"Soniciğimmm bu hediyeyi bana mı aldın!?"
"...Hayır..."
"Ne!? Benden başka kime alabilirsin!? Sen benim sevgilimsin!"
"..."
"Neyse... İçinde heralde değersiz birşey vardır. Acaba bak--"
"Özenle paketlediğim şeyi yırtma lütfen Sally!"
"..."
"Ben dışarı çıkıyorum!"
"..."
"AMYYYY!" diye duyduğum sesle sıcacık yatağımdan aşağı düştüm.
Tek dediğim "Ne oldu? Kafam..." olmuştu.
"Aaa Amy özür dilerim. Düşeceğini düşünmemiştim." dedi Cream en sevli yüzünü takınırak. Onu kıramayacağımı yada kızamayacağımı biliyordu. Gülümseyip "Sorun yok Cream." dedim ve gülümsedim.
"Cream! Hadi Amy kalktıysa aşağı gelin. Hemen kalvaltı yapıp çıkalım!" diye aşağıdan sesler geliyordu. Ben daha Cream'a ne olduğunu soramadan Cream beni merdivenlere doğru çekiştirmeye başlamıştı. "Cream ben kendim yürüyebilirim." dediğimde beni çekiştirmeyi bıraktı. Biraz daha geç söyleseydim herhalde merdivenden yuvarlanırdık.
Kızlar çoktan kalvaltıyı hazırlamıştı. "Bune hız! Hem biraz yavaş yesenize boğazınızda kalacak!" dediysemde dinlemediler.
"Amy tatlım boğulmak için bile zamanımız yok hadi sende hızlı ye!" diye ilk Rouge konuştu.
"Öhhh öğhhh!" diye daha sonradan Blaze'den ses geldin. "Rouge bak gördün mü kızın boğzında kaldı!" dediysemde yine dediklerimi duymadı. Bir yandan ben bir yandan da Cream Blaze'nin sırtına vuruyordu.
"Blaze neden boğuluyorsun! Şimdiden 2 dakika gitti! Şimdi kuaförde de sıra olur. Offf nasıl halledicez!? Blaze boğulmayı kes geç kalıyoruz!" diye söyleniyordu Rouge.
Sonuç olarak Blaze'i boğulmaktan kurtardık ama Rouge kafasına çekici (Piko Piko Hammer) yedi.
"Blaze neden alışverişe gidiyoruz acaba?"
"Elbise almamız lazım."
"İyi ama ne için?"
"Sonra söylerim."
"Off" diye diye alışverişe gittim. Yarım saat içerisinde 40 elbise değiştirdim ve en sonunda mavi turkuaz bir elbise alıp çıktım. Ben seçene kadar onlar çoktan elbise seçmişti.
Şimdi ise kuaföre gidecektik. Bir parti veya düğüne gittiğim belliydi ama kimin veya neyin kutladığını daha anlayamamıştım.
"Rouge neden kuaföre gittiğimizi sorabilir miyim?"
"Güzel olman için."
"Ama ne için!?"
"Şittt hadi sus bak geldik. Hadi 1 saat sonra burdan çıkmamız lazım!"
Kuaförde de 1 saat oyalandık. Dışarı çıktığımızda hava kararmak üzereydi. Meydandaki saate baktım. Güneşin batmasına yarım saat vardı.
"Ohhh daha güneş batmamış iyi. Hadi hemen gidelim!" diye Cream'dan hiç beklemediğim bir ses tonunda bu cümleleri duydum. Hemen elimden çekmeye başladı.
10 dakika sonra bir tepenin üstünde 5 katlı gibi duran bir binanın önüne geldik.
Kapıyı açar açmaz "SÜRPRİZZZZ!"
İlk başta ne olduğunu tam anlayamasamda sonradan bugün doğum günüm olduğunu hatırladım. Normalde unutmazdım ama uyanır uyanmaz hemen koşuşturmaya başlayınca aklımdan uçmuş.
Herkese teşekkür edip pastayı kestim. Pasta çileklerden oluşmaktaydı. Her birimiz pasta yedik sonra ise hediye vermeye başladılar. Hediyelerin her biri çok güzeldi. Hediye verme sırası kapşonlu birine gelmişti kim olduğunu pek göremiyordum. Hediyeyi alıp teşekkür ettim. Hediyenin üstünde "Seni unutmadım Amy Rose. Mutlu seneler~" yazıyordu. Hediyeyi açtım bir çerçeve çıktı. Ortasında "Mutlu yıllar Amy~~" yazıyordu. Çerçevenin çok pahalı olduğu ilk görüşte belli oluyordu. Açıkcası herkesin hediye çok pahalı duruyordu. Hediyeler verildikten sonra herkes bir yerlere dağıldı. Bazıları bahçeye,dans pistine bazıları ise yemek sıtandına yöneldi. Ben ise balkona çıkıp güneşin batışını izlemeye başladım. Bir kaç dakika sonra;
"Çok güzel değil mi?" diye bir erkek sesi duydum. Arkamı döndüğümde Shadow yanıma geliyordu. "E-Evet çok güzel." dedim ve izlemeye devam ettim.
Birden Shadow bana dönerek "Ee şey Amy..." demişti. Ne olduğunu anlamadığımdan "Evet?" dedim. O ise arkasında birşey saklıyordu. Birkaç saniye bekledikten sonra elimde çok güzel gözüken Pembe bir Gül çıkardı. "Ne sevip sevmediğini bilmiyordum. Doğum günün olduğunuda sabah öğrendim. Ormanda dolaşırken pembe güllerin bulunduğu bir yer görmüştüm. Oraya gidip en güzel gözüken gülü almaya çalıştım. Tabi diğer hediyelerin yanında bu bir hiç ama..." gülümsedim "Hayır buna bayıldım! Ben hediyelerin pahalı veya ucuz olmasına bakmıyorum. Ve bu gül... O kadar güzel duruyor ki anlatamam. Bunu odamın bir ucuna koyacağım. Belkide çerçevetirim. Her bunu gördüğümde aklıma sen geleceksin. Çok teşekkür ederim." dediğimde biraz kızarmıştım.
Tam o sırada Blaze yanımıza geldi. "Aaa şey bir şeyi bölmüyorum değil mi?" bu cümleyi duyunca baya kıızarmıştım. Shadow'un bana gülümsediğini görünce bende ona gülümsedim biraz olsun rahatlamıştım. Üçümüz birlikte dans pistine geldik. Herkes vals yapmaya başlamıştı. Birden Shadow'dan beklemediğim bir teklif aldım. "Şey... Amy... Benimle dans eder misin?" Birden hiç düşünmeden "Evet!" demiştim ama neden demiştim. Biz ortada diğerleri etrafımızda dans ediyordu. Shadowla dans ederken kendimi çok huzurlu hissediyordum. Belkide en iyi doğum günlerimden biriydi.
Parti gece 12'e kadar sürdü. Sonra ise herkes evlere dağıldı. Ben ise hediyelerle ve Shadow ile birlikte eve döndüm. Shadow yolda bana o gül bahçesini göstereceği için ışınlanmadı. Hava tam yürümelikti zaten.
Geldiğimizde gözlerime inanamadım. Burası gerçekten şahaneydi. Güller ay ışığında çok güzel parlıyordu. 15 daika orda oyalandıktan sonra eve gittik. Eve geldiğimde hemencik eve girdim. Tam Shadow gidiyordu ki kolundan tutup "Bugün için sana çok teşekkür ederim." dedim ve bir anda Shadow'u öptüm. Öptüğümü 5 saniye sonra fark ettim. Oldukça kızarmıştım. Shadow'a döndüm o da biraz kızarmıştı gerçi. "Rica ederim Amy. Mutlu yıllar." dedi ve ışınlanarak gitti. Hemen üstümü çıkardım ve yatağa yatıp uyudum...
Son düzenlenme tarihi: 26.04.2019
780 kelime
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TAMAMLANDI「 BİR GÜL ve KARANLIK BİR ZÜMRÜT 」
Fanfiction"Benim en çok canımı acıtan şeyin ona hala aşık olmam sanırdım. Meğersem yanılmışım. Canımı acıtan şey eski günlerin özlemiymiş..." Başlama tarihi: 2018 Bitiş Tarihi: 11/04/2022