3.Bölüm🌸

2.4K 100 13
                                    

Aynada kendime bakıp saçlarımı taramaya başladım. Düşüncemle koca bir kahkaha atarak yere çömeldim.

Kafamı ellerimin arasına alıp  gözyaşlarım çenemden süzülmesine izin verdim. Büyük ihtimalle bu kız iyi mi diyorsunuz. Hayır iyi değilim hatta o kadar kötüyüm ki..

19 yaşına gelmiş ve halen iyileşemeyen biriyim. Dış görünüşüm nasıl,annemin ve babamın dış görünüşü nasıl,dışarda insanlar bana nasıl bakıyor ve en önemlisi yarın başlayacağım üniversitede ki insanlar bana nasıl bakıcak? Acıyarak mı? Yoksa normal mı? Bunların hiçbirini bilemiyeceğim ve göremeyeceğim..

En son 7 yaşında görebiliyordum. Zaten sonrası... Ayağa kalkıp beyaz bastonu* almadan mutfağa doğru ilerledim. Evi göremesem de çözmüştüm.

Bu yüzden evde beyaz bastonu kullanmayı tercih etmiyordum. Mutfağa girince burnuma gelen kokularla tebessüm ettim. Annem ve babam eminim şuan bana üzülerek bakıyordu..

Sesimi neşeli tutmaya çalışarak " eeee minik kızınıza sarılmak yok mu? Eh ben yaşlandım malum göremiyorum çok fazla"

Her sabah yaptığım espiriyle gülmeye başladık. Babam ve annem içten gülerken ben acıyla gülüyordum. Her ne kadar bu durumu içime gömüp dursam da canım çok yanıyordu.

Anne ve babamın sarılmak için bana doğru geldiğini hissettim ve kollarımı açabildiğim kadar açtım. On dakika kadar anne ve babamla sarılı halde durduk.

Daha sonra annem tarafından masaya itilmemle, masaya yerleşip anneme bakıp gülümsedim. Her ne kadar göremesem de..

Önüme dönüp tabağa dokundum çatalı elime alıp salatalığa batırdım. Kahvaltımı hızla yapıp arkama yasladım.

Aslında bende normal bir insandım. Evet göremeyebilirdim ama bu duruma da alışıyordu insan -ya da alışmak zorundaydı-. Gözlerimi kullanmadan da yemek yiyebiliyordum,kitap okuyabiliyordum,piyano  çalabiliyordum sadece dışarıda zorlanıyordum. Yolda yürümek beni zorlamıyordu beni zorlayan insanların üzerimde ki bakışlarıydı.

Sanki karşılarında uzaylı varmış gibi bakmaları ve bunu hissettirmeleri.. bu his beni üzüyordu.

Evet görmüyordum ama hissediyorum veya duyuyordum her ne kadar bazıları sessiz konuştuklarını sansa da(!) Ayağa kalkıp anne ve babama öpücük kondurup odama çıktım.

Dişlerimi fırçalayıp pijamamı üstümden çıkardım. Annemin benim için sandalyenin üzerine bıraktığı kıyafetleri hızlıca giyinip beyaz bastonu elime aldım. Ayakkabılarımı ayağıma geçirirken "Anne ben çıkıyorum Melis'le okul için bir şeyler alıcaz" diye seslendikten sonra dışarı çıktım.

Eğer dursaydım büyük ihtimalle babam tarafından esir tutulucaktım.

Kaç yaşına gelirsem geleyim bebek gibi görüyordu beni. Biraz ilerleyip evin bahçesinde dikildim. Boynuma sarılan ellerle irkildim daha sonra bunun deli Melis olduğunu anlamam uzun sürmedi.

Arkamı dönüp sarılışına karşılık verdim. İkimizde aynı üniversiteye gidicektik.

Bunun bilerek yapılmış bir şey olduğunu bilsem de annemlere bu konuda kızamıyordum.

Onlarda haklılardı akıllarının sürekli bende olmasını istemiyorlardı. Güvende olduğumu bilmek en büyük haklarıydı. Melis'in ıslık çalmasıyla sırıttım "Kızım sen gittikçe güzelleşiyorsun yemin ederim. Kıskanıyorum seni bilgin olsun" gözlerimi devirip

"ya aynen aynen" dedikten sonra Melis'in koluna girdim beyaz bastonu diğer elime alıp yürümeye başladık.

"Eeeee Anka kuşum heyecanlı mısın?" Heyecanla sorulan soruya bakıldığında Melis'in benden daha heyecanlı olduğunu anlamış oldum. "Bilmiyorum ki aslında aradan geçen onca seneden sonra okula gidicem bu çok mükemmel ama bir yandan da okuldakilerin hakkımda düşüneceği şeylerden korkuyorum."

ANKAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin