Bölüm 10

338 38 31
                                    

Gözlerimi açtığımda nehir kenerının önündeki bir ağaca yaslanıyor olarak duruyordum.

"Ağlarken uyuya kalmıştım muhtelen."

Gözlerimle Shadow'u bulmaya çalıştım. Nehirin yanındaki bir kayaya oturmuş nehiri izliyordu. Ayağa kalkıp yanına yürüdüm. Yanına geçtiğimde beni fark etmemişti bile. Göz ucuyla yeleğimin olduğu yere baktım. Kanlıydı. Ama en son gördüğümden beri çok kan kaplanmamıştı. Gün batıyordu ve güneşin ışıkları nehre vuruyordu. Sanırım uzun bir süre uyumuştum.

"Düşünüyorum da..."

"Yanına geldiğimi en başından beri fark etmişti."

Ona döndüm. O ise bana değil, gün batımını izlemeye devam ediyordu. Sanki birşeyler demek istiyor ama diyemiyordu.

"Herneyse unut gitsin."

Bana döndü ve acıyla gülümsedi. Ayağa kalktı ve bana sarıldı.

Sanki... Bırakmaktan korkuyor gibiydi.

"Shadow?"

Konuşmuyordu. Neler döndüğünü anlayamıyordum.

"Amy... Uzun bir süre görüşmesek?"

Aklındaki cümleyi sonunda dışarı vurmuştu. Beni bıraktı ve gözlerime baktı. İlk defa gözlerini böyle gördüm.

"Ruhsuz."

Doğru. Bir kere daha böyle bakmıştı herkese. Onun yokluğunda acı çektiği zaman böyle bakmıştı. Peki benim Sally'e aşık olduğunu söyleyen sevgilim ne yapmıştı? Shadow'u hırpalamıştı. Ayrıldığımız için böyle davrandığını düşünmüştüm o zamanlar. Sinirini Shadow'dan çıkardığını. Ama Shadow senin saldırılarına asla karşılık vermemişti. Çünkü o seviyordu. Sevdiği kişiyi kaybettiği için acı çekiyordu. Zarar vermek istemiyordu.

"Asla!"

Bana döndü. Ruhsuz gözlerine bakmanın ne kadar acı olduğunu biliyorum.

"O birşey dedi öyle değil mi?"

"Ne alaka-"

"Shadow berbat bir yalancısın biliyorsun öyle değil mi?"

Biliyordun. Hafif bir tebessüm ettin.

"Onun ne dediğini umrumda değil!"

"Rose ama-"

"Aması yok. Ne yapacak öldürecek mi?"

Gözlerin büyümüştü. Yoksa... Gerçekten böyle bir tehdit mi savurmuştu?

"Shadow... Onun yüzünden onun saçmalıkları yüzünden gitmeni istemiyorum..."

Yüzümü yere eğdim. Gitmeni istemiyordum... Ayrıca onun yüzünden ölmeni de istemiyorum...

Hızlıca bana yürüdü ve sarıldı.

"Rose... Bunca zaman sana "Ames" diyerek canını acıttığımı fark ettim. Oysa bunu diyerek yaralarının sarılacağını düşünmüştüm. Ama yanılmışım."

"Benim yüzümden ondan zarar görmeni istemem. O... Çok değişmiş... Sanki..."

"Bir suçlu gibi mi?" diyerek karşılık verdiğimde kafanı kaldırıp gözlerime baktığımda bir kez daha yanımda olmanın mutluluğunu yaşadım.

"Sorun yok Shadow. Evet asla inkar edemem. Onu çok sevdim. Ve ne kadar inkar etsemde onu seviyorum. Ama yaptığım hata da bu. Kalbimi kıran, enkaza çeviren birini sevmem. Ama... Senin sayende düzeldim. Bu yüzden..."

Sarılmayı bıraktım ve direk olarak gözlerine baktım. "Gitmeni istemiyorum!"

Birden gülümsedin. "Gitmiyorum."

Bir çocuk kadar mutlu olduğumu hissediyordum. Serçe parmağıma sana uzattım.

"Shadow! Asla gitmeyeceğine söz ver. Ne olursa olsun."

Anlamsızca bakarken hafiften kıkırdadım. Serçe parmağını uzattın.

"Anlaştık. Sende ne olursa olsun gitmeyeceksin. Söz mü?"

"Söz"

Çocuk olmayı bu yüzden özlüyor hatta özeniyordum... Yaptığın her anlamsızca şey bir o kadar anlamlıydı.

-------

-SALLY!

Başım dönüyor Sally'nin yanına yürürken saray duvarlarına çarpıyordum. Hışımla kapısını açtığımda aynı gülümsemesini takındı.

+Aşkım! Seni çok özlemişim.

-Kes sesini Sally-

+Anladım!

- Neyi anlıyorsun! Söz vermiştin. Bu ne demek oluyor!? Sally se-

-Oyunbozanlık yapmak yok~

------

-Sally?

+Sonic iyi misin!? Olanları duydum.

-Evet evet iyiyim.

-Ama o... kaçtı. dediğimde meşur gülümsemesini takındı.

+Hiç sorun değil. Kaçmanın cezası olarak onun tüm sevdiklerini öldürürsün. Cezasını ödemiş olur.

-...Shadow...

"Tüm sevdiklerini gözlerinin önünde öldürdükten sonra onu acı çektirerek öldüreceğim."

Yazılma tarihi: 25.11.20

492 Kelime

TAMAMLANDI「 BİR GÜL ve KARANLIK BİR ZÜMRÜT 」Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin