Çalar saatin iğrenç sesiyle güne merhaba dedim! Yatakta oturur pozisyona gelip ayılmaya çalıştım. Dün yaptıklarım için halen kötü hissediyordum.
Annem ve babam benim için her zaman ellerinden gelen her şeyi yapıyorlardı ama ben hayatımda olmayan birinin lafı için okula gitmek istemiyorum deyip triplere giriyordum.
Bu ne kadar doğru? Okula gidicektim. Kim ne derse desin ailemi mutlu edicektim en önemlisi de kendim için gidicektim. Banyoya gidip elimi yüzümü yıkadım.
Annemin her zaman ki gibi sandalyeme bıraktığı kıyafetleri giydim. Saçlarımı tarayıp salık bıraktım. Çantamı alıp mutfağa geçtim.
Anne ve babamı öptükten sonra hızlıca kahvaltı yaptım. Birazdan Melis kapıya dayanmış olurdu. Ve eğer zamanında hazır olmazsam beni haşlayacağını da biliyordum.
Zil sesinin gelmesiyle Melis'in geldiğini anlamış oldum annemle babama sarılıp dün için özür dileyip bir daha böyle bir şey yapmayacağımı belirttim ve ayriyetten yaptıklarımın anlık duygu karmaşasından ibaret olduğunu söyledim.
İlk günden birinin beni eziklediğini söylemedim daha fazla onları üzmek istemiyordum. Kapıyı açıp sıcak havanın yüzüme çarpmasıyla tebessüm ettim tabi bir de boynuma atlayan Melis vardı. "Bebişim rüyamda seni gördüm o kadar tuhaf ve fantastikti ki aşık oldum sana ama okulda anlatıcağım daha gizemli olsun eh"
Kahkaha atıp Melis'in koluna girdim. "Bugün Efe amca bırakmayacak açıkcası üzüldüm ama bir detay sonradan aklıma geldi benim bebeğim ne güne var" gözlerimi şaşkınlıkla açtım.
"Ne ara ehliyet aldın sen?" Sorumla kahkahayı basan kişiye sinirle baktım.
"Geçen sene yaz aldım ya ne ara unuttun şapşik" jetonun sonradan düşmesiyle birlikte dua etmeye başladım.
Melis demek aksiyon demekti..... Ve arabadan sağ çıkarsak yeri öpecektim. "Eh bence metroyu kullanalım hem bende alışmış olurum ne dersin birtanem"
Melis'in homurdandığını duydum. "Şekerim sen genelde korktuğunda bana birtanem dersin yani demem o ki yemedim bu numarayı. Diğer bir konu ben düzgün araba kullanıyorum korkmana gerek yok bu arada kırıldım sana demek ki güvenin hiç yokmuş bana karşı" arabanın içine itilmemle toparlanıp düzgünce yerleştim.
Sırıtıp "bunu bilmen ne güzel" deyip arkama yasladım. Koluma yediğim çimdikle sıçrayıp dudaklarımı büktüm.
Bu kızdan yediğim çimdik sayısını annemden yememiştim ya. Yol boyunca şarkı söyledik ve dans ettik. Cidden Melis mükemmel araba kullanıyordu.
O kadar mükemmel kullanıyor ki hız olarak ışık hızından daha hızlıydı bir yerden sonra midem ters dönmüştü diyebilirim.
Yine de eğlenceliydi inkar edemezdim bunu. Arabanın durmasıyla Melis'le birlikte arabadan indik.
Beyaz bastonu açıp sağ elime aldım. Melis'in koluna girip ilerlemeye başladık. "Ya bu arada bugün klüp seçiceğiz sana müzik yazıyorum kendime de resim tamam mı?" diyen Melis'e döndüm.
"Neden sende müzik seçmiyorsun ki beni yalnız bırakmasan"
"Kızım müziğin "m" si yok bende bir şarkı söylesem evren ters döner iyi misin sen?" gülmemeye çalışıp anladım derecesinden kafamı salladım.
Öğrencilerin sesleri teker teker kulağıma geliyordu fakat aralarında tek bir kişinin sesi tanıdık geliyordu. Bir insan görme engelli olduğu zaman sesleri daha iyi duyarmış bu gerçektende doğru.
Ufacık bir sesi bile duyabiliyordum. Çünkü göremediğimden dolayı kulaklarım bir nevi benim gözümdü duyan ama görmeyen bir çift göz. Sınıfa girdikten sonra yerimize oturduk.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ANKA
Teen FictionHAYAT ENGEL TANIMAZ SERİSİ -1- "Efsanelere göre Anka kuşu öleceğini hissettiği zaman kendisine ağacın kuru dallarından bir yuva yapar ve hiçbir zaman ne olduğu anlaşılmayan bir yapışkanla yuvayı sıvar, yuvanın içinde ölümü beklermiş. Ta ki güneş büt...