Hermione
"Hermione ?"
"Ne var Draco ?"
"Bana kızmadın di mi ?" diye sordu. Cevap vermedim. Bana yaklaştı. İyice sokuldu. Elimdeki kitabı kapattım. "Kızdım." dedim.
"Benim suçum değildi. O Weasley sersemi yüzünden oluyor herşey. Farkında değil misin ?"
"Farkındayım ama.."
"Ama ne Hermione ?" dedi ve yüzümü ellerinin arasına aldı. Çok yakındık yine.Ne kadar sinirli olsam da bu beni mutlu ediyordu.Ama belli etmedim. "Ben Obliviate yapmaktan bıktım." dedim bir anda.Şaşırdı.
"Ciddi misin ?"
"Evet. Saklanarak devam edeceksek hiç devam etmesin." dedim. Biraz uzaklaştı. "Deneyebiliriz." diye mırıldandı. "Tamam." dedim. Sonra kitabımı açtım ve okumaya devam ettim. Beni biraz izledi. En sonunda dayanamamış olacak ki sordu "Ne okuyorsun ?"
"Ozan Beedle'ın Hikayeleri."
"Bebek masalları mı okuyorsun Granger ?"
"Evet." dedim sadece. Uğraşasım gelmedi. Kızgın ve umursamaz gibi görünmeye çalıştım. Ama mutluydum. O yanımdayken mutluydum.
"Şu Weasley'i ne yapacağız? Sana asılıyor."
"Onu umursamayalım. Ne dersin ?" dedim. Sırıttı. Ama mutlu değildi. "Umursamayalım. Ne kadar da kolay." dedi.
"Birşey mi ima ediyorsun Draco ?"
"Evet. Evet birşey ima ediyorum Granger. Ben seninle beraber olmak istedikçe o bitch* hep sana asılıyor. Sen de onu kovmuyorsun. Zevk alıyorsun." dedi.
"Draco öyle birşey olmadığını biliyor.."
"Sen beni sersem falan mı sandın ? İkimiz arasında kaldığın çok belli !"
"Hayır Draco.." dedim. İşler tersine döndü. Şimdi o kızgındı, ben mahcuptum. Sinir bozucu bir durum.
"Sus." dedi ve yanımdan uzaklaştı. "Draco !" diye arkasından seslensem de dönmedi.
Draco
Onu öpmek istiyorum ama aklıma geçen sefer Weasley ile öpüşmesi geliyor. Weasley. Neden onu öldürmeme izin vermiyor ?
Sinirim bozuk bir şekilde tuvalete gittim. Tek huzur bulduğum yer orası.
Tuvalet. Huzur. Pislik insanlara son. Huzurun gelebileceği en son nokta bu olsa gerek.
Kapıları kilitledim. Yüzümü yıkadım. Duvarın kenarına yere çöktüm. Güzel şeyler düşünmek istiyordum ama aklıma Weasley geliyor. En sonunda dayanamadım ve sağa sola büyüler sallamaya başladım. Üç musluk patlattıktan sonra sinirle tuvaletten çıktım. Sonra durdum.
"Acaba Hermione'ye çok mu kötü davrandım ? Beni affeder mi ?" dedim. Bunu sesli söylediğimi bile fark etmemiştim. Ve buralarda insanlar dolaşabileceği ihtimalini de unutmuştum. Aklıma tüküreyim.
"Neden Hermione'nin seni affetmesini istiyorsun? Senin onu umursamadığını sanırdım. Ama yanılmışda olabilirim. Bu arada seni derin düşüncelerinden böldüğüm için de özür dilerim." dedi Rawenclaw'dan Luna. Luna Lovegood. Garip kız. Garip ve ilgi çekici.
"Sen beni mi izliyorsun Lovegood ?"
"Hayır ama sadece Rawenclaw binasına yakın olan bu koridorları kullanıyordum. Sonra istemsizce sözüne kulak kabarttım."
"Çok tuhafsın." dedim.
"Bunu bir iltifat olarak alıyorum Bay Malfoy." dedi. Çok sakin ve yumuşak bir sesle söyledi. Sanırım ona güvenebilirdim.
"Her neyse. Ihımm... Yani evet duyduğun doğru. Biz Hermione ile birlikte gibiyiz." dedim sırtımı dikleştirerek. Ki şu an kalbim inanılmaz derecede atıyordu. Ama yanlış anlaşılmasın, utançtan.
"Hm. Sizin adınıza sevindim. Zıt kutupların birbirini çektiğini söylerler. Doğruymuş meğer."
"Evet.. Neyse görüşürüz dedim ve
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dramione~
FanfictionDraco ve Hermione yıllardır birbirlerine düşmanlardı. Ne olduysa bu son yıl olmuştu. Birbirlerini artık düşman olarak görmüyorlardı. Her şey onlar için daha farklıydı artık. Çevrelerindeki insanlar onların bu durumuna ne diyecekti ? Şüphesiz hepsi...