Ellerimle oynamayı kesip odaya göz gezdirdim. Yok yani, hayırdır? Bunlar yurtta yaşamıyor muydu? Bu ev nereden çıktı?
Beni zor duruma düşürmeye bayılıyorsun. Kabul et Kai.
"Ee?" dedim merakla. Boş boş oturacak mıydık?
"Oyun oynamaya ne dersin?" diye sordu.
Oyunda oyun oynamak. Garip.
"Hayır. Ben o hataya bir kez düştüm." Kaşlarımı çattım. Kai'nin kazanacağını ikimiz de biliyorduk.
Beni hiç takmamış olacak ki odadan çıktı. Ne yaptığını merak ederken elindeki oyun kutusunu fark ettim. Yere oturdu ve kutuyu açıp içindekileri boşalttı.
"Ya! Boşaltma şunları yere!" bağırdım ona ve koltuktan kalkıp yere oturdum.
Oflaya oflaya paraları dizerken gözüme düşen saç tutamını üfleyerek uzaklaştırdım. Kai'ye ölümcül birkaç bakış yolladım ancak o bana bakmıyordu. Paraları dizmekle meşguldü. Bazen parayı almak için uzandığımızda elimiz birbirinin yanından geçiyordu. Bu da kızarmama neden olan bir etkendi.
Bugün bu birbirimizin evine gitme olayı kesinlikle bitecekti. Bir yolunu bulacaktım. Erkenden kurtulacaktım bundan.
Ben hayal dünyamda Kai'yi milyon defa öldürürken -bir yandan da paraları dizerken- kapı çalınca ikimiz de şaşkın şaşkın bakındık.
"Birini daha mı davet ettin?"
"Hayır," dedi ve gözlerinde soru işaretleriyle ayağa kalkıp kapıyı açtı.
Buradan kimin geldiğini göremiyordum ancak Kai bir şeyler mırıldandı ve elinde bir adet pizzayla geri döndü.
"Pizza mı sipariş ettin?" Resmen çığlık attım. Çocuğun elindeki pizzayı kaptım ancak üzerindeki nota gözüm kaydı. Sesli bir şekilde okudum.
"Fazladan bir kişiyi daha kabul ediyor musunuz? Burası gerçekten çok sıkıcı (ㅡ ㅡ)' -Chanyeol."
Chanyeol'ün kim olduğu hakkında en ufak bir fikrim olmamasına rağmen şimdiden gözümde bir numara olduğunu söyleyebilirdim. Pizza yollayan bir insan kötü olamazdı.
Omuz silktim ve pizzadan bir dilime uzandım. Kai o dilimden başka bir pizza dilimi yokmuş gibi uzandığım pizza dilimini aldı. Kaşlarımı çattım.
Önünüzdeki pizzayı çalan bir insan kesinlikle kötü olurdu.
Kai telefonunu kurcaladı. Tahmin ettiğim kadarıyla Chanyeol'e gelemeyeceğini söylüyordu. Gelse ne olurdu Kai? Senin açını bilmem ancak benim açımdan gayet iyi olurdu!
Alev alan kız Kim Hana olarak tarihe geçmeyeyim yeter.
Oyundaki paraları ve kartları dizdik. Piyonlarımızı seçip başlangıca koyduk. Tam çarkı çevirecekken yeniden kapı çaldı. Bunun üzerine Kai homurdana homurdana kapıyı açmaya gitti. Bu sefer onun yanında gittim.
Kapıyı çalan kişi bize iki içecek verdi. Bana denk gelen içeceğin üzerinde not vardı.
"Gelsem olmuyor mu? ㅠㅠ Hayranlarına böyle yapamazsın Kai! -Chanyeol."
Jongin gülerek "Kusacağım şimdi." dedi ve kapıyı kapattı. Beni de içeri itekledi.
Kusacağını söylemesine rağmen bir insan nasıl bu kadar güzel gülümseyebilirdi ki çocuk? Dünyaya aykırısın sen Kai.
Fazlasıyla yumuşak olan halıya yeniden oturdum. "İlk kim başlıyor?"
"Sen başla."
Çarkı çevirdim ve bu şekilde oyun başlamış oldu. Monopoly tarzında bir oyundu, hatta belki Monopoly'ydi. Ev alıyorduk ve evimin olduğu haneye gelirse ondan para alıyordum. Asıl sorun ise hep onun evinin olduğu hanelere denk gelmemdi! En sonunda ona son paramı uzatırken yüzüm asıktı.
Kaybetmiştim.
Yine.
Şans gerektiren bir oyunda bile çuvallamıştım.
Kollarımı havaya kaldırarak esnettim. Sahi saat kaç olmuştu? Gözüm duvar saatine takıldı.
"Ben gitsem daha iyi olacak." dedim yüzümde sahte bir gülümsemeyle. Gitmek istemiyordum ancak burada da uyuyamazdım.
O da saate baktı. "Peki. Seni geçireyim." dedi ayağa kalkarken.
Peşine takıldım ve evinden çıkarken ona el salladım. Yüzümde şeytani bir gülümsemeyle evime doğru yürüyordum. Bugün bu görev bitecekti!
Bir taksiye bindim ve amcanın bana aynadan dik dik bakmasını izledim. En sonunda o meşhur soruyu sordu.
"Sen şu Aşk Oyunu'ndaki kız değil misin?"
Olmadığımı söylemek isterdim ancak "Öyleyim." dedim.
Başka bir soru sormadığına mutluydum ve evime vardığımızda parasını ödeyip evime çıktım. Telefonumu açıp Kai'ye bir mesaj yolladım.
Bize gelmen mümkün mü? Korkuyorumda. ㅠㅡㅠ Elektrikler kesildi.
Tabii ki de elektrikler kesilmemişti. Tek istediğim bu görevin bitmesiydi. Evi o gelmeden hızlıca toparladım. Kapı çaldığı sırada yastıkları düzeltiyordum. Üstümü başımı düzeltip kapıyı açtım.
"Elektriklerin gittiğini sanıyordum?"
"Ah, daha demin geri geldi." Yana çekilerek içeri girmesini işaret ettim.
Bana bakıyordu ancak hiçbir şey demiyordu.
Koltuğuma oturdu. Koltuğuma! Kai odayı incelerken yiyecek içecek bir şeyler getirdim.
Gece daha yeni başlıyordu.
XXX
Tm fesatlaşmayın. :D