bir bayanın sesini duydular. Kadın gülümsedi. "Uzun zamandır gelmiyordun!"
Yun şaşkınlıkla bir kadına bir de Xiumin'e baktı. Kadının Xiumin'in annesi olamazdı herhalde. Olamazdı, değil mi?
Kadının bakışları Yun'a kaydı. Kadın meraklı bir şekilde baktı ve yüzüne tatlı bir gülümseme yerleşti. "Ah, neden gelmediğini şimdi anladım."
Yun'un yüzü yanıyordu. Buna rağmen Xiumin'e bakarak ondan bir cevap bekledi.
Bakışlarını Yun'a çevirdiğinde kızın ona dik dik baktığını fark etti. Ardından aklına ikisini tanıştırmadığı geldi. Yaşlı kadına döndü ve "Gong Ajumma, bu programdaki eşim Yun." dedi. Ardından kıza dönerek, "Gong Ajumma şu ana kadar gördüğüm en iyi baristadır." dedi.
İşte şimdi her şey açıklığa kavuşmuştu. Yun ister istemez rahatlayarak gülümsedi. "Memnun oldum, Gong Ajumma."
Kadın mutfak önlüğünü giyerek açık mutfağa doğru gitti. Orada bir şeyllerle uğraşırken kadın gülümsedi. "Xiumin barista olmak istiyordu."
Yun şaşkınlıkla Xiumin'e baktı. "Bu doğru mu?"
Xiumin utangaç bir şekilde gülümsedi ve başını salladı. "Doğru, barista olmayı istiyorum. Gelecekte bir kahve dükkanı açmak istiyorum."
Gong Ajumma onlara bakmadan, işleriyle uğraşırken konuştu. "Luhan ne yapıyor? Aramızda kalsın ama Yun'u bir an o sandım!"
Bu hepsinin gülmesini sağladı. Yun ağzını kapattığı elini çekti. "Doğru, Luhan benden daha güzel."
"Öyle demek istemedim. Sen de çok güzelsin. Tamam, Luhan da güzel ama... Aigoo, bir kızla bir erkeği karşılaştırtıyorsunuz!"
Yun kıkırdadı. Xiumin'le göz göze gelince Xiumin de gülümsedi.
Aralarına derin bir sessizlik girdi. Uzun bir süre boyunca tek bir şey söylemeden Ajumma'yı izlediler. Tezgah yüzünden ne yaptıklarını göremiyorlardı ancak kahve koyduğunu gördüler. Birkaç dakika sonra sunumu hazırlanmış bir şekilde kahveyi getiriyordu. Kahveleri çocukların önlerine koydu.
Kadın önlüğünü çıkartırken "Kahvenizin tadını çıkartın." dedi.
"Bizimle oturmayacak mısın?"
"Çok yoruldum. Biraz dinleneceğim. Aigoo, belim." Kadın belini tutarken çaktırmadan Yun'a göz kırptı ve belini tutarak gözden kayboldu.
Yun kadının belinin ağrımadığını anlamıştı. Sırf Xiumin ile yalnız kalması için yapmıştı.
Yun siyah kahve fincanını aldı ve kahvenin kokusunu içine çekti. Gülümseyerek "Çok güzel kokuyor." dedi. Gözlerini hilal şeklinde kıstı. Aklına gelen şeyle gözlerini açtı. "Bir şey için içmeye ne dersin?"
"Şarap mı bu?"
"Ama eğlenceli olur!" Yun dudaklarını büzerek Xiumin'e baktı.
Xiumin iç çekti ve biraz düşündü. Ardından kızın gözlerine baktı ve elindeki fincanı çene hizasında tuttu. "Aşka."
Yun'un gözleri bir anda irileşti; sonra mutlulukla yeniden kısıldı. "Aşka."
XXX
Xiumin ve Yun çiftini de tamamladık! ^-^
Bu bölümde parka gitmeseler de olurmuş hany sdfg
Bu bölüm biraz hızlı geçmiş olabilir. Kaç gündür uğraşıyorum durmadan sildim hatta baya yazmıştım beğenmeyip bir daha baştan yazdım -_- Sonunu şöyle romantik şey edeyim dedim asdfg
6K yazısını görünce korktum gerçeği :D Neyse ben daha fazla konuşmayayım bu uzadıkça uzar azdfgf