Draco
Onu sevmediğim halde onu seviyordum. Sanırım. Çok güzeldi. Çok zekiydi. Benim gibi bir Ölüm Yiyen'e layık değildi.O iyi birini hak ediyordu.Bunları düşünerek eve girdim.
"Hoşgeldin Draco."
"Merhaba baba." dedim ve hemen odama geçtim. Hiç onunla konuşmak istemiyordum. Sadece Granger'ı düşünecektim. Neden bilmiyorum. Aklımdan çıkmıyordu. Gözlerimin içine nasıl da bakmıştı ama... Çok güzeldi. Ama ona layık değildim. Değildim. Saftı, temizdi.Ben kirliydim. Babam Lucius yüzünden kendi ellerimle birsürü insan öldürdüm. Bu bana gerçekten acı çektiriyor.Maalesef benim kaderim böyle. Katil. Cani. Pislik. Zengin ve züppe. İnsanlar benim kalpsiz olduğumu düşünüyor. Öyleyim sanırım. Ama Granger öyle değil.. Granger en ideal insan. Onun kadar harika biri daha yok.
Bunları neden düşünmeye başladım bilemiyorum.Yıllardır ona bulanık dedim, onunla dalga geçtim. Şimdi ise ona layık olmadığımı, ondan ne kadar hoşlandığımı düşünüyordum. Yarın Hogwarts'da onu görecektim. Onunla konuşabilirdim belki de. Onu sinir ederdim. Sinirlenince bile çok güzel görünüyor...
Hermione
Gözleri gerçekten çok güzeldi. Saçlarını bazen savuruyordu ve o zaman çok tatlı görünüyordu. Belki de iyi biriydi.. Bilemiyorum. Yarın onu Hogwarts'da görecektim. Kesinlikle onun o saçını savurmasına tekrar bakacaktım. Tekrar o yakışıklılığını görecektim.Düşmanım olabilirdi, evet, ama bu onun yakışıklı olmasına engel değil. Tamam iyice zırvalamaya başladın Hermione. Yakışıklı değil o. O Draco Malfoy. Kalpsiz bir Ölüm Yiyen. Sevsen bile o seni sevmeyecek. Bu kadar Draco düşündüğün yeter Hermione. Şimdi yat ve uyu.
*****
Kalktım. Valizimi hazırladım. Saate baktım. Harry ve Ron'un gelmesine daha on dakika vardı. Hemen giyindim. Sonra yemek yedim. Tam masadan kalktığımda kapı çaldı. Koşup açtım.
"Harry ! Ron ! Sizi çok özledim çocuklar." dedim ve ikisine de sarıldım.
"Biz de seni çok özledik Hermione." dedi Harry.
"Hazırsan gidelim Hermione." dedi Ron.
Hemen içeriden valizimi aldım. Hogwarts'a ışınlandık. Çok mutluydum. Etrafıma bakındım ve mutluluğum sona erdi. Malfoy. Pansy ve diğer Slytherin'ler etrafını sarmıştı. Pansy. Yapmacık Pansy. Zengin Pansy. Slytherin Pensy. Draco'nun biricik Pansy'si. KISKANMIYORUM.
"Hey Hermione. Neden suratın asıldı ?"dedi Ron. Ona döndüm. Gülümsedim. "Sizin yanınızdayken asla suratım asılmaz Ron." dedim ve ona sarıldım. Gülüştük. Harry, "Hadi valizlerini bırakalım. Sonra zaten ortak salona gideceğiz." dedi. Beraber Gryffindor yatakhanelerine gittik. Harry ve Ron'dan ayrılıp kızlar yatakhanesine girdim. Valizimi yatağımın altına ittim. Sonra biri gözlerimi kapadı.
"Bil bakalım ben kimim ?"
"Bilmem. Kimsin ?" dedim. Ellerini çekti. "Aşk olsun tanımadın mı sesimi ?" dedi Ginny gülerek.
"Ah Ginny! Seni çok özledim. Nasıl tanımadım bilemiyorum." dedim. Gülüşüp sarıldık. Oturup biraz sohbet ettik. Ginny, "Hadi. Ron ve Harry bizi bekliyordur." dedi. Beraber Ortak salona indik. Hemen Harry ve Ron'un yanına geçtik.
"Nerede kaldınız kızlar ?" diye sordu Harry.
"Konuştuk. Zamanın nasıl geçtiğini anlayamamışız." dedi Ginny.
"Dumbledore da şu saçma konuşmayı yapmak üzere." dedi Ron.
Beraber konuşmaya başladık.
Draco
Şu lanet olası Ron neden hep Hermione'ye asılıyor ? O benim. Ron'un değil. Ah ne diyorum ben ? Hermione tabi ki onu sevecek. Yıllardır arkadaşlar ve kesin birbiirlerine birşeyler hissediyorlardır. Malfoy mu Weasley mi ? Tabi ki Weasley. Neden birbirlereimne sarıldılar ki ?
"Dracomm çok dalgınsın ne oldu ?"
"Birşey yok Pansy."
"Hm pekala canım."
Üff bana 'Dracomm, canım,bitanem..' demesinden nefret ediyorum. Gitsin başkasına asılsın. Pislik.
Harry ve Ginny birbirlerine dayanmışlardı. Gülüşüyorlardı. Canları cehenneme. Hermione ile Ron da gülüşüyorlardı. Dayanamadım. Ona Crucio büyüsü yapmamak için kendimji zor tutuyordum. Elimdeki yemek çatalını sertçe masaya sapladım. Yanımdakiler bana bakıyordu. Şu konuşma hemen bitse ne iyi olurdu. Vıdı vıdı bi susmadı. En sonunda herkes alkışladı ve yemekler yenmeye başlandı. Ben birkaç lokma birşeyler yedim. Ayağa kalktım. "Nereye gidiyorsun bitanem ?" dedi Pansy. Tanrım bu kız kendini ne sanıyordu ? "Seni ilgilendirmiyor Pansy." dedim ve kalktım. Tam o sırada Granger'da kalktı. Koridorlara doğru gidiyordu. Hemen onu takip ettim. Öylece koridorda yürüyordu. Arada dönüp arkasına bakıyordu. Ama ben saklanarak onu takip ettiğimden beni fark etmiyordu. En sonunda bahçeye çıktı. Onunkla birlikte ben de çıktım ama artık saklanacvak yer yoktu. Hermione arkasını döndü.
"Sen burada ne arıyorsun Malfoy ?"
"Hey, Hogwarts'daki bahçeler sadece senin mi ? Çok aç gözlüsün Granger."
"Ahh. Neden geldin buraya ?"
"Hava almaya çıktım. Olamaz mı ?"
"Pekala ben de başka yere giderim."
"Gerek yok. Ben sıkıldım zaten sen kal." dediğimde gözlerimin içine çok tuhaf baktı.
Hermione
Draco bana iyi davranmaya başladı. Çok tuhaf.. Ve çok da hoş. Gri gözleri soğuk bakmıyordu. Sıcaktı. O gözlere saatlerce bakabilirdim. Sonra birden asasını çıkarıp bana doğrulttu. Merlin'in sakalı,ne düşünüyordum ki ? Beni öldürecek. Hızlıca elimem asamı aldım. Ben de ona doğrulttum. Bana bir tılsm yaptı.
"Hava soğuk. Üşüme." dedi ve gitti. Tılsıma baktım. Sonra giderken arkasından Malfoy'a baktım. Bana gerçekten iyi davranıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dramione~
FanfictionDraco ve Hermione yıllardır birbirlerine düşmanlardı. Ne olduysa bu son yıl olmuştu. Birbirlerini artık düşman olarak görmüyorlardı. Her şey onlar için daha farklıydı artık. Çevrelerindeki insanlar onların bu durumuna ne diyecekti ? Şüphesiz hepsi...