Üç gün sonra / Draco
İyileşmiştim. Ve o lanet olası Weasley de iyileşmişti. Neden gebermedi ki ? Her neyse. Bugün balo var. Benim bir eşim yok. Harika.
Annemin gönderdiği takım elbiseyi giydim. Saçımı taradım. Hazırdım. Ne için ? Dans pistinde tek başıma dikilmek için. Umarım çok sıkıcı geçmez.
Hermione
Diğer kızlar gibi çok heyecanlı olmam gerekirdi. Sorun şu ki, heyecandan eser yok. Partnerim yok. Orada Draco'nun Pansy ile nasıl dans ettiğini izleyeceğim. Gerçi bana onunla gitmeyeceğini söylemişti ama..
Harry Ginny ile gidiyor. Ron ise Lavender Brown ile gidecek. Lavender. O kızda ne buluyor acaba? Gerçekten çok çirkin ve devamlı Ron'un yanına gidip ona Ron-won diyor. İğrenç. Gerçi Ron'u da pek mutlu görmüyorum. Daha çok dansa eşi olmadan gitmeyi gururuna yedirememiş gibi.
Neyse. Üzerime pembe bir elbise giydim ve saçımı öylesine topladım. Sonra Ginny ile balo salonuna indik. Ginny, Harry'i görür görmez hemen yanına gitti ve ben yalnız kaldım. İçeceklerin olduğu tezgaha gittim. Kendime bir içecek seçtim. Tam alacaktım ki başka bir el benim istediğim bardağa uzandı. Kafamı kaldırıp baktım. Malfoy bana sırıtıyordu.
"Ah.. Malfoy."
"Granger." dedi ve sırıttı "Bunu söylediğime pişmanım ama çok güzel görünüyorsun." Vay canına bunu Malfoy mu söyledi ?
"Teşekkür ederim. Sen de.. Imm. Yakışıklısın sanırım."
"Sanırım mı ? Yapma Granger ben harikayım." dedi sırıttı. Güldüm. "Tabi.."
"Eee Ron nerede ?" diye sordu.
"Sana söyledim onunla gelmeyecektim. O Lavender ile birlikte."
"O kız mı ? Iğğkk. Weasley çok şey kaçırıyor."
"Ciddi misin sen ?"
"Tabi bulanık." dedi. Güldüm. "Senin Pansy Parkinson orada bekliyor." dedim. Draco ona döndü. Kız beklemekten vazgeçti ve Draco'nun yanına geldi.
"Dracocumm. Bu bulanıkla ne yapıyorun sen ? Seni bekliyorum. Ne zaman beni dansa kaldıracak ve bir centilmen gibi davranacaksın ?"
"Pansy, gidip kafanı panç kasesine soksana." dedi. Güldüm. Pansy ise. Gülmüyordu. Hiç gülmüyordu.
"Beni bir Gryffindor'a tercih mi ediyorsun sen canım ?"
"Hayır. Sadece senin yapmacıklığın midemi bulandırıyor. Defolup gidersen daha mutlu olurum."
"Öyle olsun Dracom. Bir gün benim olacaksın." dedi Pansy ve arkasını döndü.
"Bunu rüyanda bile göremezsin Parkinson sersemi !" Güldüm. Çok güldüm. Gerçekten çok güldüm.
"Neye gülüyorsun sen ?" dedi Draco. Ben daha çok güldüm. Sonunda o da gülmeye başladı.
Draco
Bunu yapmalıydım. Bütün cesaretimi topladım ve önünde eğildim "Bu dansı bana lütfeder misin Granger ?" dedim. Birsürü kişinin bize baktığını gördüm. Canınız cehenneme.
Hermione güldü. "Tabi." dedi. Onu alıp piste götürdüm ve dans ettik. Herkesten farklı olarak serbestçe dans ettik. Buna öğretmenlerin bile şaşırdığına eminim.
Bir saat kadar sonra
Dostum. Bu kıza bayılıyorum. Gerçekten çok güzel, çok akıllı. Ve çok tatlı. Gerektiğinde cesur ve ciddi. Demiş miydim, onu çok seviyorum.
En sonunda ikimiz de yorulmuştuk. "Bahçeye çıkmaya ne dersin ? Hava alırız." dedi Granger.
"Olur." dedim beraber salondan ayrıldık.Bahçeye çıktık. Her zamanki yere. Oturduk. Her zamankinden daha yakındık.
"Çok eğlendim." dedi
"Ben de. Bir bulanığın bu kadar iyi dans edebileceğini sanmıyordum." dediğimde hiç alınmadı sanırım.
"Tabi, ne sandın." dedi ve güldü. Birbirimize baktık. Aslında kimse yoktu. Çok yakındık. Öpüşsek hiçbir sorun olmazdı. Denesem, ona yaklaşsam ne olurdu sanki ? İter miydi ? Yoksa bir anda biri gelir miydi ?
Kimsenin gelmemesini umarak onu öptüm. Sonunda. Önce birşey demedi. Baktı sadece. Sonra o da öptü işte. Tam istediğim şey. Sanırım bu hayatımın en güzel gecesi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dramione~
FanfictionDraco ve Hermione yıllardır birbirlerine düşmanlardı. Ne olduysa bu son yıl olmuştu. Birbirlerini artık düşman olarak görmüyorlardı. Her şey onlar için daha farklıydı artık. Çevrelerindeki insanlar onların bu durumuna ne diyecekti ? Şüphesiz hepsi...