Hermione
"CESET VAR ! TUVALETTE BİR CESET VAR !"
Herkes bağıran kişiye baktı. Draco'yu.
Herkes telaş içinde bağırşıyordu. Öğretmenler gözleri kızarmış Draco'nun etrafında toplandı. Draco o kadar yüksek sesle anlatıyordu ki hepimiz duyabiliyordu. Hufflepuff bina başkanı Hannah öldürülmüştü.
"Ben gittiğimde kanlar vardı. Korktum. Asamı kavradım. Kanı takip edince Hannah'ı orada yatarken gördüm. Karnı deşilmişti." dedi.
Hufflepuff'daki çocukların bazıları ağlamıştı ama diğer binalar kendi paçalarını kurtarmak derdindeydi. Slytherin'lerin çığlıklar attığını ve "Ya bizi de öldürürlerse ?" dediklerini duyabiliyordum.Ben de korkuyorudum. "Harry, ne yapacağız ?" diye sordum. Ron "Ne mi yapacağız ? Yatakhanemizde oturup bekleyeceğiz o kadar. Harry, ben bu olayı başkaları araştırsın istiyorum. Anlıyor musun ?" dedi.
"Böyle hiçbir şey yapmadan oturamayız. Okulda bir kız öldürüldü Harry !" diye bağırdım Harry' e. Harry hala birşey demiyor ve düşünüyordu. Biz de Ron ile dalaştık. Bir an öfledim ve arkamı döndüm. Draco ile göz göze geldim. Gözlerinde hem korku hem de nefret vardı. Onu boşverip önüme döndüm. Harry en sonunda ağzını açtı ve "İyi de biri Hannah'ı neden öldürmek istesin ki? Kimsenin onun varlığından bile haberi yoktu. Sessizdi ve Hufflepuff'ların dediğine göre akıllıymış da." dedi. Gerçekten düşündürücüydü.
"Belki düşmanı vardır Harry." dedim.
"İyi de Hermione, anlamıyorsun. Hannah gibi biri nasıl düşman edinebilir ki ?" diye sordu. Hannah'ı tam olarak tanımıyordum. Bazen derslerde görüyordum o kadar. Gerçekten sessizdi. Çok arkadaşı olduğunu da sanmıyorum. Böyle bir nasıl düşman edinebilirdi ki ? "Bilemiyorum Harry." dedim.
Draco yanımıza geldi. "Ne istiyorsun sersem ?" diye sordu Ron. Draco suratını ekşitti. Ron'a cevap vermeye bile tenezzül etmeden kulağıma doğru eğildi.
"Hemen benimle Başkanlar Binası'na geliyorsun Hermione." dedi. Başımla onayladım.
"Çocuklar benim işim var." dedim. Ron bileğimi tuttu "Ne işin var Herm ?" diye sordu.
"McGonagall bina başkanlarını istiyor." diye salladım. Sonra kalkıp Draco ile birlikte Başkanlar Binası'na girdik. Draco kendini koltuğa attı. "Hermione biz ne yapacağız !?" diye bağırdı.
"Ne oldu Draco ?" dedim ve yanına oturdum. Draco üzerindeki süveteri çıkarıp fırlattı. Ayağa kalktı. Odayı arşınlarken hiç duymadığım küfürleri ediyordu. Sonunda durdu ve bana döndü.
"McGonagall bizden bu olayı araştırmamızı istiyor Hermione." dedi.
"Bu iyi birşey Draco. Luna da olacak mı ?"
"Evet Luna da olacak ama Hermione, bu iyi birşey değil. Bu hiç de iyi birşey değil ! Belki katilin bina başkanlarıyla zoru var ? Belki sıradaki bizizdir ? Belki biz gece yarısı katili ararken o hep peşimizdedir ve gelip bizi öldürür ? Bunları hiç düşünmüyor musun Hermione ?"
Bu açıdan hiç düşünmemiştim. "Haklısın Draco ama katilin aramızda dolaşmasına izin veremezler."
"Neden bizden istiyorlar bu görevi ha? Neden ? Hogwarts en güvenli okul. HAH ! Öğrenciler ölürken McGonagall'ın yaptığı tek şey bize emirler yağdırmak." dedi ve sonunda kendini koluğa attı.
"Keşke hiç başkan seçilmeseydim." dedi. Ona sarıldım. "Benim bir planım var Draco." dedim. Kızarmış gözleriyle bana baktı. Sinirden ağlamak üzereydi. Onu hiç bu şekilde görmemiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dramione~
FanfictionDraco ve Hermione yıllardır birbirlerine düşmanlardı. Ne olduysa bu son yıl olmuştu. Birbirlerini artık düşman olarak görmüyorlardı. Her şey onlar için daha farklıydı artık. Çevrelerindeki insanlar onların bu durumuna ne diyecekti ? Şüphesiz hepsi...