Bölüm 18

430 49 0
                                    

Çarkı çevirdikten sonra bir zil sesi duymuştuk ve ekrana bakmıştık. Bize anahtarın ve dolabın yerini tarif etmişti. Küçük pembe dolaptan bir kelepçe çıkmıştı. Kai ile birbirimize yutkunarak bakmıştık. Hem hangi kelepçenin bir kullanma kılavuzu olur ki allasen?! Bir de pembe kılavuzdu! Siz gidin mahkumlara takılan o kelepçeye pembe not takın.

Dünya tersten dönüyor olmalı.

Notta yazanların saçmalığına lafım yoktu zaten.

✿ Buraya geldiğinize göre oyun çok zevkli geçiyor olmalı. \(^▽^@)ノ Tabii final de yaklaşıyor falan... Heyecanlanmaya başlamışsınızdır herhalde çifte kumrularımız? (•‿•)

Heyecanlanıp heyecanlanmadığımı bilmemde o ne kadar ürkütücü bir ifadedir ya?

Kelepçeyi yıkamayı, dondurmayı, birilerinin ayak bileğine takmayı, devasal çift yüzüğü gibi hayal etmeyi, boynunuza takmayı çalışmayı, evcil hayvanınıza takmaya çalışmayı denemeyin. Bunlar hiç hoş şeyler değil. *cık cık* (╬—⋏ —)ノ

Kai'ye soracaktım zaten kelepçe dondurması yapalım mı diye. Olmadı Monggu'yu getirsin, onda deneriz. O da olmazsa boynumuza takarız zaten.

Biz yıkamayın dedik ama yıkamak isterseniz aşağıda yıkarken yapılması gerekenler yer almaktadır.~ Unutmayın; hala tavsiye etmiyoruz!

Buna yorum yok zaten. Aşağıda bir suya tutmak için değil, çamaşır makinesine koyup yıkamak için bilgiler vardı. İnsanlarımız, yani, şaşırtıcı.

Az kalsın unutuyorduk! Fark ettiyseniz anahtar yok. Bu yüzden istediğiniz zaman değil, kilit biz istediğimiz zaman otomatikman açılacaktır. ^^~

En önemli bilgi bu ve siz bunu unutuyor muydunuz yani? İnanmam mı lazım? Hem anahtar olsaydı kesinlikle çok daha iyi olurdu!

Öyleyse artık kelepçe konusunda bilinçlendiniz! Tebrikler! Artık bileğinize takıp etrafta dolaşabilirsiniz! Hehe~~ (¬‿¬)

Evet, kelepçeler hakkında CİDDEN çok bilinçlendim. Her şeyi anladımda o sondaki ifade... Kötü şeyler mi düşünmem lazım?

Her neyse, yukarıdakiler önemli bilgiler. O yüzden yayalım.

İç çektim ve bileğimize takılı kelepçeye baktım. Kai ile kelepçelenmiş olmam ve insanların bize "Ne yapıyor bunlar?" bakışları atması tek gram umrumda değildi. Normal şeyler bunlar. Her gün yaşadığım şeyler. Kore'deki en ünlü idollerden biriyle her gün birbirimize kelepçe takarız falan. Sokakta yürürüz. Hep yaparım ki bunları.

Yeşil ışık yandığında karşıdan karşıya geçtik. İnsanlar yanımızdan geçerken bize şöyle bir bakıp geçiyordu. Kelepçeler yüzünden hızlı hareket de edemiyorduk. Biz karşıya geçtiğimizde ışık kırmızı olmuştu.

"Ne yapıyoruz?" diye sordum. Boş yere yürümektense yürümemek daha mantıklıydı.

"Bilmiyorum." Kelepçe takılı olmayan elini cebine soktu. "Yemek falan mı yesek acaba?"

Reddetmek istiyordum ancak yemek yemek yürümekten daha iyi olabilecek gibi geliyordu. Omuzlarım çöktü ve aç midemle birlikte başımı salladım. "Olur."

Kai'nin gözleri parladı. Sırf Kai yüzünden program yemek programına dönüşüyordu. Çocukta gördüğüm mide başka kimsede yoktu. Belki bir ara Guinness Dünya Rekorları'na başvuru yapabilirdi. Önüne tavuk koysunlar tavuk çiftliğini yer, o derece.

"Nereye gidelim?" diye sordu. Yüzünde o gülümseme vardı işte.

"Ben de merak ediyorum, neresi acaba?" diye mırıldandım.

Aşk OyunuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin