Dramione~

Dramione // 33

Draco  

Elimi Hermione'nin beline atmıştım. Birden utandım ve hızla elimi çektim. Eğer bunu görseydi bana kesin kızardı. Sonra birden fark ettim ki onun eli de benim göğüsümün üzerindeydi. Gülümsedim. Saate baktım. Gece yarısıydı. Kafamı yastığa gömdüm. Uyumaya çalıştım ama uyku tutmadı.

Hermione. Onu izledim.Çok masumdu. Çok tatlıydı. Elimi onun saçlarının arasında gezdirdim. Parfümünün kokusu her yere sinmişti. Biraz düşündüm. Eskileri. Ona hep bulanık derdim. Onunla hep dalga geçerdim. Herkesin içinde aşağılardım. Bunu babamın zoruyla yaptığımı bilseydi kim bilir neler değişirdi o zaman. Daha birinci sınıftayken bile ondan hoşlanırdım. Bunu hiç belli etmemek zorunda kaldım. Lanet olsun. Bu yüzden o yıllarca benden nefret etmişti. Sonunda duygularımı bastırmıştım ve onu sevmiyordum -yani onu sevmediğimi sanıyordum. Sonra birden yakınlaşmıştık. Ve yine onu sevdiğimi anladım. Eskiden olsa onunla yatmak için herşeyimi verirdim. Şimdi ise bu o kadar kolay oluyordu ki. Kendi kendime güldüm. Ona baktım. Elimi beline koydum ve onu biraz daha kendime yaklaştırdım. 'Böyle daha iyi' diye mırıldandım. Sonra gözlerimi kapatıp uydum.

Odanın kapısı birden açıldı. Uyku sersemi halimizle Hermione'de ben de yerimizden fırladık. Kapıdan içeri Owen girdi. Ben daha asamı bile elime alamadan o aldı ve Hermione'ye de aynısını yaptı. Sonra bizim asalarımızı cebine indirdi ve kendi asasını bize doğrulttu. Daha çok beni hedef alıyordu. 

"Claudwell, sen ne yaptığını sanıyorsun ?" diyebildim. Asayı boğazıma dayadı. "Hemen bu odadan çıkıyorsun Malfoy." dedi. Tam Hermione ona bir hamle yapacaktı ki asasını hemen ona çevirdi. "Sen de sakın kıpırdama 'Mionem."  dedi. Ben bile ona 'Mionem demezken bu it nasıl derdi ? 

"Ona öyle diyemezsin pislik !" diye bağırdım. Bana baktı. "Dersem ne yaparsın Malfoy ? Onunla yatsam ne yaparsın ? Öpüşsem ha ? HİÇBİR ŞEY ! Senin burada olmaman gerekir. Eğer seni McGonagall'a söylersem büyük ceza alırsın." dedi. 

"Onu tehdit etmeyi kes Owen ! Sana bir şey yapmadı o." dedi Hermione. Owen sırıttı. "Ciddi misin 'Mione ? Senin sözüne uyacağımı mı sandın ? Bu Malfoy züppesi buradan gidecek o kadar !" diye bağırdı. Hermione de karşılık verdi "BURASI BENİM ODAM SERSEM ! KARIŞAMAZSIN !" diye bağırdı. Owen birşey diyemedi. Biraz mırıldandı. 

"Şimdi çık git odamdan Owen. HEMEN !" diye bağırdı. Owen bana tiksinerek baktı. Sonra cebine uzandı. Ne yapmaya çalışıyordu ki ? Biraz geri gitti. Biraz daha. 

"Sen ne yapmaya çalışıyorsun Claudwell ?" diye sordum. Sırıttı. "Hayatınızı mahvedeceğim." dedi. Ve biz gözümüzü açıp kapayıncaya kadar cebinden bir fotoğraf makinesi çıkarıp Hermione ile beni çekti. 

Hermione kafasını salladı ve gözlerini kocaman açtı. "Hayır.. Hayır Owen bunu yapma. Lütfen bunu yama Owen..." dedi. Hızla ayağa kalktı ama Owen asasını ona doğrultup sersemletme büyüsü yaptı. Hermione sertçe duvara çarptı. "AHH !" diye bağırdı. Hemen kalkıp onun yanına gittim. "Herm, iyi misin Herm ?" 

"Size iyi şanslar." dedi ve asalarımızı yatağa fırlatıp odadan çıktı. Hermione sayıklıyordu. "Owen bizi çekti Draco.. Bittik biz, mahvolduk." dedi. Gözünden yaşlar aktı. Onu teselli etmeye çalıştım.

"Hayır Hermione. Owen o kadar pislik olamaz. Olabilir belki ama bunu yapmaya cesaret edemez. Bizim arkamız güçlü. Sadece tehdit ediyor." dedim ama içten içe ben de fotoğrafı birilerine göstermesinden korkuyordum.

"Anlamıyorum Draco.. Sen akşam kapıya büyü yapmamış mıydın ?" dedi ve suratıma baktı. Gözleri dolmuştu ve kızarmıştı. "Yapmıştım." dedim sonra onu yavaşça kaldırdım ve yatağa yatırdım. Kapının yanına gittim. Büyüden eser yoktu. "Sanırım Owen büyüyü bozmuş."